Ferhat KENTEL
Hrant Dink’i öldürdüklerinden beri tam beş yıl geçti!
Vicdanlarımız aralıksız olarak kanıyor... Hrant’ı katleden derin şebeke, içinden sadece üç tane tetikçiyi feda ederek, mahkemeyi sonlandırma operasyonuna son noktayı koyacak muhtemelen...
Bu memlekette haksızlıklar ve adaletsizlik hiç bitmedi... Her dönem farklı derecelerde de olsa, türlü çeşitli baskı, zulüm, cinayet, işkence ve aşağılamaya tanıklık etti.
Çocukların oynadığı tarzdaki oyunlara benzer bir şekilde gözlerinizi kapatın ve parmağınızı rastgele“Türkiye tarihi” adlı bir kronolojik oyun tahtasına koyun... Iskalamazsınız; her halükârda boş çıkmaz... Parmağınızı koyduğunuz tarihten sayısız insanlık suçu, acımasızlık, insansızlık, adaletsizlik ve insanın böğrüne oturan bir travma çıkar...
Geçen perşembe günü Taraf gazetesinde, 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can, 12 Eylül işkencehanelerinde kendisinin maruz kaldığı ve aylarca süren işkenceleri, bir hemşireye günlerce süren tecavüzleri ve işkencede öldürülen iki ülkücü çocuğu anlatıyordu. Yani elinde silah, sopa, omzunda rütbe, ruhunda resmiyet ve devlet olan birilerinin “solcu”, “sağcı”, kadın, erkek ayırmadan yaptıkları “yok etme” faaliyetleriydi bunlar... (Sadece “faaliyet” diyorum, çünkü vahametin derecesini anlatacak kelime gelmiyor aklıma...)
Bu faaliyetlerin öncesi de var, sonrası da...
Mesela... İşte aleni olarak, utanmazca yapılan işkenceleriyle, idamlarıyla meşhur 27 Mayıs, 12 Mart darbelerinin ve tabii ki darbelerin şahı 12 Eylül’ün yanında, 28 Şubat darbesi de psikolojik işkencenin en “başarılı” olduğu bir darbe oldu. Olağanüstü ama bir o kadar da sefil bir organizasyonla (Fadime Şahin, Aczmendiler, kasetler, “brifingler” vb.), medya ve yargının sağladığı koltuk değnekleriyle insanların hayatları karartıldı...
Aslında bu türden örnekleri uzatmaya hiç niyetim yok... derdim başka...
Nasıl bir sonuç yaratır bu bitmez tükenmez, bıktıran, sindiren faaliyetler? Faaliyetlere muhatap olan insanların gücüne, direnişine, zihinsel ve fiziksel kapasitesine göre değişir bu sonuçlar... Kimisi fiziksel ve ruhsal olarak çöker; kimisi intikam duygusuyla yanıp tutuşur, ama elinden pek bir şey gelmez; kimisi de çok ender olarak intikamını alır... Bizzat işkencecisini otobüste sıkıştırıp, öldürerek intikamını alır ya da yıllar sonrasında o işkenceciyi gördüğü zaman öyle bir laf eder ki, işkenceci ezilir, büzülür, küçük bir böceğe dönüşür...
Derdim başka... Herkesin bildiği bu hikâyeler neden hak ettiği haykırışlarla, çığlık çığlığa konuşulmaz? Genel olarak, büyük çoğunluğu düşündüğümüz zaman, neden susulur?
Öyle bir şey ki bu, “devlet öldürür”; devlet Dersim’de öldürür, darbelerde öldürür, darbeleri hazırlamak için hazırladığı provokasyonlarda öldürür, faili meçhullerle öldürür, Uludere’de öldürür ama “devlet adam öldürüyor” diyemezsiniz, dedirtemezsiniz.
Öyle bir ezber ki bu, korku ve güvensizlikle eşleşerek, üzerimize siner. Başta devlete bulaşanlar olmak üzere, hepimiz biliriz devletin öldürdüğünü; ama üzerimize sinen o koku ve korkunun altına saklarız bu bilgimizi...
Saklanan bilgi ne olur peki sonra?
Ne olacak? Büyük ihtimalle saklanan bilginin kaynağı bile unutulabilir, ama yarattığı travma, öfke, gerilim insanların içinde büyür, nesillerden nesillere aktarılarak, başkalaşarak ur gibi toplumu kemirir. Ve hiç hesap edilmeyen bir yerden, bambaşka biçimler altında fışkırır bir gün... İşte o zaman yönetici sınıflar, seçkinler, iktidar sahipleri “eğitim şart”, “aileyi korumalıyız”, “laiklik elden gidiyor”, “teröristlere aman vermeyeceğiz”, “yabancı güçler bizi bölmeye, zayıflatmaya çalışıyor”türünden ve her biri birbirinden sakil gerekçe ve politikalarla, deli danalar gibi sağa sola ahkâm keserler.
Ama o saklanan bilgi, bir gün, o yöneticileri en sağlam olduklarını düşündükleri bir zamanda devirir...
Hrant’ın mahkemesi de, muhtemel ki, sessizliğe itilecek. Ama çağlar boyunca sessizliğe direnenler hiç yok olmadı...
Ve biz, önce önümüzdeki 17 ocak salı günü muhtemelen son mahkeme günü gene “Hrant için adalet” diye ses vereceğiz ve 19 ocak perşembe günü de saat 13:00’te Taksim Meydanı’nda toplanıp AGOS gazetesinin önüne yürüyeceğiz.
Slogansız, örgütsel etiketleri olmayan, sessiz bir çığlık bu. Sadece “Hrant için – Adalet için”, yurttaşlık, demokratlık görevi olarak, ama her şeyden önce vicdanlarımızı yaşatabilmek ve insan olduğumuzu hatırlamak ve hatırlatmak için yapacağız bunu... Bu çağrıyı duyan vicdan sahipleriyle birlikte...
Hz. Muhammed’in hadiste söylediği gibi, “Bir kötülük gördüğünüz zaman elle düzeltin. Buna gücünüz yetmezse dilinizle düzeltmeye çalışın. Buna da gücünüz yetmezse kalben buğzedin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir.”
İmanımızın en zayıf derecesine iniyoruz belki... Elimiz zaten hiç yetmedi, dilimiz de yetmiyor belki amabu memleketin insanlarının genellikle hep yaptıkları gibi, buğzedeceğiz; kalbimizden silmeyeceğiz ve beş değil 95 yıl da geçse, bu buğz “Hepimiz Hrantız!” diye yankılanmaya devam edecek...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020