Mehmet Ocaktan
Bir ülkenin dış politikadaki hareket kabiliyeti gerek bölgesel, gerekse küresel ölçekte politika üretmesi açısından her zaman hayati bir öneme sahiptir. Bu yüzden de devletlerin dış politikaları anlık rüzgarlara göre değil, tarihsel süreç içindeki istikametlerine göre değişir.
Bu çerçevede baktığımızda, Türkiye’nin dış politika istikametinin her zaman Batı ittifakı yönünde olduğunu görürüz. Zira içinde bulunduğumuz jeopolitik gerçeklik, doğal olarak Türkiye’yi bu istikamete yöneltmiştir. Ayrıca, muhatap olduğumuz çok yönlü güvenlik problemleri ve de ekonomik ilişkiler realitesi bunu gerektirmektedir.
Türkiye epey bir süredir geleneksel müttefikleriyle yaşadığı siyasal problemler yüzünden farklı arayışlar içinde olmak durumunda kaldı. Bu yeni durum çok realist bir seçim olmamakla birlikte, bazen zaruretler dış politikada istikamet değişimini zorunlu hale getirebiliyor. Ancak bu kalıcı değil, geçici bir duruma işaret etmektedir. Esas itibariyle dış politika da doğası gereği esnek olmak durumundadır. Ama bu esneklik güçler arasında savrulma anlamına gelmemeli.
İşte son dönemde Amerika ve Rusya arasında yaşanan diplomatik savrulma yüzünden, Türkiye’nin dış politikadaki esneklik kabiliyetinde bir zaaf algısı ortaya çıkmış bulunuyor.
***
Öyle anlaşılıyor ki geçtiğimiz hafta yapılan görüşmelerde, Amerika ve Avrupa ile ilişkilerde ortaya çıkan canlanma görüntüsü Rusya’yı pek de mutlu etmemiş. Bir anda fabrika ayarlarına dönen Putin, rejim kartını kullanarak Afrin’i masaya sürmüş bulunuyor. Nitekim Reuters, Halep’ten yola çıkan rejim güçlerinin Afrin’e girmeye başladığını duyurdu. Bu provakasyon denemesiyle sınırı aşan rejim güçlerinin daha sonra geri çeldikleri bildirildi.
Kuşkusuz bu hamle, neredeyse bütün güçlerini kaybeden Esad rejiminin kendi başına yapabileceği bir hamle değil. Dolayısıyla rejimin Afrin’e heves etmesinin arkasında Rusya ve İran’ın bulunduğunu anlamak için kahin olmak gerekmiyor.
Oysa Rusya işin başında Afrin’deki güçlerini çekerek, güya Türkiye’ye jest yapmıştı. O günlerde Putin’in kartlarını henüz tam açmadığını, PKK ve YPG kartından asla vazgeçmeyeceğinin altını çizmiştik. Evet gerçekten Putin’in başka hesapları varmış...
Şimdi Rusya’nın PKK’yı ve YPG’yi neden terörist ilan etmediğini, dahası bu örgütlere Moskova’da büro açma izni verdiğini anladınız mı?
Hal böyleyken özellikle Türkiye’deki bazı medya gruplarının Rusya sevdasına kapılmasını ve bu ülkeye büyük müttefik ve dost muamelesi yapmasını doğrusu anlamak mümkün değil. Oysa çok değil, biraz tarih okuması yapılabilseydi böyle bir sevdanın yatsıya kadar bile sürmeyeceği anlaşılabilrdi.
Nitekim Türkiye ve ABD’nin Suriye’de koordineli çalışmak için ‘ortak çalışma grubu’ oluşturma kararı, Rusya ve İran cephesini çok rahatsız etmiş olmalı ki daha çalışma grubu bile oluşturulmadan, Afrin’de Türkiye’yi tedirgin edecek sinsi planı devreye sokmaya başladılar. Açıkça ifade etmek gerekirse, alelacele gündeme getirilen Afrin hamlesinin temel hedefi, Türkiye’nin diplomatik açılımını etkisiz kılmayı amaçlamaktadır.
***
Bu arada Rusya dışişleri bakanı Lavrov’dan gelen son açıklama, kelimenin tam anlamıyla Türkiye’nin Suriye’deki hedeflerini doğrudan dinamitleyen bir açıklama. Çünkü, tam da rejimin PYD ile anlaşarak Afrin’e girmesi konuşulurken, Lavrov’un Türkiye’nin ‘güvenlik’ çıkarlarının Şam yönetimiyle doğrudan diyalog yoluyla korunabileceğini söylemesi ürkütücü. Yani Lavrov Türkiye’ye açıkça demek istiyor ki: Eğer Suriye’de olacaksan, Esad’la anlaşmak zorundasın, Amerika’yı da unut...
Ortaya çıkan tabloda bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor ki, Rusya ve İran Esad’ın hamiliğinden asla vazgeçmeyeceklerdir. Ayrıca PKK ve YPG’yi koruyup kollamaya da devam edeceklerdir. Çünkü Rusya ve İran cephesi için PKK-YPG kartı sahada en kullanışlı araçtır. Bu araçtan niye vazgeçsinler ki...
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025