Ali BAYRAMOĞLU
DUBLIN
Etnik ve kültürel çatışmaları çözebilmek için 'hassas sınırları zorlamak' gerekir...
İrlanda deneyiminin kurduğu cümle bu...
Önemli bir tespit, aslında genel bir kural...
Genel kural çünkü bilinir, hassas sınırları zorlamadan toplumlar değişmez, devinim içine girmez, derin sorunlar çözülmez...
Bizde, hassas sınırları zorlayan bir hamle, Habur'da yaşanmıştı, mesela... İşlerin tersine dönmesi öncesi, PKK'lı militanlar serbestçe sınırdan geçmiş, coşkuyla karşılanmış, siyasi ve adli mekanizma yasal yorum sınırlarını alabildiğince geniş tutmuştu.
Zihniyet, gelenek, tabular dışında, yasalar da zorlanabilecek hassas sınırlar arasında yer alırlar, görüldüğü gibi...
"Siyaset ve önemi" dikkate alındığında bunlar en hayati, en kritik sınırlardır.
Nitekim siyasal ve sosyal hareketler talep ve varlıklarını kabul ettirmek için sıkça yasal sınırları zorlayıcı bir siyaset izlerler.
Bu, bir tür "eşikte siyaset"tir ya da "sınırda siyaset"tir... Sistemin, yasaların sınırında siyaset, yasal sınırların kâh içine giren kâh dışına çıkan, gücünü toplumsal meşruiyetten alan uç noktada siyaset... Yasallık ile meşruluk arasındaki gerilime işaret eden siyaset...
Önemlidir zira "tarihi devinim" biraz da bu siyaset, bu gerilim üzerine kuruludur.
Yakın tarihte dini hareketlerden sol hareketlere, etnik hareketlerden kadın hareketine farklı toplumsal dalgalar, farklı demokratik mücadeleler yasal sınırları zorlayarak, yeni toplumsal hallerden ve toplumsal meşruiyetten aldığı güçle, yasal sınırların hemen eşiğinde var olmuş ve siyaset yapmıştır.
Değişim süreçlerini mümkün kılan da genellikle bu tarz siyaset, bu "eşikte siyaset" olmuştur.
Bizde de pek çok örnek var.
Devlet alanında başörtüsünün yasalar nezdinde adeta siyasi ölüm nedeni kabul edildiği bir dönemden, bugün Çankaya'da temsil edildiği, hatta ülkenin resmi temsilinde önde durduğu ve bu durumun tabii karşılandığı bir noktaya böyle geldik, hak alanının eşikte siyasetle genişlemesine tanık olduk. İfade özgürlüğüne ilişkin pek çok yasal değişiklik böyle yapıldı. 1915 konusunda fikir beyanının suç olmaktan çıkması böyle oldu...
Etnik ve kültürel çatışmaları çözebilmek için 'hassas sınırları zorlamak' fikrinden yola çıkarak, Kürt sorununda da son yıllarda alınan yola, bugün gelinen aşamaya ve yaşanan tıkanıklığa "eşikte siyaset merceği"yle bakmak mümkün, hatta gerekli.
Ahmet İnsel, Radikal 2'deki son yazısında söz ediyordu bu mercekten:
"Kürt siyasal hareketinin aktörleri, yasallığın sınırında siyaset yaparak, yasal alanı genişletmeye çabalıyor çoğu zaman. ... Sınırda siyaset illegal faaliyet yapmak demek değildir. Ve özellikle yaptığını gizli saklı değil, açıkça yapar..."
Gerçekten de öyle...
Öcalan 1999'dan bu yana hapiste, yıllardır, avukatlarıyla yaptığı görüşmeler üzerinden siyasi etki ve yönlendirme imkânlarını elinde tutuyor. Durum yasal değil ama, "sınır"da, yani meşruiyeti ve gerekliği kabul gören, göz ardı edilmesi ciddi sarsıntılara yol açabilecek, dahası beklenti yaratan, böylece işlerlik kazanan bir durum, daha doğrusu siyasi durum...
KCK keza... Yasal sınırları zorlayan, sıkça aşan bir durum, ama kendiliğinden oluşuyor, toplumsal meşruiyete sahip bulunuyor, sosyal oluşum üzerinden bir talep ifade etme, bu çerçevede yapılanarak siyaset yapma haline işaret ediyor.
"Eşikte siyaset hali"nin Kürt sorununun çözümü istikametinde devreye girebilecek önemli araçları, kendiliğinden oluşumları, aktörleri toplumsal ve siyasal alanın şiddet alanının önüne geçme imkânlarını kuşatmaktadır.
Nitekim siyasi iktidar, sistem, devlet de bunun uzun süre farkında olmuştur.
Değil mi ki, "Öcalan ve KCK" uzun süre devletin varlığını bildiği, müdahale etmeden izlediği kapı açtığı durumlardı.
Peki, bugün olan nedir?
Eşikte siyasetin imhasıdır.
Aslında siyasetten cayılmasıdır...
Siyasi iktidarın verdiği keskin bir kararla, dar anlamda yasal sınır uygulamasıyla, Kürt siyasetine temas eden her aktörü teslim alarak eşikte siyaset halini boğması, bunu yaparken tüm siyaset alanını yıpratmasıdır.
Sadece terör, örgüt takibatı değildir yaşanan...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025