Aydın Selcen
Son dönemde yineleyegeldiğim üzere önce düşünmeye cüret edelim. Sonra doğruları arayalım, verileri konuşalım, tarihi anımsayalım, sorular soralım. Sorduğumuz soruların olası yanıtlarının, bunlar doğru da olsalar, (düzensiz göç konusunda olduğu gibi) beyhude olmayacak politikalara yol açamayabileceği gibi bir aşılamaz çelişkiyle karşı karşıya bulunduğumuzun bilincinde olalım. Aris Roussinos’un betimlemesiyle “çözüm önermeyen içi boş itirazın rahatlık örtüsünden”, diğer deyişle “her koşulda önce kendimizi iyi hissetmek için tutum almaktan” kaçınmaya çalışalım.
Demokrasilerde islâmcılığa yer yok. İslâmcılık, en ılımlısından (AKP?) en vahşisine (IŞİD?) tüm renkleriyle küresel ölçekte o denli başarısız oldu ki, esasen islâm ile demokrasinin ne denli bağdaşabildiği sorusunu sordurtur oldu. Bu sorunun değil dile getirilmesi düşünülmesi dahi islâmcılara “islamofobi” (“kurt adam!”) çığlığı attırmaya yetiyor. Oysa inançlı bir Müslüman için laik bir cumhuriyetin yurttaşı olmak, tanrısal ile dünyevi arasında, kutsal kitapta yazanla anayasada, medeni kanunda yazan arasında kaçınılmaz bir çelişki yaratıyor. Laiklik olmadan da demokrasi olmuyor. Öyleyse hangisi hangisine uyacak? Normlar nasıl oluşacak, anayasacıların deyişiyle “normlar hiyerarşisi” nasıl yerleşik kılınacak?
Devlet demek aynı zamanda boyun eğmek demek. Yasalara, vergilere, askerliğe vb. Her devletin kuruluşu bir bakıma zora da dayanıyor. Sakarya’da onbin erin firar etmesi değil, en az on yıldır aralıksız savaşan bir halkın içinden yüzbin dolayında er ve subayın düzenli bir ordu halinde, emir-komuta zinciri içinde, bir plan kapsamında orada savaştırılabilmiş olması asıl çarpıcı olan tarihsel veri. Doğa durumu, “anarşi” ortamı düşünsel anlamda bana da çekici gelmiyor değil. Ancak Anatol Lieven’in altını çizdiği üzere “bir devlete sahip olmaktan daha kötüsü bir devlete sahip olmamak”. Taliban’ın omurgasını, mevcudunun çoğunluğunu oluşturan Peştunlar tarihin hiç bir döneminde kendi töreleri, kabileleri ve İslâm yorumları dışında kurala, otoriteye tabi olmamış; bu çabalara hep karşı koymuş, silâhlarını kimseye teslim etmemiş.
Dinde çoğulluk, “İslâm’ın yorumları” dediğimizde, bir islâmcıyla konuşma başlamadan bitiyor. Tanrı tek, peygamber tek, kitap tek, hadisler sahih: Öyleyse neyi tartışıyoruz? Bir gün tüm dünyaya İslâm egemen olacak ve o gün sonsuza dek barışa erişilmiş olunacak. Ha IŞİD, ha Taliban, ha İhvan. Ha İran İslâm Cumhuriyeti diye eklenebilir. Mi? Zira bizatihi Şiilik de islâmcıya göre “doğru yoldan” sapma. Bunun için her gördüğümüz sakallıyı molla sanıyoruz da, İslâm’da en köktenci arayışlar yine Kum’dan çıkıyor. Bahçeli’nin “terazi var, tartı var…” özdeyişinde (!) olduğu gibi, öyle İranlı molla var ki, al ışınla misal Heidelberg’e, teoloji fakültesinde ordinaryus profesör olsun. Ancak temel çıktı, islâmcı için takıyyenin kaçınılmaz yordam olarak benimsenmesi gereği. Takıyye yöntemiyle kartezyen bir düşünce tartışmasının bağdaşmayacağı ise yalın gerçek. Takıyye ile gerçeğe ulaşılmaz, takıyye kazınınca altından gerçek çıkar.
Afganistan’da bugüne dek güvenilir bir nüfus sayımı yapılamamış. Üstelik günümüzde bile Afganistan nüfusunun ancak 43%’ünün okur-yazar olduğu varsayılıyor. Doğru, Afganistan Krallığı’nı kuranlar da yine aynı Peştunlar. Emanullah Han 1928’de çıktığı Türkiye, İran ve Mısır gezisi bağlamında Ankara’ya da uğruyor. Genç laik cumhuriyetin başarılarından, aldığı yoldan, yöneliminden çok etkileniyor. Rivayete göre Atatürk konuğunu uyarıyor. Mealen uyarlarsak dediği özetle şu: “Ne sen bensin, ne Afganistan Türkiye. Burada gördüklerini ülkende uygulamaya kalkışma. Aşamalı ve mantıklı ilerle. Biz de sana elimizden geldiğince yardımcı olalım.” Bilge evsahibinin akılcı öğütlerini pek dinlememiş olacak, yurda dönüşünde kapsamlı reformlara girişen Emanullah Han 1929’da Afganistan’ı terk etmek zorunda kalıyor.
Afgan Kralı Emanullah Han’ın Ankara’da Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından kabulü (1928)
Tarihten yapraklarda biraz daha geriye gidelim. Sarıkamış faciasının, Ermeni Soykırımı’nın sorumlularından, “damad-ı şehriyari” Enver Paşa’nın anısı bugün de kimi çevrelerce hayırla yâd ediliyor. Enver 1922 Ağustos ayı başında Afganistan’ın hemen kuzeyindeki bugünkü Tacikistan bozkırlarında, Bolşeviklerce öldürülüyor. Aynı yılın aynı Ağustos ayının sonunda Dumlupınar’ın muzaffer başkomutanı Mustafa Kemal işgalci Yunan ordusunu Ege kıyılarına doğru takip etmeye başlıyor, 9 Eylül’de İzmir kurtarılıyor. Adeta anlam deryası: Biri Batı’ya, diğeri Doğu’ya gidiyor. Biri geleceğe, diğeri hayal edilmiş bir pırıltılı geçmişe (o kadim ihtişama?) yürüyor. Biri kendi anayurdunu savunuyor, diğeri ata yurdu varsaydığı bir yerde çarpışıyor. Biri aklın gereğini yapıyor, diğeri duygularına kapılmış sürükleniyor. Biri çözüm üretiyor, diğeri çaresizlikten hareket ediyor. Sonuncusu da şu: Enver’in “organik”, Mustafa Kemal’in “organik olmadığı” iddia edilebilir mi? O Mustafa Kemal, kendi memleketi Selânik’i almış, zamanında Girit’te etnik temizlik yapmış Yunanistan başbakanı Venizelos’u da Dumlupınar’dan yalnızca sekiz sene sonra Ankara’da ağırlamayı biliyor. Hepten coşup, “yaw siz kime ne hikâye anlatıyorsunuz be?” diye soracağım neredeyse.
Hugo Pratt’ın yarattığı Corto Maltese’nin “La Maison Dorée de Samarkand” (1980) macerasından
Yukarıda değindiğim Sakarya örneğinde olduğu gibi yineleyelim: Kütahya’dan İzmir’e dek ama koşaradım giden erler, ama at sırtında ilerleyen subaylar, on yıldan beri savaşmış, eti kemiğine yapışmış, derileri güneşten kayışa dönmüş, iradeleri çelikleşmiş, “ateşi ve ihaneti görmüş” ve evet, belki gözlerini artık kan bürümüş insanlardır ve bu laik cumhuriyetin kurucuları onlardır da. Devlet kurmak pis, vizyon sahibi lider olmaksa zor ve nadir iştir. Zira hafriyat kolay, inşaat zordur. Hafriyatsız inşaat pek olmaz da, ikincisi tasarım gerektirir. Varsayımlar, hurafeler, kitapta yazanlar, ergenlik hayalleri, ıslak rüyalar tasarımın yerini tutmaz. İdman görüntülerini izlediğim bir basketbol koçu oyuncularına çizgi kenarından sürekli “çözüm istiyorum” diye bağırıyordu. İki ayağını da parkeye basmak bunu zorunlu kılıyor. Bilmem zikredebildim mi?
Geri gelelim bugüne. Yirmi yılda on milyarlarca dolar gömülen Afganistan ordusu, mevcudu ondan kat be kat az yamalı bohça milis gücü Taliban karşısında kurşun atmadan ortadan sıvıştı. Cumhurbaşkanı Gani’yi taşıyan helikopter dolar balyaları yüklü havalandı, ardından Fellini filmi gibi asfalta banknotlar saçıldı. Etnik Özbek ve Ankara’nın vazgeçilmezi Raşit Dostum Hayrattan kapısından kapağı Özbekistan’a zor attı, onun Şibirgan’daki altın yaldızlı sarayında Taliban gelip keyif çattı. ABD, Saddam sonrası Irak’ı tersten oynayıp yeniden Kuzey İttifakı’na yatırımla cephe gerisi yeraltı direnişi organize etmedi, IŞİD’e karşı yaptığı gibi havadan müdahalede de bulunmadı. ABD Başkanı Biden haklı: Seçmeni kaya gibi arkasında. Biden haksız: Çünkü onun “Amerika geri döndü” iddiası, Kabil Havaalanı’daki görüntülerle kubbede hoş olmayan boş bir sedaya indirgendi. Bundan böyle hiç bir müttefiki, hiç bir paydaşı, omzunun üzerinden kaygıyla geri bakmadan ABD ile hiç bir cephede işbirliği yapmaz.
Kabil’den kalkan ABD Hava Kuvvetleri uçağı olması gerekenden yaklaşık altı kat fazla yolcuyla havalandı, iniş takımlarına tutunan Afganlar düşerek öldü.
Terazinin bir kefesinde dış politikaya iç destek sağlamak varsa, diğer kefede hesap verebilir olmak, rıza devşirmek var. NATO ve ABD çekildikten sonra bile Kabil Havalimanı’nın işletme ve güvenliğini sağlamaya ısrarla talip olduğumuzu açıklayan, bu uğurda Pakistan’a kadar giden MSB Akar korkarım asık suratlı olmayı, devlet ciddiyetiyle karıştırıyor. Bugün, THY Kabil uçuşlarını iptal etmiş durumda. Hangi varsayılan gerekçelerle Afganistan’da olmak zorunluluğunun savlandığı üzerine tahminlerimi önceki yazımda sıralamıştım, yinelemeyeceğim. Ortada üzerine yorum ve çözümleme yapılacak çok boyutlu, tutarlı, uzgörülü, sağduyulu, soğukkanlı, akılcı bir dış politika bütünü yok. İhvancılık saplantılı, fırsatçılığı hamle sanan, işgüzarlıkla etkinliği karıştıran, taşrasal kurnazlığı stratejik akıl yerine koyan, hamaseti yurtseverlik diye pazarlayan bir güruhun çıkardığı gürültü var. Alevi diktatör Esat’la, darbeci Sisi’yle temas yok, Taliban “üst düzeyi” Beştepe’de ağırlanabilir. O Taliban “üst düzeyi” de terörist listesinde olabilir ama terör örgütü PKK’yle, uygun kanallardan olsun, en ufak bir temas düşünülemez dahi.
Belki bunca cafcaflı söze de gerek yok, en doğru çıkarım anonim bir tüvütre heccavına ait: “Taliban ne güzel bir kelime, içinde IBAN geçiyor ve IBAN bizim kutsalımız.” Ciddileşip, şu kadarını olsun söyleyerek bağlayalım: Orada kadınlar kendilerini çatılardan atıyor, burada bir Ebrar Karakurt çıkıyor. Bunun da değerini bilmeyeceksek neyin değerini bileceğiz? Saat bizi yönetenlerin kolunda olabilir ama zaman bizlerden yanadır. Laik cumhuriyet, ilerleme, aydınlanma, özgürlük, bireylik, eşit yurttaşlık organik gerçeklerdir. ABD/AB’nin, Batı’nın temel yanılgısıysa, uluslararası terörizm ihraç etmeyen islâmcı rejimleri hoş görülür, iş yapılabilir sanmak. Nedenlerinden başlıcasıysa herhalde rejim değişikliğinin, devlet yıkımına; devlet yıkımınınsa düzensiz göçe neden olması. Güncel “ayranım dökülmesin” politikaları o Batı’yı ancak kısa erimde, bilemedin gelecek seçimlere dek taşır da, sonrası karanlık.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024