Fehim TAŞTEKİN
ABD’nin teklifiyle Türkiye’nin arabuluculuğunda İstanbul buluşmasını reddeden Taliban, İran’ı kırmadı. 7-8 Temmuz’da Tahran’da Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in ev sahipliğindeki toplantıya Taliban ve Afgan hükümeti temsilcileri katıldı. Zarif, Afganların müzakere masasına dönmesinin en iyi çözüm olduğunu belirtip İran’ın diyaloga katkı sunabileceği mesajı verdi. Ortak açıklamada “Savaş çözüm değildir; barışçıl siyasi çözüm için bütün çabalar sergilenmelidir” vurgusu yapıldı. Afganistan İslam Devleti’nin geleceğine dair temel meseleler üzerinde görüşmelerin sürmesi kararlaştırıldı. Daha sonra Taliban heyeti Moskova’da arz-ı endam etti. Taliban oradan da şu mesajı verdi: “Kabil’le ateşkesi görüşüyoruz, Doha’daki görüşmeler başarılı olursa saldırılarımızı durduracağız. İktidarı tümüyle gasp etmeyi hedeflemiyoruz."
Taliban’ın kendi barış planını sunduğu da söyleniyor. Taliban, işgal güçleri 1 Mayıs itibariyle çekilme taahhüdünü tutmadığı için Doha’daki görüşmeleri askıya almıştı. Amerikalılar dönüşü olmayacak şekilde ortaklarından habersiz üsleri terk ettiğine ve 11 Eylül’ü beklemeden 31 Ağustos itibariyle tamamen çekilmiş olacaklarını söylediklerine göre Taliban’ın “İşgal güçleri çekilinceye kadar” diye başlayan şartı geçerliliğini yitiriyor.
Tahran buluşması, Suriye-Irak tarafında Kasım Süleymani’den boşalan boşluğu dolduramayan Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani’nin yıllarını verdiği Afganistan’daki ilişkilerle iyi iş çıkardığını gösteriyor.
İran’ın Taliban’la diyaloğu dostluğundan değil. Bilakis geçmişte gösterdiği düşmanlığın tekrarını önlemek ve sınırların güvenliğini temin için. Daha şimdiden Taliban, Tacikistan’la ana sınır kapısının yanı sıra İran’a açılan üç kapıdan ikisini ele geçirdi.
İki ayda kırsaldaki ilçeleri tespih taneleri gibi dağıtan Taliban kendi kurallarıyla oynamakta ısrarlı. Vilayetlere sıra geldiğinde iç savaş senaryoları daha çok konuşuluyor olacak. Bu durumda kaygılanması gerekenlerin başında İran ve Çin geliyor. Oluşacak türbülansa mülteci akını, militan sızması, ekonomik çıkarların tehlikeye girmesi, sınır hatlarındaki etnik fay hatlarının tetiklenmesi ve kendi asi unsurlarının harekete geçmesi dahil. Önceki çatışmalar sırasında 3 milyona yakın Afgan İran’a sığınmıştı. ABD’nin 2019’dan beri odaklandığı tek şey Taliban’ın iktidara döneceği gerçeğini umursamadan kendi savaşını bitirmek, müdahalelerini üs edinebilirse Kırgızistan ve Özbekistan gibi komşu ülkelerden yapmak ve siyasi süreci etkileyecek kanalları açık tutmak. Yine de doyumsuz bir emperyalistin çekilirken yapabileceği hesapların gerisinde bir basitlik var. “Ne haliniz varsa görün” tarzı çekilmeyle Çin ve İran’a “Afganistan biraz da sizin bataklığınız olsun” der gibiler.
***
Ne İran ne de Çin’in Afganistan siyaseti tekdüze. İran Taliban’a karşı Burhaneddin Rabbani ve Ahmed Şah Mesud gibi liderlere destek verdi, topraklarını açtı. Taliban’ın 1998, 1999 ve 2000’de Şii Hazaralara yönelik katliamları, Mezar-ı Şerif’te İranlı 8 diplomat ve bir gazeteciyi öldürmesi araya büyük düşmanlıklar soktu. İran ordusu 70 bin asker ve 150 tankla Afgan sınırında uzun süre dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in “vur” emrini bekledi. Sonunda İranlılar stratejik davranmayı tercih etti. 2001’de Amerikalılar Afganistan’a saldırdığında İran Devrim Muhafızları değerli saha bilgilerini Amerikalılarla paylaşarak Taliban’dan intikamını aldı. 2002’de Bush yönetimi, Afganistan’dan İran’a sızan El Kaide liderlerinin teslimini uygun görmeyen Tahran’ı ‘Şer Ekseni’ne ekleyince İran ikili bir siyaset güttü. Bir taraftan Amerikan destekli Hamid Karzai ve halefi Eşref Gazi yönetimleriyle ilişkileri sıcak tuttu. Diğer taraftan ABD’nin işini zorlaştıracak şekilde Taliban’la ilişkilerini geliştirdi. Bazı kaynaklara göre İran Herat ve Farah vilayetlerinde Taliban’a sağlık ve eğitimin yanı sıra askeri ve mali destek sağladı. Zarif, Tolo News’e özel röportajında Taliban’ı hâlâ terör örgütleri listesinde tuttuklarını ama bu yapıyı Afganistan’ın geleceğinde çözümün bir parçası olarak görmek durumunda olduklarını söyledi. Zarif her şeye rağmen 945 km. uzunluktaki sınırları korumak için Taliban’la teması kesmediklerini söylüyor. Gayet sıkı bir röportajdı. Şubatta Tahran’da Taliban heyetiyle görüşen Zarif “Kendi prensipleri üzerinden barış istiyorlar” demişti. Taliban liderlerinden Molla Barader Ahund İran’ı ziyaret ettiğinde de İran Dışişleri sınır güvenliği için işbirliği yapıldığını açıklamıştı.
İran'da Taliban’la ilişkiler konusunda farklı tartışmalar sürüyor. Bir tarafta “Taliban dersini aldı, eski hataları tekrarlamaz” diyenler, diğer tarafta “Şimdi uluslararası meşruiyete ihtiyacı var, bu yüzden sahte bir görüntü veriyor, özü değişmedi” diye uyaranlar. Keyhan gazetesi ile İran radyo-televizyon kurumu İRİB, Taliban’ın geçmişten ders çıkardığını öne sürüyor. İran Meclisi Araştırma Merkezi 29 Haziran’da yayımlanan raporunda hükümete Taliban’ın iktidara gelişini kolaylaştırmaması uyarısında bulunuyor. Raporun örgörüsüne göre Taliban iktidarı tamamen ele geçirmeye kalkarsa iç savaş kaçınılmaz hale gelebilir. Raporda bu senaryoyu bertaraf etmek için Tahran’ın Afgan hükümeti ile Taliban arasında görüşmelere arabuluculuk etmesi öneriliyor.
Meşhed merkezli Doğu Stratejik Etüdleri Enstitüsü de Taliban’ın uluslararası meşruiyet ve destek karşılığında 1996-2001’de dışlanmasına neden olan çizgisini değiştirebileceğini ama asla demokratik bir hükümet olmayacağını not ediyor. Enstitünün üzerinde durduğu dört senaryo var:
- Taliban’ın dahliyle mevcut sistemin sürdürülmesi. (Bu zayıf bir olasılık.)
- Taliban ile Afgan hükümeti arasında uzlaşmayla ortak hükümet. (Doha’da müzakere edilen seçenek.)
- Taliban’ın vilayet merkezlerini de kontrol altına alıncaya kadar saldırıları sürdürüp en güçlü pozisyonda uzlaşmaya girmesi. (Şu an fiilen işleyen senaryo.)
- Taliban’ın iktidarı tek başına ele geçirmek için ısrar etmesi. Bunun iç savaşa yol açacağı kesin.
Taliban’ın 2001’den bu yana iç çelişkilerden faydalanarak Peştunlar dışında farklı etnik gruplardan parçaları içine katması nedeniyle ülkenin kuzey ve güney diye ikiye bölünmesi senaryosunun işlemeyeceği öngörülüyor. Bu biraz ezber bozucu. Mesela Badahşan’da Tacik gençlerin Taliban’a katıldığı aktarılıyor. Yine Taliban’ın geçen nisanda Hazara Şiilerinin desteğini almak için Mevlevi Mehdi’yi Sar-e-Pul vilayetine başkan yaptığı aktarılıyor. Yani Taliban da 1996-2001’deki siyasetinden farklı bir şey deniyor. Buna karşın İran da Hazaraların aceleyle Taliban’la çatışmaya girmesini istemiyor. 1996-2001’de Hazaralar Kuzey İttifakı içinde Taliban’a karşı savaşıyordu. Ama savaş kaçınılmaz hale gelirse 1998’den farklı olarak İran’ın elinde devreye sokabileceği vekil güçler var. Suriye’de savaştırılan Fatimiyyun Tugayı Afgan Şiilerden oluşuyor. Hatta bir ara Tahran, Afgan hükümetine Fatimiyyun Tugayları’nın resmi güçlere dahil edilmesini önermişti.
***
Çin de Taliban’la üç şeyin pazarlığını yapıyor:
- Çin’in Kuşak ve Yol Projesi dahil ekonomik çıkarlarının korunması.
- Taliban’la saf tutan Doğu Türkistan İslam Partisi’ne desteğin kesilmesi.
- İslamcı militanların Çin topraklarına sızmasını önlemek için Badahşan vilayetinde Çin’e askeri üs verilmesi.
İşgal sonrası ilk Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin Çin-İran ekseniyle iyi ilişkilerden yana tutumuna karşın mevcut Devlet Başkanı Eşref Gani daha batıcı olarak görülüyor. Bu ayrım stratejik hesaplar açısından da önem kazanıyor.
Afganistan’ın geleceği Kuşak ve Yol Projesi’nde rotaların nereden geçireceğini de belirleyecek. Halihazırda çatışan iki rota var. ABD 2014’te koalisyonun çekilmesinden sonra ticaret ve transit ağıyla Afganistan’ı batıya bağlayacak bir proje olarak Lapis-Lazuli hattını öne sürmüştü. ABD’nin hasımları İran, Rusya ve Çin’i izole etmek için de kurgulanmış bir hattı. Afganistan’dan başlayıp Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’ye uzanan bu orta koridor 2017’de Aşkabat’ta imzalanmıştı.
Bazı İranlı yorumcular bugünkü Afganistan savaşını İpek Yolu’nun iki versiyonu arasında bir kavga olarak okumayı tercih ediyor: Amerikan kanadının istediği Türkiye’nin öne çıktığı bir senaryo ile Eşref Gani, Kuzey İttifakı, Tacikler ve Özbeklerden oluşacak koalisyonun desteğiyle İran ve Pakistan’ı baypas eden orta koridorun inşa edilmesi. Diğer versiyonda Karzai ve Taliban’ın koalisyonu ile Çin’i Pakistan, Afganistan, İran ve Türkiye üzerinden batıya bağlayan koridor. İran ve Pakistan birinci versiyona karşı. İranlılar Taliban’ın nisanda İstanbul’da konferans davetini reddetmesini de rota savaşına bağlıyor.
Fakat üzerinde durulan başka rotalar da var. Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver rotası ya da Çin, Kırgızistan, Özbekistan’ın yer aldığı Kabil Koridoru gibi. Sonuçta ulaşım hatları stratejisinde Afganistan’ın jeopolitik değeri yüksek olsa da bütün meseleyi iki rota arasındaki rekabete indirgemek sorunu biraz basitleştirmek sayılır. Yine de çok fazla değişken içerse de eksenler şekillenmesinden söz edilebilir.
Taliban’ın izlediği stratejiye bakarsak çekilme sonrasında ABD’nin müdahale geliştirebileceği kuzey sınırlara yöneldiği görülüyor. Tacikistan ve Özbekistan sınırlarındaki tüm ilçeleri ele geçirmesi ile 1994’ten beri sıkı düşmanı Kuzey İttifakı’nın beslenme hatlarını kestiği söylenebilir. Burada Taliban karşıtı cephede Türkiye’ye yakın iki isim var: Taciklerin grubu Cemiyet-i İslami’nin lideri Ata Muhammed Nur ve Özbek komutan Raşid Dostum.
Geçmişte savaşan taraflar arasında safların çok değiştiği unutulmamalı. O yüzden aktörlerin dünkü duruşunu geleceğe sabit veri olarak aktarmak yanıltıcı olabilir. Sözgelimi Çin’e mesafeli duran Gani Amerikalılar çekilirken Pekin’le arayı iyi tutmaya çalışıyor. Çinliler de eski düşmanları Taliban’a yatırım yapıyor. Ayrıca hem Çin hem İran IŞİD’in “İslam Devleti-Horasan” versiyonuyla bölgede sahneye çıkması karşısında Taliban’ı önleyici güç olarak görüyor.
***
Taliban, Çin ve İran’ı temin eden bir yaklaşımla hareket ederse Kuzey İttifakı’na bel bağlayanların gerideliği yeni bir Afgan denklemi oluşabilir. Sahadaki hızlı güç değişimini bu faktörlerin dışında anlamlandırmak da mümkün değil.
Çin, İran ve Rusya Amerikalıları Asya’dan uzaklaştırma siyasetinde sacayağı gibi duruyor. Mantıken bu siyaset iç savaş senaryosunu bertaraf etmeyi gerektiriyor. Burada sonsuz savaşları bitirme adına çekilen ABD’nin hibrit savaşlara yol açıp açmayacağına dikkat etmek gerekiyor. Bu bakımdan üç ülkenin geçmiş düşmanlıkların üstesinden gelip Taliban’ı ‘istikrarlı’ bir Afganistan’da çözüm ortağı olarak konumlandırması kendi stratejik çıkarları açısından çelişki arz etmiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025