Gülay GÖKTÜRK
Başbakan Davutoğlu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’de din derslerinin zorunlu olmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bulan kararından sonra yaptığı itirazı dikkatle okudum.
Öncelikle, Davutoğlu’nun, biraz da IŞİD gibi anomalileri işaret ederek “Eğer dini devlet okullarında doğru dürüst öğretmezsek bu tür sapmaların önünü açmış oluruz” mealindeki sözlerini pek ciddiye almadığımı belirteyim.
Türkiye’de din dersinin 1980’de yapılan anayasa değişikliğiyle zorunlu hale geldiğini; 1980’e kadar seçmeli olduğunu hatırlatalım bir kere... Peki ne oldu 80 öncesinde yetişen kuşaklara? Topu birden ateist mi oldular? Böyle bir zorunluluk olmadığı için “ahlaki bir çöküntü” içinde miydi toplum ve ancak 80’den sonra din dersi zorunlu olunca mı toparladı?
Aslında değişen bir şey yok; çünkü bana sorarsanız bu dersin herhangi bir etkisi de yok. Hepimiz o sıralardan geçtik ve ben şimdiye kadar o dersi okudu diye daha dindar olmuş birine rastlamadım. Ayrıca, pek bir şey öğrenmiş birine de... Hepimiz din dersinin tıpkı askerlik dersi, resim ya da müzik gibi, çalışmadan yüksek not alınan “beleş” derslerden biri olarak hatırlarız.
Toplumsal hafızayı yok sayamayız
Bu gerekçeyi bir yana bırakırsak, denilebilir ki yeni kuşakların okullarda birçok konunun yanı sıra, toplumların şekillenişinde belirleyici bir rolü olan din konusunda da bilgilendirilmelerinin ne gibi bir zararı olabilir?
Eğer bu gerekçe soyut bir ülke için ileri sürülmüş olsaydı, itiraz edecek bir şey bulamazdım gerçekten de… Öyle ya, öğrencilere tıpkı felsefe, sosyoloji ya da tarih öğretir gibi, (ki bütün bu derslerde de bir “değer aktarımı” vardır) din kültürünün ve dinler tarihinin öğretilmesinde ne sakınca olabilir? Kim böyle bir dersin laikliğe aykırı olduğunu söyleyebilir?
Ama problem şu ki, konumuz herhangi bir ülke değil, Türkiye… Eğer somut olarak bir toplumdan ya da ülkeden söz ediyorsanız, hiçbir konu sıfır noktasından başlanarak tartışılamaz. Özellikle Türkiye gibi 90 yıldır rejim savaşlarının verildiği ülkelerde, kamusal alana ilişkin her konunun, her kavramın, her söylemin ve her sembolün bir tarihi, bu tarih içinde şekilllenen bir anlamı ve siyasi algılanışı vardır.
Dolayısıyla bizim en baştan, bu tartışmayı devletin taa Osmanlı’dan bu yana “Sünni bir devlet” olduğu; farklı mezhepler üzerinde yoğun baskıların yaşandığı, Diyanet’in Sünni bir kurum olageldiği ve devletin din eğitimini tekelinde tuttuğu bir ülkede tartıştığımızı bilerek konuşmamız gerekir.
Böyle bir devletin, şimdi kalkıp, bütün bu geçmiş yaşanmamış gibi “Ben artık tamamen objektif, Sünniliği merkeze almayan, bütün dinlere ve mezheplere eşit mesafede duran bir din dersi vereceğim” demesinin hiçbir inandırıcılığı olamaz. Zira zorunlu din dersi toplumsal hafızaya, devletin kendi din anlayışını topluma empoze etmesinin simgesi olarak yerleşmiş, bu yüzden de bu konuda ciddi bir direniş oluşmuş, bugün geldiğimiz noktada siyasi bir karşı çıkış haline dönüşmüştür.
“Türklük” niye problem oldu?
Kurumların ya da kavramların taşıdığı tarihi bagajı yok sayamayacağımızı, çok yakından bildiğimiz başka bir örnekle de açıklayabiliriz.
Biz biliyoruz ki, eğer tarih başka türlü yaşansaydı ve Cumhuriyet tarihi Kürtlerin inkar ve asimile edilme çabalarının tarihi olmasaydı, anayasada yer alan vatandaşlık tanımı problem bile olmayabilirdi. Nitekim, Şükrü Hanioğlu’nun anlatımıyla, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Misak-ı Milli sınırları içinde kalan Osmanlı tebası için Türklük’ün bir üst kimlik olarak “Osmanlı” yerine kullanılmasına ciddi bir itiraz gelmemişti. Bu tanımlama o zamanlar hegomonik bir üst kimlik olarak değil, Anasır-ı İslamiye’yi kapsayan bir şemsiye kimlik olarak algılanmış ve kabul edilebilmişti. Ne zaman ki, Takrir-i Sükun Kanunu’ndan sonraki dönemde “etnik Türklük” üzerinden tek tip vatandaşlardan oluşan bir “ulus” inşasına girişildi ve diğer bütün kimlikler inkâr edildi, Türklük tanımı da bu inkâr politikasının sembolü haline geldi ve Kürtler için kabul edilemez oldu.
İşte bu yüzden de nasıl bugün devlet, “Vatandaşlık tanımı olduğu gibi kalsın ama artık biz bunu diğer kimliklerle hegemonik bir ilişki olarak uygulamayalım” diyemezse, zorunlu din dersini de tarihi bagajından kurtarıp “Artık bu dersi nesnel bir kültür dersi olarak vereceğiz” diyemez.
Dese de inandırıcı olamaz.
O zaman bu noktada diretmek niye?
AKŞAM
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015