Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Erdoğan “U dönüşü” yapabilir mi?
27.05.2025
203
Asıl soruya dönelim: “U dönüşü” mümkün mü? Cevabı tayine edecek ölçü siyasî gerçekçilikte saklı. Gerçekçi bir politikacı uçurumdan atlamaz, ne kadar zor olsa da bir u dönüşü yapar.

Daha işin başında 60 milyar dolar zararla yola çıkan 19 Mart Operasyonunun mantığını kavramak adına çok şey söylendi. Ben, “ayağına makineli tüfekle ateş ediyor” demiştim. Kamuoyu araştırmalarında istikrarlı bir şekilde yere çakılmaya devam eden AK Parti oyları, bu “kendi ayağına sıkma” mecazını gerçeğe dönüştürüyor. Yine de Saray, devam eden tutuklama dalgalarına bakılırsa ısrarla bu yolda ilerlemeye devam ediyor.

Siyaset duygularla yapılmaz. 23 yıl ülkeyi tek başına yönetme becerisi göstermiş bir politikacı, duygularının peşine asla takılmaz. Siyasetin konusu gerçekler ve bu gerçeklerin alt alta yazılıp toplandığı, bölünüp çarpıldığı hesaplardır. 2+2 her zaman dört etmese de politikacı hesap kitap işini hiçbir zaman bırakmaz.

19 Mart Operasyonunun matematiği çok basit. Muharebeyi kazanmak harbi kazanmaya yetmez. Toplum bilhassa ekonominin sefaletinden dolayı umutsuzluğa düştü. İmamoğlu geleceğimizi pırıl pırıl aydınlattığı için değil, Erdoğan’a en güçlü alternatif olduğu için pirim yapıyor. O olmazsa başkası olur. Bu inanç da tek başına İmamoğlu’nun önünü açar. Ama her durumda CHP’yi kurumsal bir iktidar rakibi olarak siyasetin ufkuna yerleştirir.

Kısaca Erdoğan 19 Mart Muharebesini kazansa bile Sandıkta verilecek asıl savaşı kaybedecek. 19 Mart sadece bu sonucu hızlandırıyor.

Erdoğan iktidarını, partisini ve kendi prestijini göz göre göre neden ateşe atıyor?

Mantığa aykırı görünen bu tabloya bir açıklama bulunabilir mi?

“Batık Maliyet”

Alper Yağcı’nın Daktilo 1984’te yayımlanan (22 Mayıs 20025) “Batık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı” başlıklı yazısı, bu sorunun cevabını analitik bir zekâ ile didik didik eden, Erdoğan’ın girdiği yolda vazgeçemediği tutkusunu anlamamızı mümkün kılan oldukça tutarlı bir yorum.

Yağcı, “zarardan ne kadar çabuk dönülürse kârdır” anlamına gelen “batık maliyet” yerine “patika bağımlılığı” metaforunun daha geçerli olduğunu söylüyor. “Patika bağımlılığı” yanlış yolda ısrar anlamına geliyor. Şu sonuca varıyor: “İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tahliye olması iktidara zarardan kar değil, daha çok zarar getirebilir. Bu ihtimali gerçekleştirmek yerine pazarlık için kenarda tutmak muhtemelen tercih edilecektir.”

Yağcı’nın kullandığı üçüncü metafor “gemileri yakmak”. Malûm, AK Partililer Erdoğan’ın arkasında durmuyor ve ona destek vermiyor. İş dünyasının, iktidar değişikliği hesabıyla CHP’ye demir atması yakından izleniyor. Tek başına savaşan ve muhtemelen arkasından bir yığın dolap çevrilen Erdoğan, İmamoğlu’nu içerde tutarak aradaki köprüleri yıkmış, gemileri yakmış olarak kendi etrafını konsolide ediyor.

Böylece iktidarı kaybetmenin maliyeti, bürokrasi-siyaset ve işadamları için artıyor. Sonunda, tahkimat kuvvetleniyor ve sonucu belirleyen asıl harp, yani seçim bu çıkar ağının bütün gücünü seferber ettiği göstermelik bir seçime dönüyor. Gemiler yakılınca, çaresiz askerler savaşı kazanmış oluyor.

Sonuç: Şayet gemiler yanmışsa, siyasî elitler neye malolursa olsun iktidarı muhalefete vermeyecek. Sonra anayasa değişecek, seçilme oranı % 40’a düşecek ve tek turda yapılacak. Kürt sorunu bu amaçla işlemden geçirilecek.

Yazar aslında muhalefet için kötümser bir tablo çizmiyor. Sadece iktidarın önündeki oyun alanını farklı seçenekleri dahil ederek gösteriyor. Ana iskelet doğru görünüyor.

Partisiz ve halefsiz bir lider:

Bana kalırsa devasa iktidar cihazı, bu oyun alanında manevraları yürütürken iki esaslı zaafla malul.

Birincisi Erdoğan’ın veliahtı yok, ikincisi AK Parti bütünüyle devre dışı ve oyuna dahil edilmesi çok zor.

Tahtın varisi kim? Bu sorunun cevabı geleceği değil bugünü kontrol altına almak içindir.

Veliaht tayini, monarşilerde iktidar değişimi sırasında iç savaşa dönüşen taht kavgalarını engellemek içindir. Veliahtınız yoksa, altınızdakiler kaynamaya, klik oluşturmaya ve altınızı oymaya başlar. Erdoğan’ın halefinin olmaması, bırakacağı miras üzerinden bugün sağlıklı dengeler oluşturmasını engelliyor.

AK Parti, kurumsal bir örgüt olarak işlevsiz ve anlamsız durumda. İktidardaki güç oyunu partide değil sarayda yürütülüyor. İmamoğlu operasyonu sonrasında parti örgütünün devreye girmemesi, Erdoğan’ın yanında saf tutulmaması son derece garip bir tablo oluşturdu. Kimse topa girmiyor. Girenler ise yukardan gelen zorlamalara boyun eğdiklerini göstere göstere kelam ediyor.

“Batık maliyet”le doğrudan karşı karşıya olanlar ise işadamları. Para ürkektir, zoru görünce hemen kendini emniyete alır. Siyaset icabı değil ama bir girişimci olarak 19 Mart muharebesini, kendileri açısından batık maliyet olarak görüp, kenara çekilebilirler.

Asıl soruya dönelim: “U dönüşü” mümkün mü?

Cevabı tayine edecek ölçü siyasî gerçekçilikte saklı. Gerçekçi bir politikacı uçurumdan atlamaz, ne kadar zor olsa da bir u dönüşü yapar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar