Aydın Selcen
Idlip cebinde Rus hava kuvvetlerinin tek saldırısında, ilk duyum, açıklama ve belirlemelere göre en az otuz üç şehit verdik. Yaralıların durumlarının ağır olduğu göz önüne alınarak sözkonusu karanlık bilançonun daha da trajikleşmesi beklenmeli.
Rus hava kuvvetlerinin, TSK unsurlarının “terörist” HTŞ unsurlarıyla iç içe bulunduğu ve eşgüdüm eksikliği gerekçesiyle anılan saldırıyı gerçekleştirdiği keza Rus makamlarınca duyuruldu yahut sızdırıldı. TSK’nin omuzdan havaya atılan füzelerle (MANPADS) Rus savaş uçaklarını hedef aldığına dair görüntüler de Rus kaynaklarca paylaşıldı.
Rusların resmi olarak “biz yaptık” demediği ancak parmak izlerinin açıkça görüldüğü bu müdahalenin zamanlaması da önemli: Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan Idlip’te “lehimize gelişmeler” olduğunu söylemişti. HTŞ ve/veya SMO adı altında TSK destekli cihatçı milisler stratejik önemi olan M4-M5 karayolu kavşağındaki Neyrap ve Serakıp’ı Suriye ordusundan geri almıştı. Rus heyeti henüz Ankara’daydı, ki sanıyorum halen de başkentteler. Kremlin Sözcüsü Peskov, bir soruya cevaben, Devlet Başkanı Putin’in 5 Mart’ta Türkiye’yi ziyaretinin programlanmadığını açıklamıştı.
Rusya’nın yaptığı kesin olup da resmen üstlenmekten kaçındığı bu ağır saldırıdan Ankara da resmen Rusya’yı değil Suriye’yi sorumlu tutmayı yeğledi. Gece MGK olağanüstü toplandı. CHP de MYK’sini topladı ve TBMM’de kapalı oturum çağrısı yaptı. Baskın beklenti, bugün meclise Suriye’ye savaş ilânı teskeresi geleceği yönünde. Oysa yapılması yahut en azından denenmesi gereken savaş dışında her şey.
Bu bağlamda, HDP ne dese, ne etse “bölücü terörist” yaftasından kurtulamadığına göre, başta CHP, İYİP ve Saadet olmak üzere muhalefetin yapması gereken de önce sorgulamak, sonra savaş dışında tüm seçenekleri hem kamuoyuyla hem iktidarla yapıcı, yaratıcı, tutarlı ve ısrarlı biçimde müzakere etmek. Gerilimi artırmayı değil düşürmeyi, çatışmayı değil diyalogu öncelemek.
Ankara’nın tek başına “yalnız süvari” siyasetinde ısrarla, Idlip’te sadece yerdeki, bugün itibarıyla mevcudu yedi bini aşan askeri mevcudiyetini artırması ve sayıları elliye yaklaşan askeri mevkilerini zırhlı araçlar ve obüslerle tahkim etmesi, bir diplomatik kaldıraç sağlamıyor, aksine “hedef büyütmek” anlamına geliyor. ABD’lilerin askeri konularda dediği gibi, “bir çukurdaysınız, öncelikle yapmanız gereken kazmaktan vazgeçmek.”
Çıkmaz sokakta duvara doğru gaza basmak yerine birleşik ve müşterek çözüm arayışları değerlendirilmeli. Birleşik yani çokuluslu, geleneksel NATO müttefiklerini yanına alan. Müşterek yani yalnızca kara değil hava ve deniz unsurlarını da devreye sokan. Her iki konuda da Türkiye’nin fazlaca etkin seçeneklere sahip olmadığı da teslim edilmeli. Radara görünmeyen F-35 uçağı yerine S-400 hava savunma sistemi tercih edildi. Rusya İstanbul Boğazı’ndan bu sabah iki seyir füzesi atma kabiliyetli firkateyn geçirirken bizim böyle bir imkânımız yok.
Macera aramakla olağandışı yöntemlere başvurmak farklı. Bana göre bugün sorumlu, öngörülü, sağduyulu, soğukkanlı devlet adamlığının, diplomasinin öne çıkması, medya spotlarından uzak durulması gereken gün. Örnekse, olağandışılık adına hem yüzü müttefiklere dönüp hem aynı müttefikleri kapıları açıp, sığınmacıları üzerlerine salmakla terbiye yahut tehdit etmek gayet tutarsız. Savaş meydanında ta Tannenberg’den bu yana “sürpriz unsuruna” iman etmiş yaklaşımın sonucunu verdiğimiz kayıplarla çok acı biçimde deneyimledik.
Diplomasi masasında ise itibar, öngörülebilirlik ve ciddiyetle ölçülüyor. Değerli uzman Aydın Sezer’in dikkatle kulak verilmesi gereken sağduyu çağrısında olduğu gibi iktidarın iletişim stratejisini de disipline etmesi şart. Küçümsemek için söylemiyorum, iletişim önemli ama işin tezgâhtarlığı. Sorulması gereken Idlip’te, Suriye’de, Libya’da dış politika amaçlarının ve askeri stratejinin ne olduğu, hatta olup olmadığı. Bilen, anlayan, duyan var mı?
Ulusal güvenliğe yönelik tehdit algısını bertaraf etmek yeterli bir gerekçe değil. Zira, sözkonusu algı tek elden yönetiliyor. Bir kişi neyi, nasıl algılıyorsa biz yurttaşların da onu sorgulamadan, olduğu gibi benimsememiz bekleniyor. Bu kısır döngüyü kırmak, yinelemek gerekirse, yalnızca yurttaşların değil muhalefetin başat ödevi.
Bu yapıldıktan sonra yanıtın nerede, nasıl verileceği konuşulabilir. “Olağandışı” dediğim de bu. Askeri ayakizini küçülterek de -amaç buysa- etkinlik artırılabilir. Vekâlet savaşı ayrı, ulusal haber alma örgütünce yürütülecek örtülü operasyonlar ayrı, münhasıran Özel Kuvvetler’in dahliyle yapılacak nokta harekâtlar ayrı, paralı asker/lejyoner kullanılacaksa bu ayrı. Bu “tam yalanlanabilir” yaklaşımların hepsinin ya da herhangi birinin uygulanabilmesi içinse Türkiye’nin önce hukuk devleti olması gerek.
Yürütülen şekliyle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görev tanımını aşan cihat çağrıları, AKP sözcüsünce yapılan savaş ilanları, adını koymadan komşu ülkenin topraklarına yerleşmek ve savaşa girmek, tüm bunlar esasen cumhuriyetin altını oyan girişimler. Onu da onlarca yıldır yürütüldüğü biçimiyle kökten eleştiregeldim ama “terörle mücadele” ile “savaş” birbirlerinden çok farklı. Dilerim başta CHP muhalefet de bu temel ayrımın farkında olsun.
Verili anda tırmandırma tekeli Rusya’da. Rusya, Türkiye’ye hayatı yalnızca Idlip cephesinde değil Afrin, Bab ve Raselayn ceplerinde de dar edebilir. Libya’da hızlanan ve yoğunlaşan saldırılar da herhalde tesadüf değil. Gerek buradaki yazılarımda gerek MedyascopeTV’deki haftalık yayınlarımda artık kaygılanmak zamanının geldiğinin altını çizmeye çabaladım. İşte kaygılarım bu tekraren anlattıklarıma dayanıyordu.
Kaygı kaynaklarından kurtulmak en başta disiplin gerektiriyor. Bizde disiplin kavramı sevilmez ve çağdışı bir askeri emir-komuta zinciri anlayışıyla karıştırılır. Verdiğimiz savruk ve gayriciddi görünüm hiç hayra alamet değil ve bundan sonrasına dair umutlanmamıza olanak tanımıyor. Camilerden sala okutmak denli, sosyal medyayı boğmak da hiç akılcı çözümler değil.
Şimdi yurtseverlik iddiasında olanlar için zaman hamaset değil siyaset zamanı. Dalkavuklara değil diplomatlara gereksinim var. Hitabete meftun olmak değil sessiz müzakerede ısrar etmek gerek. Susmak değil sormak, hayıflanmak değil çözüm önermek. Bıyıkaltından gülmek değil, ama doğru ama yanlış içten konuşmak. Sürüklenmek değil hep birlikte muhataplık iddiamızı ortaya koymak.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024