Sedat KAYA
"Yaşım 84.
Askerliğimi Türk Ordusunda yedek subay olarak, Erzurum'da 220 ncı Piyade Alayında ifa ettim.
1964 yılında ailece Yunanistana göç etmeye mecbur oldum.
Hayatım boyunca Türk - Yunan dostluğuna inandım ve bu inancıma senelerce gerek Türkiye'de gerekse Yunanistan'da hizmet ettim.
Abdi İpekçi ödülü ile sereflenmiş ve iki yıl evvel tanınmış yazar ve Türk dili okutmanı İbrahim Dizmanla Türkiye - Yunanistan münasebetleri hakkında mektuplaşmamız "Kardeşim Gibi" başlığı altında kitap halinde Heyamola Yayınevinden yayınlandı.
İki gün evvel, malümunuz, Yunanistan başkenti Atina'nın 40 kilometre doğusunda belki de emsalsız bir yangının neticesinde 100'den fazla ölü ve 200 e yakın yaralı ile korkunç bir felakete sahne oldu.
Samimi hislerle bu dramımıza ortak olan, bizlerle beraber üzülen Türkler'e kıymetli arkadaşım Sedat Kaya vasıtası ile candan teşekkür etmekle beraber, acımızla sevinenleri Yüce Allahın islahına bırakmayı insani vazifem addediyorum."
Alekos Papadopoulos
KARŞI KIYIDAKİ AK YÜREKLİ İNSANA
Bir dostum var benim karşı kıyıda.
Ak saçlı.
Ak sakallı.
Ak yürekli.
Ak bir insan.
Bedeni karşı kıyıda ama yüreği burada.
Çünkü nesiller boyu bu toprağın insanı.
Dededen toruna.
Anadan çocuğa.
Bir Anadolu Rumu..
Alekos Papadopoulos.
Sıraselviler'de Alman Hastanesi'nde.
Beyoğlu sokaklarında büyüdü.
Rum kilisesinde vaftiz olurken, yan camiden ezan okunuyordu.
Soluduğu Ramazan pidesinin kokusuydu.
İstiklal'i aşındırdı delikanlılığı.
İlk aşkı bir Türk kızıydı.
Türkan.
Platonik aşktı..
Sevgisini bir türlü açamadı kıza.
Çünkü aynı mahallenin öteki insanıydı.
İstanbul'da okudu.
Sonra askere aldılar.
Erzurum 220. Piyade Alayı’nda yedek subay yaptılar..
Şanslıydı.
Ondan öncekiler 40'larda askere alınıyor, amele yapılıyordu.
Badem içi sarısı tek tip üniformalarla.
Adı "Amele Taburu"ydu.
Ellerine silah değil, kazma kürek veriliyordu.
Bilim insanlarına, sanatkarlara, aydınlara, yazarlara yol köprü inşa ettiriyorlardı.
Tıpkı Naziler'in yahudilere yaptığı gibi.
Bu toprağın Rumu, Ermenisi, Yahudisi iç düşman sayılıyordu.
Gavurdu onlar(!)
Rum tohumu, Ermeni dölü, Yahudi piçiydiler(!)
Alekos şanslıydı.
Askerde bunları yaşamadı.
Vatan görevi biter bitmez yine İstanbul'a döndü..
Gazeteci olmuştu..
İstanbul'da Rumca çıkan Embros gazetesinin yazı işleri müdürüydü..
Yıl 1955'e geldi..
Eylül'ün 6 ve 7'si.
Türkiye'deki Rum, Ermeni ve Yahudi vatandaşlarımıza karşı yeni bir saldırı başlamıştı.
Devlet desteğinde eli sopalı, gözü dönmüş gerici, ırkçı, milliyetçi sürüler evleri, işyerlerini basıyordu..
Dövüyor, tecavüz ediyor, hatta öldürüyorlardı.
Özellikle Beyoğlu'nda azınlık katliamı yaşanıyordu.
Her yer talan ediliyordu.
Damarlarında asil kan(!) taşıyan ırkçı yobazlar bağırıyordu.
"Vatandaş Türkçe konuş!"
Müslüman ve Türkçe konuşmayana bu topraklarda yaşama hakkı yoktu.
Azınlıklara "Defolun buradan" deniliyordu.
Tarih 15 Eylül 1955 olmuştu..
Alekos daktilonun başına geçti, gazeteye makalesini yazdı..
“Ülkemizde kalacağız. Burada yerimizde kalacağız. Kiliselerimizi yeniden yapmak, ölülerimizi gömmek, okullarımızı, işyerlerimizi, evlerimizi toparlamak için biz Rumlar düştüğümüz yerden doğrulacağız. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, dedelerimizin ve babalarımızın -şimdi kırık dökük de olsa- mezarlarının bulunduğu bu ülkede kalacağız.”
Kalamadı..
Dededen toruna, yüzlerce yıl bu vatanın insanı olan Alekos, ata toprağını terketmek zorunda kaldı.
Kucağında 3 yaşında bir yavruyla.
Bir nevi sürgünde..
Yunanistan'ın Voullagmeni kentinde yaşıyor.
83 yaşında.
Hala gazeteci.
Meslektaşım.
Hala yazar.
Son kitabı İbrahim Dizman ile birlikte kaleme aldıkları; Kardeşim Gibi.
Bir İstanbul Rum'u ile bir Türk'ün birbirlerine yazdıkları mektupları..
Şiddetle tavsiye ederim.
Dikkatimi çeken ne biliyor musunuz?
Onca baskıya, onca zulüme ve onca acıya ragmen içinde gram kin ve nefret duymaması.
Aksine tatlı anılar yaşatıyor belleğinde.
O ak yüreği hep sevgi üretiyor.
Türkiye'yi, İstanbul'u, gençliğinin Beyoğlu'nu özlemle anıyor..
Türk arkadaşlarını, kurduğu dostlukları unutamıyor..
Özellikle de ilk aşkı Türkan'ı.
Vatan özlemi hep yüreğini sızlatıyor.
Şöyle diyor mesela.
"Gurbette yaşayan herkes gibi ben de doğduğum, büyüdüğüm, aşık olduğum, okuduğum, anne-babamın mezarının bulunduğu memleketimi özlüyorum."
Peki bu nasıl oluyor?.
Kin, nefret, intikam gibi duyguları neden yaşamıyor..
İnsanlığından...
İnsana olan sevgisinden..
"İnsan ve insanlıktan bahis olduğunda aklım daima Sinoplu ünlü filozof Diogenes'e kayıveriyor. Bir gün öğlen vakti elinde fenerle Atina'nın sokaklarında bir adam aramaya çıkmıştı.. İşte bana " insansın " dediğinde hissetiğim gururu izah etmemin zorluğunu hisettiğimi itiraf etmekten kendimi alamayacağım."
Yunan milliyetçilerinin küfür ve tehditlerine ragmen.
Şöyle diyor.
"İnandıklarımı ifade eden mesajımı, kardeşlikten yana bir zihniyetle gündeme getirdiğiniz için candan teşekkür ederim. Sadece iki üç olumsuz ve lakayıt ciddiye alınmayacak mesajlar dışında, Yarattığı etkiden ve aldığım tepkilerden ötürü bende yarattığı hayranlık duygusunu da itiraf etmeliyim. Kardeşliğe dair olan inancıma her daim sadık kalarak, kini körüklemeden zevk alanları da sevgi ile selamlıyor ve günün birinde ışığı, güneşi görebilmelerini içten ve yürekten diliyorum."
Damarlarımızda akan kan
İçimizde şu deli rüzgâr
Bir havadan..
Bu güneşle sıcak
Gönlümüzden bahar dolusu kopan
İyilikler kucak kucak..
Bir sıcak deniz
Kıyılarında birbirinden güzel
İki milletiz..
Sonra rum şiveli türkçeler..
O boğaz'dan söz eder
Sen rakıyı hatırlarsın..
sıla derdine düşünce anlarsın."
Yunanistan'da.
Ak saçlı.
Ak sakallı.
Ak yürekli.
Ak bir insan.
Bedeni karşı kıyıda ama ruhu burada.
Çünkü 60 yıldan fazla bir nevi sürgünde.
7 Ağustos 2017
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.09.2020
2.07.2020
3.06.2020
9.03.2020
21.02.2020
30.01.2020
28.01.2020
6.02.2019
20.11.2018