Eser KARAKAŞ
Öyle korkunç günlerden geçiyoruz ki, daha beteri olmaz diyoruz, yarın çok daha beteri yaşanıyor.
Mesela, bu satırları yazmak için bilgisayarın başına geçtiğimde cebime mesajlar geliyor, 17-21 Nisan arasında Ankara Emniyette tüm izinlerin kalktığını öğreniyoruz, Ankara Valiliği açıklama yapıyor, rutin bir uygulamadır diyor ama kimse Valiye inanmıyor, dedikodular gırla gidiyor. Böyle bir ülke düşünebiliyor musunuz, seneler önce böyle bir ülke mi düşlemiş idiniz?
Rahmetli Çetin Altan, 2015’te vefat etti ama vefatından önce “hayatımın son yıllarında böyle bir Türkiye düşlemiyordum” diye yazmış idi, üstelik Altan’ın bu satırları yazdığı günden bu yana ülkemiz eğik zeminde aşağı gitmeyi sürdürüyor, nerede duracağı hatta durup durmayacağı bile belli değil.
Dünkü (15 Nisan Salı) grup toplantısında CHP Başkanı Özgür Özel Ankara’ya çekilen Lefkoşe büyükelçimizin isminin açık açık geçtiği bir uyuşturucu skandalı konusuna geri döndü, tek tek saymayacağım ama çok önemli isimleri de bu berbat konuyla ilişkilendirdi, açık denizlerde durdurulan ve içinden 9 ton kokain çıkan, piyasa değeri üç milyar dolar, gemi ile Kıbrıs büyükelçisinin adı beraber geçiyor, bu büyükelçinin ve ailenin Kıbrıs’ta yatırımları var, ortakları bir suikastta öldürülen Halil Falyalı ama geri çağrılan büyükelçinin babası senelerce Türkiye Başbakanlığının ve Cumhurbaşkanlığının namusuna emanet örtülü ödeneğin başında bulunmuş, kendisinin de Kıbrıs’ta yatırımları var üstelik.
Yukarıdaki paragrafı İngilizceye çevirin, okuyan yabancılar böyle bir şeyin olamayacağını, muhtemelen bir tercüme hatası olduğunu düşüneceklerdir.
Nasıl bir manzara değil mi?
Bu iddiaları dile getiren kişi de Türkiye devlet protokolünde en önlerde olan ana muhalefet partisinin genel başkanı; yani bendeniz Özgür Özel’in aktarıcısıyım.
Bu çok çok vahim iddialar karşısında ise Dışişlerinden bir ses yok.
Ama, aynı Özgür Özel dünkü grup toplantısında İmamoğlu olayları sonrası azalan Merkez bankası rezervlerine de değiniyor ve bizler de bu konuşmadan CHP genel başkanının merkez bankası rezervleri ile kamu hizmeti üretmeye yarayan bütçe gelirleri arasında net bir ayırım yapamadığını da görüyoruz.
Özetle, ülkemizin durumu çok vahim.
Peki buraya nasıl gelindi, eğik zeminde aşağı yuvarlanmaya ne zaman başladık?
Ben bu süreci yaklaşık bütünüyle Türkiye-AB ilişkilerinin gelişimine daha doğrusu gelişememesine bağlıyorum.
Eğik zeminde yuvarlanma Erdoğan’ın “Kopenhag kriterleri yerine Ankara kriterlerini koyarız ve yolumuza devam ederiz” demesi ile başladı diye düşünüyorum.
O ifadeden sonra da Ankara kriterlerinin ne menem kriterler olduğunu çok net, dolu dolu yaşıyoruz; şunu da ilave etmek zorundayım, Ankara kriterleri adı altında her türlü hukuksuzluğun devreye girmiş olmasını Cumhuriyet’in başkentinin ismi ile beraber anmak da çok hoşuma gitmiyor doğrusu.
Benim kanaatim çok nettir, Türkiye AB üyesi olursa kendine gelmeye başlar, olmazsa da başımıza gökten taş yağmaz ama bugünü bile arayabiliriz yarın, zaten bugün yaşananlar vatandaşların çoğunluğu için gökten başlarına taş yağmasından pek farklı değil, inanmazsanız, anayasal haklarını kullandıkları için geçtiğimiz bayramı hapishanede geçiren gençlerimize bir sorun.
Hayat ve dünya karşısında bu ağır mağlubiyetin tohumları aslında 2004’ün hemen sonrasında atılmaya başladı, o dönem, bir dizi nedenden, AB sürecini destekleyen Erdoğan’ın arkasında dizildiler sözde muhafazakârlar, çok samimi olmadıkları, Erdoğan’ın makas değiştirmesi ile o sözde muhafazakar kesimin çok önemli bir bölümünün AB konusunu unutması, hatta en aykırı pozisyonları desteklemesi ile zaman içinde ortaya çıktı.
Ama bir de sözde seküler kesim var günümüzde, ilginç bir seküler anlayıştır bu da, hukuksuzluğun sekülerliğin en büyük düşmanı olduğunu içselleştirmeden seküler olduklarını iddia edebilirler, bu iddiam doğru olmasa idi senelerce anayasal askeri vesayete (ağır hukuksuzluk) karşı bir tavır alırlardı.
Bir de bizim sözde seküler kesimin ülkemizin AB üyeliği için takındığı çok ikircikli pozisyonları konuşmak lazım.
AB ile müzakerelerin açılış günlerini o sürecin çok içinde, çok yakından izledim, kendi çapımda da sürece destek verdim, kayıtsız şartsız savundum bu süreci.
Bizim güya sekülerler bu sürece hep mesafeli durdular, hakkını yemeyelim, CHP Meclis’e gelen yasaların çoğuna destek verdi ama hep mesafeli bir posizyonla.
Sürecin ilk başlarında “boşuna uğraşmayalım bizi zaten almazlar” diye ilk mesafe adımlarını attılar ve arkasından da turpun büyüğü heybeden çıktı (bugünlerde bu tabiri kullanmamak olmaz) ve o meşhur ve çok komik “girelim, bir itirazımız yok ama onurumuzla girelim” incisini mesafelerine kalkan yaptılar, sanki AB sürecinin ilk altı ülkesinden sonra bütünleşmeye katılan ülkeler, İngiltere, Danimarka, İspanya, Portekiz, İsveç, Finlandiya, İrlanda ve diğerleri AB’ye onurlarını çiğneterek girmişler gibi.
Bu bizim sözde seküler arkadaşlar muhtemelen bu günlerde onur sorunu ne imiş, onur nasıl çiğnenirmiş çok yakından izliyorlardır, karakollara, hapishanelere, üniversitelere ve hatta yeni doğan ünitelerine bir baksınlar, yakından göreceklerdir.
Müzakereler açıkken üç temel müzakere dosyası, kamu alımları, çalışma yaşamı ve rekabet-devlet yardımları, önlerinde siyasi engel de yokken açılmadılar, bravo AKP’ye ve bu dosyaların açılması için yeri göğü inletmeyen sözde sekülerlere, şimdi bu dosyalar açılmadığı için Türkiye devleti, hem merkezi devlet hem de yerel devlet, ihale skandalları ile çürüyor, günde altı çalışanımız, bir bölümü çocuk, iş kazalarında (cinayetlerinde?) ölüyorlar, rekabet dosyası açılmadığı için de devlet destekleri tamamen bir yolsuzluk görüntüsü veriyor.
Evet arkadaşlar, rahmetli Erbakan ne diyor idi AET-AT-AB için, “onlar ortak biz Pazar”, sözde sekülerler de “girelim ama onurumuzla girelim” diyorlar.
Gördünüz değil mi “gururunuzu”?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025