Yıldız Ramazanoğlu
Bakalım günümüz insanı sevmekte, bağlanmakta, başkasının hakikatine eğilmekte, insan yükünü taşımakta ne kadar sahici.
Michelangelo Antonioni İtalyan sinemasında 2. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan Yeni Gerçekçilik akımıyla anılan önemli yönetmenlerden biri. Fakat halk sınıflarının arasına burjuva yaşamlarının sergilenmesini de ekleyerek görüntüsünü ve sorgulamasını zenginleştirmiş. Kadın ve erkek arasındaki gerilimi sorguladığı “iletişimsizlik ve yabancılaşma üçlemesi” diyebileceğimiz üç filminden ilkine göz atabileceğiz sadece. Filmleri en üst katmanda cinsiyetsiz ve insan odaklı okumak modern zamanın duygusal kısırlığını anlamak için oldukça elverişli. Bugün yaşanan derin duygusal boşluklara on yıllar önce işaret etmesi, sanatın bir işlevinin de ilerilere dal uzatmak oluşunun göstergesi.
‘Macera- L’avventura’ (1960) filmi tanınmış işadamı bir babanın kızı Anna’nın evlenmek üzere olduğu genç adamla gemi yolculuğuna çıkmasıyla açılır. İlişki şüpheler içinde ilerlemektedir. Kadın içten olmayan, yeterince bağlılık duyulmayan bir beraberliğe mi sürüklenmektedir, yoksa boş kuruntular ve yalnızlığın cazibesi ruhunu esir mi almıştır? Evlilik öncesi bir ay, iki ay ya da üç yıl yalnız yaşamam gerekebilir duraksamasıyla, ‘seni seviyorum ama seni hissetmiyorum’ cümlesi arasındadır modern insanın dramı. Fakat insan bir ay yalnız kalmaya görsün, bu sefer de kendi yalnızlık evreni içinde yaşamaya alışır. Bugünü görseydi yönetmen, nasıl bir digital dünyaya hapsolduğumuzu görüp gösterecekti kuşkusuz.
İnsanın iç dünyasındaki fırtınalara eşlik eden çalkantılı deniz, Anna’nın birden ortadan kaybolmasıyla tam bir metafora dönüşür. Modern dünyada insan kaybolmuş geriye hakkındaki tutarsız söylenceler kalmıştır sanki. Hayat bütün akışkanlığıyla sürerken hiçbir kayıp yeterince can yakmaz, çünkü ilişkilerde beklenen kalp kalbe karşılık, duyguları yutan büyük kara delik yüzünden bir türlü gerçekleşmez. Bunu tezi kuvvetlendirmek için başkalarını da nazara verir yönetmen. Gemideki çiftlerden birinde de kadın ne söylese adam can sıkıntısıyla söylenmekte ve bunları yıllar önce de anlattığını hatırlatmaktadır. Bugün başka bir gündür, aynı şey değildir, başka türlü ve farklı bir bağlamda anlatılmaktadır diyen eski bakış yok olmuştur. Tazelenme imkanı neredeyse ortadan kalkmış, sıkıcılık ilişkileri ele geçirmiştir. Anna yüzerken köpek balığı gördüğünü söylediğinde de beklediği şefkat ve ilgiyi görememiştir nişanlısından, zaten bir deneme yalanıdır söylediği. Çabuk sıkılan, doyumsuz, ne istediğini bilmeyen, yalnız kalmaya çalışan insanın gel-gitlerine eşlik eden kayalar, yuvarlanan taşlar, insansız sesler etkileyici. Yağmurda sığındıkları küçük sahil evinin hikayesi de derin boşluğu besler. Yıllardır Avustralya’da çalışan, oralarda yaşlanmış, dönememiş, evin gününü görememiş bir adama aittir, bekçisi yaşamaktadır onun yerine. Böyle ne çok ev var Türkiye’de de. Bekçi ailesiyle yaşayıp maaş alır, ağaçlara bakar, meyveleri toplar, havuzunda yakınlarıyla yüzer. Anna’nın evde kalan çantasından çıkan iki kitaptan birinin İncil olması, kızı hakkında fazla bir şey bilmeyen çok meşgul babayı şaşırtır, sevindirir.
İncil okuyan biri düşüncesizce bir şey yapıp intihara kalkışmış olamaz hiç değilse.
Nişanlı Sandro, Anna’nın içindeki boşluğu haklı çıkararak onun geziye katılan yakın arkadaşına asılır, bunu kendini fedaya niyeti olmamakla açıklar. Kızın direnişi ve vicdan azabı da kısa sürer. Hatta kendini ‘ya hayattaysa’ ihtimaline üzülürken yakalar. Günümüz insanının kayıp ölü ya da diri bulunana kadar bile vakit kaybetmemesi gerekir. Antonioni’nin filmleri sinema nedir sorusunun cevabı gibi. Görüntüdür sinema ve Anna’yı aramak için çıkılan yolda ağaçların bitkilerin cılızlığı, insanın iç dünyasındaki çoraklığına dış mekanlarla ayna tutarak söze ihtiyaç duymadan ilerlemesidir. Gitmesi muhtemel otel avlusuna kadar betonla kaplıdır ve buna paralel olarak ilişkiler de taşlaşır. Tekne, tren, özel araba, bütün araçlar eksik olan bir yere götürebilir sadece. İnsandaki tekinsizliğin, samimiyetsizliğin, ikircikliliğin açtığı yarayı sarmanın başlangıcı kaybı görmektir ama bu kolay değildir.
Sahilde balık tutan genç adamlar en zayıf halka olarak sertçe sorgulanırlar ve bu sahneler de kendini Marksist olarak tanımlayan yönetmenin alt sınıflara yönelen haksızlıklara dikkat çekmesidir ki her filminde bir parça alan açılır emeğin savunusuna.
Anna’nın kız arkadaşı da duyarsızlığı fark eder sonunda, ‘seni hissedemiyorum’ der tıpkı onun gibi. ‘Şehri bensiz gezince tek bacaklı olduğunu, gölgemi bulup sarılmak istediğini söyle’ dediği adam çoktan bu bağdan da sıkılmıştır. Kalbin sevme gücünü yitirişine modern bir ağıt olarak da okumak mümkün filmi. Kopma, kaybolma, yabancılaşma.
Anna’nın en başta yola çıkarken giydiği bembeyaz sade elbise ise hayal, umut ve temiz boş bir sayfa.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020