Baskın ORAN
Son defa deyişim, ben bunları 15 Ağustos ve 22 Ağustos 2014’te yani tam 6 yıl önce Radikal İki’de yazmış ve konuyu bitirmiştim. Daha fazla uğraşmak lüzumsuzdu.
Ama bu laikçi ihvanın (ihvan, tarikat mensupları demektir) şu sıralarda yine kabardı ayranı. Son ve en iğrendirici marifetleri de, şimdiye dek mütedeyyin Müslümanları da dahil ederek Rejim’e karşı yazılmış en anlamlı ve ciddi muhalefet metnini yayınlayan Aksaçlılar’a “YAEci!” diye saldırmalarıydı.
***
Bu ekip, laikçi hatim indirmeye aslında 2010’da değil, 2007’de başladı. O yıl Gül’ü seçtirmemek için Türk hukuk tarihinin en büyük ve en komik rezaleti olan 367 olayını düzenlediler. Sonuç, Erdoğan’ı iktidara getirerek bugünkü Rejim’e öyle bi yol açtı ki, bir günah keçisi bulup onun sırtına yıkmak zorundaydılar. İki tane buldular: 1) 2010’da Anayasa Referandumu reformlarına Yetmez Ama Evet diyenler; 2) 2013’te de, Kürt Barış Süreci’ne katkı yapan Akiller.
İkincisi şu anda konumuz değil. 2010 Referandumunu madde madde tanıtayım da, birilerine okutup öğrensinler.
***
1) Temel hak ve özgürlükler güçlendirildi:
Kişilerin yurt dışına çıkma özgürlüğünün, ancak suç soruşturması/kovuşturması sebebiyle ve yargı kararına bağlı olarak sınırlanabileceği kabul edildi.
Memurlara toplu sözleşme hakkı verildi.
Yürütme’nin her türlü işlemine karşı her yurttaşın başvuracağı Ombudsmanlık getirildi.
AYM tarafından partisi kapatılanların milletvekilliğinin düşürülmesine son verildi.
Dezavantajlı kişilere getirilecek pozitif ayrımcılığın eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı ilan edildi.
2) Askerî vesayet zayıflatıldı:
Askerî yargının görev alanı çok daraltıldı. Askerler ağır cezalık suçlar için sivil mahkemelerde yargılanmaya başlandı.
Savaş hali dışında sivillerin askerî mahkemelerde yargılanmalarına son verildi; mesela askerî mahkemeye gönderilen Şemdinli davası yeniden sivile taşındı.
Kadrosuzluk hariç, Yüksek Askerî Şura’nın her türlü ilişik kesme kararına karşı yargı yolu açıldı.
Askerî yargının kuruluş ve işleyişinin "askerlik hizmetlerinin gereklerine göre” düzenleneceği ibaresi Anayasa’dan çıkarıldı.
12 Eylül darbe sorumlularının yargılanmasını engelleyen Geçici Md. 15 kaldırıldı. Bu sayede K. Evren ve T. Şahinkaya müebbede çarptırıldılar ve davaları ancak ölmeleri sayesinde düştü.
3) Yargı reformu getirildi:
AYM’ye bireysel başvuru yapma hakkı getirildi. Bu sayede mesela Twitter ve Youtube açıldı.
Öcalan’ın kitabına el koymak hukuk ihlali ilan edildi.
Hrant davasında etkili soruşturma yapılmadığı saptandı.
Uzun tutukluluklar ve yargılamalar yasaklandı.
Yargı’nın denetim yetkisi artırıldı.
HSYK’nin meslekten çıkarma cezalarına karşı yargı yolu açıldı.
Siyasi parti kapatmak çok zorlaştırıldı çünkü artık AYM’de 3/5 nisap yerine 2/3 nisap getirilmişti.
Adalet bakanının rolü sınırlandı; eskisi gibi HSYK başkanı olmaya devam edecek ama daire toplantılarına katılamayacaktı. Ayrıca, hâkim ve savcılar hakkında disiplin inceleme ve soruşturmalarını ancak ilgili dairenin isteği üzerine başlatabilecekti. Hâkim ve savcıların disiplin soruşturmaları Adalet Bakanlığından alınıp HSYK müfettişlerine verildi.
Daha önce, HSYK’deki yargı kökenli üyeler Yargıtay ve Danıştay tarafından seçilir ve cumhurbaşkanı tarafından atanırdı. 2010’da üyelerin 10’unun bütün hâkim ve savcılarca seçilmesi sağlandı. Bunlara Yargıtay’ca 3, Danıştay’ca seçilecek 2 üye eklendiğinde, 22 üyeli Kurul’un büyük çoğunluğu hâkimler tarafından seçilir oldu. Cumhurbaşkanının yetkisi de kalktı.
Şimdi, zurnanın zırt dediği şuraya çok dikkat:
TBMM’den geçen metne göre herkes tek adaya oy verebilecekti. Bu sayede, çoğunluğu elinde tutanlar tulum çıkartamayacaktı. Fakat aynen 2007’deki 367 olayındaki gibi CHP burada da eline-diline hâkim olamadı. Yaptığı başvuru üzerine AYM (anayasa değişikliklerine karışamadığı halde) bu hükmü iptal edince, aday sayısı kadar oy verme olanağı doğdu ve Adalet Bakanlığı bürokratlarının hazırladığı liste tulum çıkardı.
Bunun tercümesi: AKP’nin hamilik yaptığı Fethullahçılar yargıyı doldurdu, 2016’nın ardından da, onların mirasçısı olan AKP.
Mesele bu denli basitken, o günden bugüne “YAEcileer!” diye çığrışan laikçi ihvan, meselenin AYM faslı sonrasını bilmezden geliyor. Utanması olmamak böyle tecelli ediyor herhalde.
***
Bunların şimdi af diletmek istemesi küstahlığı bi yana, “Biz biliyorduk, siz nasıl bilmiyordunuz!” demesi muazzam cesaret. Kendilerinin eğitim düzeyi hakkında konuşmayayım ama, biz de bu kadar mürekkep yalamışlığımızla herhalde bişeyler biliyorduk.
Biliyorduk ki, mesela, geniş kitlelerin siyasal hayata dahil olması ilelebet engellenemez. Engellendikçe radikalleşip İslamcıların eline düşerler.
Görmüştük ki AKP, ulusalcıların “Dış müdahaledir!” diye asla yapmayacağı şeyi yapıp, 2004’te Anayasa Md. 90/5’i getirerek temel hak ve özgürlükler konusundaki uluslararası antlaşmaları, aynı konudaki ulusal yasalara üstün ilan etmiştir. Böyle bir partiyi demokrat olduğu sürece desteklemek, bu partinin Avrupa’daki Hristiyan Demokratlar gibi Müslüman Demokrat’a dönüşmesine yardım edebilecektir. Nitekim 2011’e hatta 2013’e kadar tüm Batı da aynen böyle düşünmekte, AKP’yi bu sebeple desteklemekte, onu Orta Doğu’ya model göstermekteydi.
Biliyorduk ki, AKP’yi iyi şeyler yaptığı zaman desteklememek, Müslümanların asla iyi şeyler yapamayacağına iman etmiş olmaktan gelmektedir.
AKP Kadın Kolları Başkanı L. S. Çam’ın, Erdoğan’ın 2011’de imzalayıp şimdi kaldırmaya soyunduğu İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkacağını ve 81 ilde Yeni Akit’in baş silahşoru A. Dilipak’a dava açacağını o zamandan bilemezdik ama, bizim için bu tür bir gelişme AKP’nin sonunda varacağı noktalardan biriydi.
Hüda Kaya, Ö. F. Gergerlioğlu, Cemil Kılıç, İhsan Eliaçık gibi örnekler bu ekip için hiçbir şey ifade etmezdi. Çünkü AKP’nin Kürt düşmanlığı ortak paydasında kurduğu Mahşerin Dört Atlısı’nın dördüncü parçası olan bu tür ulusalcılarda düşüncenin yerine ulusalcı iman geçerliydi ve şu anda da aynen öyle.
***
Bitirmeden önce:
1) Yukarıda methettiğim reformlar o zaman için bile yetersizdi. Onun içindir ki “Yetmez…” dedik zaten.
2) 2010’daki desteğin ertesi günü dönüşmedi bugünkü korkunç durumuna Erdoğan. Mesela 2011’de İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı oldu. Mayıs 2013’te Türkiye’deki ilk barışçı Kürt çözümüne girişti.
Fakat aynı yılın sonundaki 17-25 Aralık “ithamları” diyelim isterseniz, kendisine fazlasıyla yaşamsal gelmiş olmalı ki, Dr. Jekyll’i Mr. Hyde’a dönüştürüverdi. Aynen Stevenson’ın romanındaki gibi.
3) Erdoğan dönüşüverince, 2010’da nasıl desteklediysek, aynen öyle kösteklemeye başladık derhal. 1930’dan beri hiçbir şey değişmesin diye askerî darbecileri on yıllardır desteklemiş olanların ve “Cumhuriyeti Korumak” adına dincilere bilmeden su taşımışların aksine “laikçi iman”a değil demokratik fikre dayandığımız için, iyi olana iyi kötü olana da kötü dedik. Demeye de devam edeceğiz.
Belki de olay böyle fazla basit olunca, böylesi “iman” sahiplerince zor anlaşılıyor.
Acayip not: Arkadaşlarım yolladı, Twitter’da çıkmış, ben inanamadım, siz ister inanın ister inanmayın:
Rathenau @rrathenau 8 Ağu
Mülkiye’de Baskın Oran’a yanlışlıkla yürürken omzum çarpmıştı. Bana dönüp "YAE’ciyiz diye bu kadarı da yapılmaz ki..." demişti. Hayata olan bakış açım işte o an değişti...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları











































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024