Mehmet Ocaktan
Malum AK Parti iktidarının küçük ve etkili ortağı MHP epey bir süredir “HDP’nin kapısına kilit vurulması”nı istiyor. En son geçtiğimiz hafta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na 6-8 Ekim olaylarını esas alarak HDP’nin kapatılması için çağrıda bulundu, bunun yapılmaması halinde bizzat kendi partisinin bu konuda başvuruda bulunacağını söyledi. Yani Bahçeli bir bakıma başsavcıya talimat verdi... Bu arada, üzerinden tam 6 yıl geçmiş olaylarla ilgili savcıların şimdi hangi hukuk anlayışıyla dava açacaklarını da ayrıca sormak gerekiyor tabii...
Sonunda dönüp dolaşıp devletimizin kadim geleneği olan parti kapatmaya geri döndük. 1963’de Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşundan önce kapatılan iki partiyle birlikte bugüne kadar siyasi hayatımızda tam 26 parti kapatılmış.
Anayasa Mahkemesi, tüm partilerin feshedildiği 12 Eylül 1980 tarihine kadar 6 parti hakkında açılan kapatma davalarının tümünde kapatma yönünde karar verirken, 12 Eylül askeri müdahalesinin ardından siyasi partilerin 1983’de yeniden kurulmasına izin verilmesinden sonra 18 partinin kapatılmasına karar verdi.
Milli Nizam Partisi (MNP), Sosyalist Parti
Halkın Emek Partisi, Özgürlük Demokrasi Partisi, Sosyalist Türkiye Partisi, Demokrasi Partisi, Demokrasi ve Değişim Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Halkın Demokrasi Partisi, DTP kapatılan partilerden bazıları...
Hemen belirtmek gerekiyor ki devletin parti kapatma maceralarının hiçbirisi, rejim adına pozitif bir sonuç üretmediği gibi Türkiye demokrasisine de zerrece fayda sağlamamıştır. Ayrıca toplumda karşılığı olan kapatılmış bütün partiler başka adla yeniden kurularak yollarına devam etmişlerdir.
Bunca tecrübeye rağmen, siyaseti ve demokrasiyi torpilleyen parti kapatma hevesinin hala bitmemiş olması Türkiye açısından gerçekten büyük bir talihsizlik...
Kaderin cilvesine bakın ki geçmişte içinde yer aldıkları bütün partiler rejim tarafından “tehlikeli” oldukları iddiasıyla kapatılan kadronun yönettiği AK Parti iktidarında yeniden parti kapatmayı konuşuyoruz. Daha da önemlisi aynı AK Parti’ye, üstelik tek başına iktidar olduğu 2008 yılında kapatma davası açılmış, o gün Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Haşim Kılıç’ın büyük gayretleriyle felaket senaryosu son anda önlenmiştir.
Yıllarca parti kapatmanın antidemokratik bir uygulama olduğunu savunan AK Parti eğer şimdi MHP’nin gönlü hoş olsun diye HDP’nin kapatılması talebine onay verirse, bunu Kürt halkına ve dünyaya nasıl izah edecek doğrusu merak ediyorum.
Hatırlayalım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Kasım ayında “Kendimizi başka yerde değil Avrupa’da görüyoruz. Geleceğimizi AB ile kurmayı tasavvur ediyoruz” sözleriyle yeni bir reform hamlesi başlattığını duyurmuştu. Ve yine geçtiğimiz hafta AB büyükelçileriyle bir araya gelen Erdoğan, Uzun vadeli bakış açısıyla hareket ettiklerini belirterek, olumlu gündem oluşturmak ve AB ile ilişkileri rayına yeniden oturtmak için hazır olduklarını söyledi.
Eğer yeniden partileri kapatmaya başlayarak demokratik değerlere meydan okuyacaksak, reform yapmaya ihtiyacımız da yok demektir.
HDP’yi kapatma çağrısının, Cumhurbaşkanı’nın Bahçeli’yi evinde ziyaret etmesinin hemen ertesinde yapılması kafa karıştırıcı bir durum. Bu konuda iki görüş var; 1- MHP lideri reform hamlesini torpillemek için böyle bir çıkış yapmış olabilir. 2-Görüşmede Erdoğan’la Bahçeli arasında kapatma konusunda bir mutabakat sağlanmıştır, dolayısıyla bu çıkış planın bir parçasıdır.
Kuşkusuz bir açıklama yapılmadığına göre gerçeği bilme imkanımız yok. Ama ortaya çıkan tablo, eğer Erdoğan gerçekten bir reform yapmak niyetindeyse parti kapatmanın telaffuz edilmesi bile reforma darbedir. Daha da önemlisi, zaten yaralı olan demokrasimizin yüzünü daha da karartacak bir girişimdir.
Açıkçası Kürt halkının iradesinin bu kadar yok sayılmasını anlamak mümkün değildir. Evet bu ülkede Türkler de, Kürtler de terörden büyük acılar çektiler ama bu Kürtlerin en tabii haklarının yok sayılması için bir bahane olamaz. Doğrusu zaman zaman Cumhur İttifakına mensup bazı siyasetçilerin “İşte bakın belediyelerde HDP’li Kürtlere iş veriliyor” şeklindeki absürt açıklamalarını duyunca içimin ezildiğini hissediyorum. Oldu olacak bari Kürtlerin hepsini tek ayak üzerinde bekletelim, ekmek de vermeyelim...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025