Kemal BURKAY
Son sürece ilişkin şimdiye kadar iki yazı yazdım. Birincisi “Nasıl Bir süreç, barış ve çözüm mü?” başlıklı idi. Bu yazıda söz konusu girişimin, bizzat Başbakan’ın deyişiyle PKK’ye silah bıraktırmaya yönelik olduğunu, bundan öte Kürt sorununun çözümü ile ilgili ortada bir proje olmadığını belirttim. Elbet bu haliyle bile girişimin olumlu olduğunu, bizim de öteden beri silahların susmasından ve PKK’nin silah bırakmasından yana olduğumuzu, bunun ülkemizde siyasetin, özellikle de Kürt siyasetinin normalleşmesine hizmet edeceğini belirttim.
İkinci yazım ise “Silahların susmasından kimler endişe ediyor?” başlıklı idi. Bu yazıda da içerde ve dışarda, kimlerin, hangi çevrelerin silahların susmasını istemediklerini veya bundan kaygı duyduklarını belirttim. Benim görüşlerimi merak eden ve hafızalarını tazelemek isteyen okurlar bu iki yazıya bakabilir.
Ama öyle anlaşılıyor ki bu konuda bundan böyle de yazıp konuşmaya devam edeceğiz.
Bu iki yazımın ardından Öcalan’ın 21 Mart’taki mektubu geldi. Bu mektubun hazırlanışının perde arkasını, yöntemini, hangi pazarlıklar sonucu olduğunu (tabi pazarlık denebilecek bir şey varsa) tahmin etsem bile tartışmıyorum. Mektubun felsefi soslara bürünmüş edebiyat bölümünü de bir yana bırakıyorum. Bu mektubun özü silahları susturmaya ve bırakmaya yöneliktir. Öcalan’ın örgütünden istediği budur ve bence önemli olan da budur.
Mektup BDP’ye, Kandil’e ve Avrupa’daki örgüt birimine ulaştı ve bazı mırın kırın edenler olsa da, ana gövde olarak tüm bu kesimler Öcalan’ın talimatına uyacaklarını söylediler. Kanımca bu da olumlu bir gelişmedir ve bundan böyle örgüt içi ve dışında süreci sabote etmek isteyenlerin başarı şansı azdır.
Ancak böyle olması, söz konusu girişimin çok iyi planlanmış olduğunu ve prüssüz yürüyeceğini göstermez. Silahları bıraktırmaya yönelik olduğu söylenen sürecin nasıl bir yol izleyeceği önemlidir.
Silahların susturulması, yani bir ateşkes belki en kolay olanı. Bu şimdiye kadar birkaç kez denendi, PKK bu yola başvurdu. Şu anda da PKK silahları tek yanlı susturmuş ve askeri operasyonlar da durmuş görünüyor. Bunu izleyecek adım PKK’nin içerdeki askeri güçlerini sınır dışına geçirmesi olarak düşünülüyor. Bundan sonrası nasıl olacak, yani PKK silahları nasıl bırakacak, o belli değil; en azından bu konuda kamuoyuna bir açıklama yok.
Ama PKK’nin silahlı güçlerini sınır dışına geçirmesi de öylesine rahatça gerçekleşecek gibi görünmüyor. Bu konuda PKK-BDP kesimi yasal güvenceler istiyor, “Parlamento bir karar almalı” diyorlar. Hükümet buna gerek olmadığını söylüyor. Bu işi kolaylaştırmak için “akil adamlar”ın devreye girmesi yönünde öneri ve girişimler var.
Bu, silahları bırakma işinin yol ve yönteminde kanımca daha baştan ciddi bir yanlışlık yapılıyor. Silahlar bırakılacaksa neden içerdeki silahlı PKK güçleri burada bırakmıyorlar da sınır ötesine gitmeleri isteniyor? Sınır ötesi neresi? Herhalde İran ve Suriye değil… Bundan besbelli, resmi dilde “Kuzey Irak” denen Güney Kürdistan kast ediliyor. İyi ama “sınır ötesi” denen yerler, Güney Kürdistan da dahil, sahipsiz topraklar mıdır? Irak hükümeti ve Güney’deki Kürdistan Bölgesel Yönetimi buna evet diyecek mi?
Varsayalım ki söz konusu silahlı güçlerin oraya geçmesi sağlandı. Daha sonra ne olacak? Orada zaten PKK’nin dağlardan sökülemeyen güçleri var. Gidenler de buna eklenince PKK “artık tamam, silah bırakıyorum mu diyecek?” Demezse ne olacak?..
Yoksa bugünkü hükümet, “buradan gitsinler de nereye giderlerse gitsinler, kimin başına bela olurlarsa olsunlar!” diye mi düşünüyor? Acaba bu hükümet de geçmiştekiler gibi, sınır ötesine yönelik projelerde PKK’ye bir rol vermeyi mi düşünüyor? Üstelik Öcalan’la böylesine bir güzel anlaşmışken, “misakı milli” projeleri tazelenmişken, Suriye ve İran’la kozlar bölüşülürken…
PKK’nin silahlı güçlerini sınır dışına çekme işi geçmişte bir kez denendi. O kadar uzak geçmişte de değil, 1999 yılında. PKK, yine Öcalan’ın önerisiyle bir miktar kurban da vererek güçlerini oraya geçirdi. (Hani Genelkurmay tarafından, “500 kişi içerde kalsın, lazım olur,” denmişti). 2004 yılına kadar herhangi çatışma yaşanmadı. PKK adını, programını, ideolojisini terk etti… Ama ne olduysa 2004 yılında yeniden savaş pozisyonuna döndü. Sınır eylemleri düzenledi ve içeri sızdı.
Peki bu kez öyle olmayacağının garantisi ne?
Üstelik PKK’nin bir kolu, PYD, Suriye Baas rejimiyle işbirliği içinde Suriye’de Kürt bölgesinde egemenlik kurmaya çalışırken… Acaba Türk hükümeti PYD’yi de kendi yanına çekmeye mi çalışıyor? Peki, PKK ile ilişkileri yeniden dizayn etmiş olan İran ve Maliki rejimi bütün bu işlere ne diyecek?
Ya Güney Kürdistan’ın sınır bölgesinde, boşta kalmış onca PKK gücünün bizzat Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne çıkarabileceği sorunlar?.. PKK geçmişte onlarla az savaşmadı hani. Umarım ilgili taraflar, özellikle de Güneyli Kürt kardeşleimiz bunu da hesaba katıyorlardır…
Özetle bu, PKK’nin silahlı güçlerini sınır dışına çekme projesi bana her bakımdan sorunlu görünüyor.
Doğru olan önce silahların susması, ardından PKK’nin, içerde ve dışarda (özellikle Güney Kürdistan’ı kast ediyorum) silah bırakması. Öcalan’la ve PKK ile bunun koşulları konuşulmalı ve PKK buna ikna edilmeli. Bunun için elbet Türk hükümetinin ve devletinin yapması gereken işler, vermesi gereken güvenceler vardır. Bunun için yasal zemin hazırlanmalı, siyasetin yolu açılmalı. Silah bırakıp düze inenler veya sınır ötesinden gelenler, geçmişte olduğu gibi cezaevini boylamamalı. Bunlar serbestçe evlerine dönebilmeli, siyaset yapabilmeliler. Yurt dışındakiler de dönebilmeli.
Eğer PKK silah bırakacaksa, böylece şiddet sona erecek ve ülke barış koşullarına ulaşacaksa en azından bu kadarını yapmak gerekir. Yoksa silahınızı alın ve buradan çekip gidin demek çözüm değildir.
Her şeye rağmen, PKK’nin silah bırakması için eğer sözünü ettiğim yasal zemin oluşturulmaz ve askeri güçlerin sınır dışına çekilmesi üzerinde hükümet ve PKK uzlaşırlarsa, buna hayır demek bize düşmez. Pişmiş aşa su katmayız. Ancak bunun gerçek bir silah bırakma olması için bu durumda da PKK silahlarını, sınırı geçen ilk gruptan başlayarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne teslim etmeli ve bu insanlar Güney’de iskan edilmeli, kendilerine iş ve eğitim olanakları sağlanmalı.
Öte yandan bu kadarı, ülkeyi esir alan bu şiddet sarmalının sona ermesi bakımından çok önemli olsa bile, Kürt sorununun çözümü ve bu anlamda kalıcı barış anlamına gelmez. Bu belki çözüm yolunda önemli bir eşiğin aşılmasıdır. Ama asıl çözüm, hep dediğimiz gibi Kürt halkının tüm temel haklarının tanınması, yani eşitlik temelinde bir çözümdür. Çözüm derken asıl bunun üstünde konuşmak gerekir. Yoksa sadece PKK’nin silah bırakması, çözüm bulmamış Kürt sorunu bakımından 1960’lı 70’li yıllara dönmek olur…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- UKRAYNA SORUNU, SAVAŞ VE ULUSLARARASI HUKUK ADINA ÇEKİLEN NUTUKLAR
25.02.2022 - DERSİM’DEKİ YANGIN VE SÖZÜN BİTTİĞİ YER…
28.08.2021 - İNSANLIK BARIŞA, EŞİTLİĞE VE ÖZGÜRLÜĞE NASIL ULAŞIR?
16.05.2020 - İNSANLAR BU DURUMA NASIL GELDİ?
12.05.2020 - KARNI DOYMAYANLAR - GÖZÜ DOYMAYANLAR
8.05.2020 - HAYATI CENNET YA DA CEHENNEM ETMEK ELİMİZDE…
4.05.2020 - Depremin düşündürdükleri SORUNLAR YENİ VE ÇAĞDAŞ BİR ANLAYIŞLA ÇÖZÜLÜR
29.01.2020 - DÖRT NALA GİDEN BİR IRKÇILIK…
18.10.2019 - BARIŞÇI VE ADİL BİR DÜZEN Mİ; YOKSA SAVAŞ, KİN VE DÜŞMANLIK MI?..
10.10.2019 - DEEMEK Kİ NEYMİŞ?..
24.03.2020
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
Ro$ev sîtav
"..Oysa sığındıkları karanlık dehlizlerden başlarını dışarı doğru bir uzatsalar güneşi görecekler.." evet, Kürdistan bayraginda ki güne$i de görecekler..