Murat Sevinç
Son zamanlardaki takıntım, içine 'aslında' zarfı serpiştirilen bazı siyasi analiz ve yorumların içeriği. Allah başka keder vermesin, diyeceksiniz ki, çok haklısınız; küçük burjuva okumuşlarının böyle dertleri, takıntıları olabiliyor muhterem okur!
“Amasız fakatsız” ile başlayan çok cümleyle karşılaşırız, özellikle siyaset üzerine kalem oynatanların yazılarında. Herkesin, aynı kanıda olmasa da olması gerektiği bazı durumlar, ilke, olgu ve olaylar bulunduğu varsayımından hareket eder, dillendiren. Genellikle haklılık da barındırır. Bir tekliftir daha çok; “Tamam, aynı kanıda olmayabiliriz, ancak bu durumda hepimiz aynı tarafta yer almalıyız,” dileği. Fakat insanı iki arada bir derede bırakan bir yanı var. “Amasız fakatsız” desteklenebilir mi herhangi bir düşünce ya da tutum, emin değilim. Destek için, böylesi adanmışlık şart mıdır, bu da ayrı mesele. “Amasız fakatsız” şu partinin, şu kişinin yanında, şu siyaset ya da söylemin de karşısında olmak yerine; genellikle “ama ve fakat” ile yanında olup destek vermekten yanayım. Buna mukabil, teklif sahibi de durumun farkında tabii, o da benim kadar düşünebiliyor ve muhtemelen benzer kaygılara sahip. Dolayısıyla, amasız fakatsız destek talebinin satır arasında, “Ama ve fakatların olabilir, ancak o mübarek kanaatlerini şimdilik dile getirme, asıl ve değerli hedeften sapmayalım, yeri ve zamanı değil” ricası, beklentisi söz konusu. Durumun vahametinin, her birimizin ama ve fakatlarını, bir kısmı şımarıkça kaygı ve beklentilerini hiç olmazsa ertelemeyi gerektirdiği bir ân. Sanırım, çoğu zaman dile getiremesem de hissettiğim kafa karışıklığı, bir itirazım varsa da susma/erteleme tercihinin sonucu.
Okuduğunuz yazının nedeni ise, bu kez bir zarf, 'aslında' sözcüğü.
Konusu siyaset olan yazı ve konuşmaların, yorumların vazgeçilmezlerinden. 'Ama'dan daha mülayim, daha anlayışlı göründüğüne kuşku yok; buna mukabil, kullanıldığı yer ve konuya göre, gerçeğin üzerini örten ya da anormallikleri olağanlaştıran bir tutuma, tercihe, niyete hizmet ediyor gibi. Yazarken 'aslında' sözcüğünü nerelerde kullandığımı düşünüyorum; sözlük anlamına uygun biçimde, 'esas olarak,' 'gerçekte' ifadelerinin geçebileceği durumlarda. Demek ki, konunun esasını, gerçeğini anlatmak istediğimde. Bir şeyin göründüğü gibi olmadığını ya da başka türlü de bakılabileceğini düşündüğümde ve açıklamaya çalıştığımda. İşin içinde, “Ben size işin aslını anlatayım,” tasası var.
Yazının (ve konuşmanın) türüne ve derdine göre, bir şeyin 'aslını' anlatma isteğinin hedefi ve işlevi değişebilir. Teknik bir konu ise, okurun bilmeyebileceği kavram seti ve aralarındaki ilişkiyi anlatmak, gibi. Ya da bir gazetecinin elde ettiği bilgi ve belgeleri kamuoyuyla paylaşması, olup bitenin aslının anlaşılması için gereklilik. Baş ağrılarıma neden olan ise, herkesin gördüğü, yeteri kadar açık ve muhatabı çoğu zaman çaresiz bırakan anların 'aslında'sı.
Çok sevdiğim siyaset yorumcuları var. Bildiğiniz bir şeyi dahi öyle güzel yorumluyorlar ki, merakla dinliyor ve yararlanıyorum. Fakat tanık olduğum, karşılaştığım, insana kapı açan yorumcular azınlıkta. Çok azını dinlediğim düşünülürse, benim değerlendirmemin eksik kalacağını söyleyebilirim; bu nedenle sınırlı bir bilgiden hareket ettiğimi kabul etmek zorundayım. Bu nitelikte yapılmayan ve herkes kadar izlemek dışında bir 'birikimle' destelenmeyen siyaset yorumculuğunun, bir şeyi aydınlatmaktan çok, gerçeğin çarpıtılmasına yol açtığı kanısındayım.
Bu ülke, tarihinin en şeffaf (!) dönemlerinden birini yaşıyor bana kalırsa. Her şey, görüp anlamak isteyen herkes için yeteri kadar açık. Hatta, insanı sözsüz bırakacak, konuşmaktan alıkoyacak ölçüde açık. Yeraltından bir figür, Allah bilir hangi niyetlerle ifşaya başladı ve neredeyse hiçbir iddiası yalanlanamadı. Hal böyleyken, bir yorumcunun şu manzaraya bakıp da sözün bir yerinde 'aslında' faslına başlamasını ve biz ölümlülere ülkede hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatmak için çaba harcamasını, son derece asap bozucu buluyorum. Aslında haberi yok, aslında çevresi kötü, aslında o cenahta da rahatsız olanlar var, aslında öyle demek istemediler, aslında derdi şuydu, aslında, aslında, aslında...
“Aslında çevresi kötü” ifadesi, bir yurttaşa enayi muamelesi yapmanın en yakası açılmadık hali gibi geliyor bana. Yorumlayan, herhangi bir günün gündemini belirleyen söz ya da davranışların göründüğü gibi olmadığını, aslında başka anlama geldiğini göstermeye çabalıyor. Özellikle genç yaşlarda yaşanır böyle açmazlar, malum. “Öyle dedi ama aslında şunu söylemek istedi,” “Sen bakma öyle baktığına, bakarken sağ elini nereye koyduğunu ve dudağının kenarındaki kıvrımı fark ettin mi, hah, mesele o,” “Geçenlerde X'e seninle ilgili şöyle demiş, X'in de senin Y ile yakınlığını düşünülürse, o mesajı sana veriyor bence,” “Eğer hakkında gerçekten böyle düşünseydi öyle demez, şöyle derdi, demek ki...” Hatırladınız mı, bir cümle ve bir bakış üzerine üç gün konuştuğunuz o güzel ve acılı günleri!
Türkiye siyaseti üzerine yapılan yorumların çoğunluğu bu minvalde. Bir muhalefet partisi milletvekili, “Uzaylılarla bile görüşüyoruz, ancak HDP ile kesinlikle görüşmüyoruz” mu dedi; başlıyor, “Aslında şunu söylemek istediler” teranesi. “Ya siz bakmayın, aslında HDP'liler pek yadırgamıyor bu durumu,” “Aslında seçmeni ürkütmek istemiyorlar,” aslında... İyi güzel de, 'görüşmüyoruz' ifadesi yeteri kadar açık değil mi? Üzerine biraz krema sürülünce, milyonlarca yurttaşı temsil eden bir siyasi parti ile görüşülmediği gerçeği değişiyor mu, durum olağanlaşıyor mu? Her şey bir yana, daha geçen hafta AKP'ye geçen bir HDP'li için düzenlenen tören, 'görüşmeyenlere' bir şey ifade etmez mi? Tüm akıl sır ermez itham, suçlama ve hakaretlerin nasıl da sabun köpüğü olduğunu göstermiyor mu? Ne acayip değil mi; düşünün, sabah sekizde bir HDP'li terörist bölücü olarak uyandınız, kahvaltı yaptınız, domatesi yerken hâlâ teröristsiniz, saat 10'a doğru istifa ettiniz, yaklaşık iki saat eski bir terörist hüviyetiyle dolaştınız, öğleden sonra AKP'ye geçtiniz ve saat 14.00 gibi artık yerli ve millisiniz! Müteveffa Kafka, mezarında ters dönüyordur.
Ve en tahammül edilmez 'aslında' örneği...
“Aslında parti içinde de rahatsızlar var.” Yorumcumuz burada diyor ki: “Anayasa askıya alınmış, hükümet sistemi çöpe atılmış, rejim değiştirilmiş, parti-devlet kurulmuş, şunca yolsuzluk iddiası ortaya saçılmış, birileri sekiz on yerden maaşa başlanmış, hepsi horantasını sağa sola müdür atamış, doğal güzelliklerin canına okunmuş, el kadar yeşil alanlara dahi göz dikilmiş ve tüm bunların hık deyicisi de bu vekiller olmuş olabilir, ama aslında aralarında rahatsızlık duyanlar da var.”
Ne yapabilirim? Hakikaten, iktidar içinde rahatsız olanların varlığını işittiğimde ne yapabilirim sıradan bir yurttaş olarak? O 'aslında'nın sağlamak istediği ne? Örneğin hep birlikte toplanıp meclise bir moral ziyareti mi yapalım? AKP'li rahatsızlara “Sıkmayın canınızı, üzmeyin bizi ne olur, siz rahatsızken biz nasıl huzur buluruz” mu diyelim? Ne yapalım, o rahatsızlığa nasıl çare bulalım? Geçenlerde, kendisi de bir süre öncesine dek AKP içinde yer alan, bir süre önce hidayete erip muhalefete geçen ve her muhalif gibi yeniden demokrat olan bir siyasetçi, iktidar içinde en az elli vekil ile görüştüklerini, 'rahatsızlık' olduğunu söylemiş. Tüm haber kanallarında yer aldı bu açıklama. Ne düşünmeliyiz? Ne görüşüyorlar o elli kişiyle? Çok merak ediyorum, ne konuşuyorlardır? Örneğin, biri “Ülke otoriterleşiyor sanki,” derken, diğeri “Yok be katılmıyorum, o kadar da değil aslında” mı diyor? Görüşen “Pışt, geçecek misiniz bizim partiye” diye sorunca, görüşülen “Bilmem ki ne derler” karşılığını mı veriyor!
Her birimiz bir şeyleri yorumluyoruz nihayetinde; ancak 'görünmeyeni gösterme' gayretkeşliği, apaçık olanın tahrif edilmesine ve anormalin olağanlaştılmasına neden olmamalı. Aksi, sürekli bir aşağılanma duygusuyla yaşamamıza neden oluyor. Türkiye'de her şey, yeteri kadar açık. Aslında.
Aslında çok tutuyor... Aslında yanında gelmesini o istemiş... Aslında küçük ortak sahip çıkmasa hemen harcayacakmış... Gördünüz mü, tam olarak yanında değil... İki kare fotoğrafta yan yana görünüyorlar... Aslında fotoğrafların birine yanlışlıkla girmiş gibi... Maske var yüzlerinde, anlaşılmıyor ki yüz ifadeleri... Yok yok, bir yerde maske yok, gülümsüyor sanki... Bana biraz gergin gibi geldi... Öyle mi, ama o zaman fotoğrafa girmesine izin verilmezdi ki... Diğeri destek çıkıyor ya o yüzden, aslında hiç hazzetmiyor... Beriki kontrolü ele geçirmiş, yoksa kuruluş ayarlarına dönülecek...
Diyelim, bir fiyordun kıyısındaki köyde doğup bazı isimleri bir ömür duymadan basitçe yaşayıp göçmek de ihtimal dahilindeydi. Kader aslında...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları









































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025