Markar ESAYAN
Recep Tayyip Erdoğan, geçmişte tüm dezavantajlı kesimlere karşı alışkanlık haline gelmiş “inkar ve asimilasyon” politikalarına son vermiştir. Geçmişi biraz bilenler, bu ülkede Kürt’üm, Ermeni’yim, Alevi’yim demenin “yasak” olduğu zamanları da iyi hatırlarlar. Belki tuzu kuru kesimler, kendileri imtiyaz sahibi olduklarından ve böyle şeyler yaşamadıklarından eskiye karşı bir nostalji duyma eğiliminde olabilirler. Ancak bu ülkenin büyük kesimi, uzun yıllar adeta bir korku tünelinin içinde yaşadılar.
Irksal, dinsel veya ideolojik “dezavantajları” olmayan geniş halk kitleleri yoksulluk ile aynı korku tünelinden farklı bir biçimde de olsa geçiyordu. İnsanlar kendi gettosunda/fanusunda yaşadığı için herkes kendi korku hikayesinden haberdardı. Hatta birçok provokasyonla tetiklenen olayların sorumlusu olarak belki komşu gettoyu görüyorlardı. Bu durum, bir tür böl/yönet yöntemine maruz bırakıldığımızı göstermekteydi.
Bugün Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti nefretiyle Kürtlere, azınlıklara, Alevilere nostaljik bir antika muamalesi ile sempati besleyenler, aslında bu kesimlere karşı yürütülmüş tüm bu yıkıcı pratiklerin geçmişteki sorumlularıydı. Üst yapılar uygulamayı yapıyor, alt yapılar da rıza gösteriyorlardı. Ahmet Kaya’ya “Vay şerefsiz” manşetleri atanlar, Hrant Dink’in “güvercin tedirginliğine” mahkum edenler Erdoğan veya muhafazakarlar değildi. Buna benzer sayısız örnek vermek mümkün.
Bilakis, Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti tüm bu ayrımcı devlet aklını ve uygulamalarını tasfiye etmeye kendini adadı ve başarılı da oldu. Dolayısıyla, özellikle Gezi’den beri Erdoğan’a dönük yıpratma, itibarsızlaştırma kampanyasına karşı bu yakın geçmişi hatırlamakta, değişenin Erdoğan değil, konjonktür gereği kavganın doğası olduğunu görmekte fayda var.
Geçmişi bilmek aktüelin bizi savurmasını önlemek için önemli. Erdoğan ve AK Parti hal edilmek istenince, buna toplumsal bir rıza da yaratmak gerekiyordu. Toplumsal rıza için de sadece Beyaz Türkler yeterli olmazdı. Bu nedenle Kürtler, azınlıklar, Aleviler vd. hedef alınarak Erdoğan ve AK Parti ile ilişkinin doğası değiştirilmek istendi. Bunun için Gezi etkili oldu. “Affedersiniz Ermeni” ve “Kobani düştü düşecek” sözleri bağlamlarından kopartılarak, insafsızca çarpıtılarak büyük bir operasyona malzeme edildi.
Bunlar neden önemli? Çünkü bir yerde gerçekler çarpıtılıyorsa, orada milletin tümünün aleyhine bir müdahale var demektir. Tercihlerimizi kendi nedenlerimizle yaptığımızda sorun yoktur. Ancak o tercihler başka merkezlerce belirleniyorsa, irademiz kötü bir amaç uğruna suiistimal ediliyor demektir.
Ben vatandaşlarımızın bu oyunu gördüğünü ve algı operasyonlarına tevessül etmediklerini biliyorum. Ama yine hatırlamanın kimseye bir zararı dokunmaz.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019