Cihan AKTAŞ
Bazen yeni bir dönüm noktasında olduğunuzu duyarsınız. Yaşadığınız veya tanık olduğunuz olay, bütün ezberlerinizi bozmuştur. Suruç böyle bir anlama sahip Türkiye için. Barış süreci konusunda oluşmuş bir fikir birliği, her şeye karşın korunan bir inanç ve güven ortaklığı büyük yara aldı. Hassas barış sürecinde ortaya çıkan problemler konusunda şimdi geçmişte olmadığı kadar keskin bir dille insanlar birbirini suçluyor. Barışı sağlamak o kadar kolay olmayacakmış, rahat bırakılmayacakmışız, zaman bunu gösterdi. Zorlu süreç herkese karşısındakini suçlamak için yeterince belge ve örnek kazandırdı.
Türkiye toplumunun kardeşliğine, Türk ve Kürt varlığının kaynaşmasının imkânlarına güvenimiz yok edilmek isteniyor belli ki. Daha kötüsü olamazmış, diye düşündükçe, felce uğratan bir diğer katliamla yüz yüze geliyoruz. Kötülüğün o kadarını havsalası almıyor gönlü barıştan, kardeşlikten yana olanın. Bir şeyler hep bambaşka şeyleri gözden kaçırmak istermiş gibi cereyan edip duruyor sanki.
Barışı bozma yönündeki hamlelere karşı elimizden geleni yaptığımız söylenebilir mi? Sözünü ettiğim sadece siyaset değil, sivil çabalardan söz ediyorum. İslami kesimin çeşitli vakıf ve dernekleri, sivil toplum kuruluşları insani meselelerde yardım ve ilgiyi öncelikle yakınımızda bulunan muhtaçlara yönlendirmeli. İslami kesim AK Parti hükümetleri üzerinden hantal devlet diliyle özdeşleştirilmenin ötesine geçen kendi temel soru ve amaçlarını hatırlamak zorunda. Bu duyarlığın kırk elli yıllık birikimiyle siyasete (ve devlete) barış sürecini geliştirmeye izin veren imkânları üzerine düşünmek şimdilerde o kadar önemli ki… Devlet her zaman hantal, siyaset de ister istemez aceleci. Uzun vadeli bir emek istiyor barış; sivil alanları güçlendirmek şart.
Artık bütün sorular cevap buldu sanıyorsunuz, oysa yeni sınav, hiç çalışmadığınız bir soruyla ve beklemediğiniz bir anda yakalıyor. Sınırlar konusunda hepimizin kafası şaşkın. Sınırlar aşılarak kime yardım edilebilir, kim edebilir? Bu bir kesim için mümkünken diğer kesim/ler için hangi açılardan suç teşkil eder? Doğrusu şu ki ulus devlet formatı içinde ümmetçi siyaset perspektiflerinin Kürtleri de içine alan boyutu Suriye konusunda bir açmazla malul. İslami kesim olgulara her zaman ulus devlet sınırlarını aşan bir duyarlıkla bakmışken, şimdilerde bu duyarlık ulus devlet yöntemlerinin kuralları tarafından sınanmakta. İki yanlış bir doğru etmiyor. Sınırın öte tarafında yardım bekleyen, ilginize muhtaç olan Müslüman olduğu mu yoksa Türk Müslüman olduğu için mi kardeşiniz? İşte bu gibi sorular konusunda İslami duyarlıkla ve hesaplı kitaplı geliştirilmiş bir siyasetten değil, yakalanılmış siyasetlerden söz edebiliyoruz. Benzeri bir açmaz elbette Suriye’de Baas Rejimini kendini tashihe çalışmamış bir direniş hattı zaviyesinden destekleyen İran için de geçerli.
Madeleine Albright’ın Irak kazanımlarının savaşta ölen 500.000 çocuk gibi yüksek bir bedele değdiğine dair sözlerini hatırlıyorum. Bu bölge bir türlü durulmuyor, insanımızın canı değersiz sayılıyor. Analizler komplo teorileri üzerinden yapılıyor hep. Ya da karşı tarafı suçlamakla siyasi analiz aynı şey sayılıyor. Barış sürecinin açmazları konusunda her açıdan başkaları, “karşı” olarak işaretlediğimiz taraf mı suçlu? Peki, biz hangi konularda hata ettik ve zaaf gösterdik? Hangi sözümüzde durmadık, hangi ilkeyi göz ardı ettik, nasıl bir sözü paranteze aldık? Kendini sürekli haklı görmek nasıl makul olabilir? “Suçlu bendim, geç kalmıştım” der Hızırla Kırk Saat’in anlatıcısı. Bizde ise hatanın kabulü zaaf sayılıyor. Bu durumda da başlangıçtaki hata kaçınılmaz olarak katlanarak büyümeye devam ediyor.
“Terör”ün tarifi konusunda bile çeşitli kesimlerin uzlaşamadığı bir noktadayız şimdi. Sürekli bir indirgeme, öfke, suçlama, “olumsuzla oyalama” hali egemen okur yazar çevrelere.Şiddet ikiyüzlülüğü diye bir şey de var. Kendi tarafın uyguladığında savunma direniş, diğeri uyguladığında şiddet terör oluyor. Gündelik hayatın sesleri çok daha müspet, yapıcı ve “Biz”den yana. Gelgelelim terör de işte o seslerin direncini hedef alıyor zaten.
Bir katliam oluşturduğu büyük acıya rağmen nasılsa ezberlerimizi bozmuyor. Senin acın, benim acım retoriği etrafında şekillenen tepkilerle de bir yere varılmıyor. Sorunları iyi okuma konusunda elimizden geleni yapmalı, birbirimize yardımcı olmalıyız. Sahici barış isteği de retorik yarıştırmakta değil blok taraftarlığın ezberlerini bozan adımlarda somutlaşır. Niye İslamcı gençler hantal devlet refleksleri ve adımlarının kıvrımlarında kaybolmak yerine, Suruç’ta ölenler için bir program, gösteri, yürüyüş yapmasın? Neden sol duyarlığa sahip ve Suruç’ta olduğu gibi Kürt meselesi bağlamında faal gençler mesela Rohingya’da yaşanan dramlarla ilgili bir faaliyet ortaya koymaz? Daha önemlisi de ülkemizdeki sayısı günden güne artan mültecilerin daha olumlu bir kabulü adına ortak çabadan yoksunluk. Yakınındaki muhtaç her zaman daha öncelikli olmalı değil mi?
Aliya’nın Özgürlüğe Kaçışım’da dile getirdiği özeleştiri sorularına geri dönmek umutlu bir başlangıç anlamına geliyor kanımca: “Yapmamız gereken neyi yapmadık, yahut yapmamamız gereken neyi yaptık?” (Küre, sf. 321).
Devlet her zaman hantal, siyaset de ister istemez aceleci. Uzun vadeli bir emek istiyor barış; sivil alanları güçlendirmek şart.Ne çok insan canlarıyla ve bir ömür süren çabalarıyla barış sürecini hazırladı. Her zamankinden daha çok birbirimize ve barışa sahip çıkalım ve “BİZ” olmanın sorumlulukları üzerine daha sağlam bir şekilde düşünmenin yollarını arayalım.Terörün umutlarımızı alıp tüketmesine, iyi duygularımızı yok ederek bizi boş gözlerle etrafa bakınan kitlelere dönüştürmesine izin vermeyelim
Biri genellemelere giderek bana nefret sözcüklerini telkin ediyor diye dünyaya nefretle bakacak değilim, aslında sorunun özü bu. Türkiye sadece nefret dolu ırkçılardan, sadece öldürerek kazanmaya inananlardan ibaret değil hoş. Aksi halde tek kelime yazamaz hale gelirdik.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016