Yavuz BAYDAR
Gölde her gün köprünün altında yerine yüzer, bir tek gözleri suyun üzerinde, öylece beklermiş timsah. Ve yukarıdan her seferinde gürültüyle geçerken tren, kendi kendine söylenirmiş: ''Bir gün bu koca hayvan suya devrilecek, ben de onun içinde ne varsa yiyeceğim...''
Bu benzetmeyi yıllar önce, kadim dostum, rahmetli Tunçel Kurtiz'den dinlemiştim. Hangi bağlamda anlatmıştı hatırlamıyorum. Ama Türkiye siyasetinin bugünkü hâline bakınca, bazı açılardan son derece isabetli olduğu kesin.
Birkaç gündür Washington'dayım. Bir mülakattan ötekine. Yıllardır gelir giderim. ABD başkentini hiç bu kadar dağınık, bulanık, tozduman, bu kadar öngörülemez, bu kadar gergin görmemiştim.
Türkiye'de sanılanın aksine, Washington'da rutin dönemlerde Türkiye hiç de öyle önemli bir gündem payına sahip değildir. Ama bu kez durum farklı. Washington zemininde yaşanan sismik sarsıntıların fay çizgisinde bu kez tam da ortada yer alıyor Türkiye. Sebep, elbette ki Suriye'ye düzenlenen sınır ötesi harekât, Rusya ile varılan mutabakat ve Trump-Erdoğan ilişkilerinin arka planında neler olduğuna dair bitmek tükenmek bilmeyen tartışmalar, arayışlar, akıl yürütmeler.
Soğuk Savaş'ın başlama anlarıyla kıyaslanabilecek tarihi bir kırılma anı yaşanıyor ve bu Washington'da nerede kimle görüşürseniz görüşün, iliklere kadar hissediliyor. ABD başkentinin nabzını Ahval'de ayrıntılarla izlemeye devam edeceksiniz. Ama şimdiden şunu tespit etmek mümkün: Gelişmekte olan Türkiye-ABD krizinin bu saatten sonra, Trump 2020'de iktidarda kalsa da yerine başkası seçilse de hehangi bir şekilde onarılacağına ihtimal veren herhangi bir gözlemciye rastlamadım. İttifak eksenli ilişkilerde bir bitiş düdüğü uzaktan uzağa duyulmakta.
Peki, timsah benzetmesi bunun neresinde? Türkiye'yi mercek altında tutan gözlemcilerin kilit sorulardan biri, Erdoğan'ın Suriye askeri harekâtı ile yeni bir safhaya taşıdığı oyun planı ve muhalefetin bu kurgunun neresinde yer aldığı ile ilgili. Net bir şekilde görülüyor ki, 31 Mart yerel seçimleri ve Istanbul tekrar seçimleri ardından esmeye başlayan değişim rüzgârlarının sönmesi, burada not edilmiş durumda.
Erdoğan ile Trump ve Putin arasındaki belirleyici pazarlıklar ve anlayış birlikleri arasındak zaman dilimine sıkışan Suriye harekâtı sayesinde Türkiye Cumhurbaşkanının ustalıklı bir oyun sahneye koyduğu, yükselişe geçtiği konusunda hemen herkes hemfikir. Görüş ayrılıkları sadece bunun Erdoğan tarafından nasıl sürdürülebilir hâle dönüştürüleceği konusunda ortaya çıkıyor.
Gözlemlerimi, buradaki serinkanlı ve akılcı analistlerle karşılıklı fikir ve veri alışverişi ile harmanladığımda ortaya çıkan tabloyu şu noktalarda özetleyebilirim:
- Yerel seçimlerden yenik çıkan Erdoğan, merkez muhalefet bloğunun Haziran sonundaki yükselişini ve umut dalgasını kırmak, ayrıca partisindeki kanama ve ağır çekim isyanı durdurmak için elini savaş üzerinden yükseltmekten başka bir çare göremedi ama bu çarenin meyvelerini kendi lehine vereceğinden de kısa zamanda emin oldu. Ölçtüğü biçtiği iki temel konu vardı: Millet İttifakı içindeki Kürt alerjisi ile CHP, İYİ Parti ve SP'nin TBMM koltuklarında kalmalarını sağlayan, milletvekili maaşı ve imtiyazlarla beslenmiş konformizm, ikincisi bu üç partinin de iş savaşa, milli güvenlik konularına gelip dayanınca devlete ve iktidara karşı asla durmayacağı gerçeği. Erdoğan, bu temel hesapları masaya yatırdı ve kendi bekasının harcını yeniden, ülkenin ve toplumun militarizasyonu üzerinden yeniden kardı. Hesabında kendisini CHP, İYİ Parti, SP; ayrıca AKP'den kopan alternatfilerin davranış kalıpları açısından yanıltan bir şey olmadı. Muhalefet, koreografisini itinayla düzenlediği kanlı Suriye harekâtı karşısında asker selamına durdu.
- Saray'a yakın kaynaklar, harekâtın başlamasından bu yana Erdoğan'ın oy oranını yeniden yükselttiğini vurgulamakta. Bir ara yüzde 30'lara gerilemiş olan destek, bize ulaşan bilgilere göre yüzde 39-41 bandına yerleşmiş durumda.
- Bunun gelip geçici olduğuna dair itirazları duyar gibiyim ama bunların hüsnü kuruntu özü dışında pek bir hükmü de yok. Çünkü bu tür itirazlar Erdoğan'ın krizleri kullanma, genişletme, krize kriz ekleyerek ilerleme ve eline geçen yeni kazanımları maksimize etme; yani azami avantaja çevirme maharetini hafife almaktan öteye geçmez. Başkomutan imajı ile algısını tahkim eden Erdoğan'ın, bundan sonra 2023 ve ötesine nasıl bir yürüyüşe geçeceğini akılcı bir şekilde tahlil etmek, hüsnü kuruntuya düşmeden her türlü senaryoyu ele almak daha makul olacaktır.
- Erdoğan yeniden yükselişe geçmesini Millet İttifakı'nın iki bileşeninin, CHP ve İYİ Parti'nin tezkereye evet oylarına ve ardından sergiledikleri devlet diline ve militarizasyona destek mesajlarına borçludur. Buna sonradan SP de katılmış, İYİ Parti ile birlikte yakın bir gelecekte kurulması ihtimal dahilinde olan Ulusal Mutakabat Hükümeti'nde pay ve yer sahibi olma talebi de su yüzüne vurmuştur. Dört siyasi partinin ortak imzasıyla Avrupa Parlamentosu'nun harekatı kınayan kararına karşı 24 Ekim'de yayımlanan, seçmenlerin yerine devlet söylemini yansıtan yazılı cevabi duyuru da son örneği oluşturmaktadır. Kısacası, Erdoğan testte başarısını anladı, toplumun büyük kesiminin savaş cinnetine sürüklenmesini de kendi bekâ kurgusuna not olarak ekledi.
- CHP'nin payı özel bir yere sahip. Her ne kadar İYİ Parti ve SP'den ayrı bir yerde duruyor gibi görünse de, CHP de asli işletim sistemi gereği devletin ve onun dilinin yanında saf tutmakta. Bunun parti seçmeni üzerinde nasıl etki yaptığını kestirmek güç, ama yaşanan kesif militarizasyon sisi içinde, adını andığım tüm partilerin "Yoktur aslında birbirimizden farkımız" resmini sarih bir şekilde verdiği belli; dolayısıyla genel siyasetin çürümeyle çöküntüsünün bir kez daha tescil edildiği de anlaşılmakta.
- Erdoğan'ın yükselişi, muhalefetteki iki siyasi aktörün işi ağırdan alması, dağınıklığı, çekingenliği, gecikmesine de birebir bağlı. Bunlardan biri CHP, diğeri ise Gül ve Babacan ikilisi. 23 Haziran 'herşey çok güzel olacak' seçiminden sonra parlayan umut ateşi, birkaç gün belki de bir hafta harlamış, ama kısa sürede sönmeye yüz tutmuştu. Çok geçmeden o rehavet ve pusulasızlık hali içinde söndü gitti. CHP içindeki değişim için HDP tabanıyla ortak hareket fikrinde olan kanat yabancılaştırıldı, yalnız ve kırılgan halde bırakıldı. ''Bir momentum yakalandı, bunu kaçırmayalım, ilerleyelim'' çağrılarına kulak tıkandı.
- Benzer şekilde, Gül ve Babacan ekibine de rüzgara yelken açmaları ve partiyi bir an önce deklare edip kadrolaşmayı ardından gerçekleştirmeleri çağrıları da yapıldı, ama faydası olmadı. Bu hareketesizlik döndü dolaştı Erdoğan'ın işine yaradı. Şimdi konjonktür farklı, harekatıjn doğurduğu milliyetçi militarizasyon ortamında Erdoğan'ın her türlü muhalif çıkış hamlesini bertaraf etmesi, sindirmesi çok daha kolay.
- Ve olan Türkiye'nin Kürtlerine, ve onların oylarıyla Meclis'te üçüncü büyük parti konumundaki HDP'ye oldu. Yerel seçimlerde fedakarlık ederek taktik oylarla Millet İttifakı'na oy veren HDP seçmen tabanı, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanmasının karşılığında, cılız ve göstermelik birkaç çıkış dışında bu ittifakın bileşenlerinden hiçbir anlamlı vefa görmediler. Oylarının üzerine oturuldu, ortada bırakıldılar. Ve aynı merkez muhalefet fezlekeye evet diyerek, esasında Türkiye'nin Kürt siyasal hareketi üzerinde Erdoğan'ın çok daha sert bir baskı dalgası başlatmasına da onay vermiş oldu, zulmü bizzat meşrulaştırdı, bundan sonra HDP'nin Meclis dışına atılmasına, yapısının felç edilmesine ses çıkarmayacağı mesajını da vermiş oldu.
- Gelinen nokta bu ise, Erdoğan ipleri yeniden ele almış demektir. Bu ortamda erken seçim iddialarını ortaya atarak birtakım oy kaymaları üzerinden siyasal analiz yapmak, abesle iştigaldir. Erdoğan'ın arkasına muhalefeti aldığını bilerek erken seçime gitmesi, onun mantığına da kurgusuna da stratejisine de aykırıdır. Cumhurbaşkanı çok da ağır çaba sarfetmeden oluşturduğu AKP-MHP-CHP-SP-İYİ Parti asgari müştereğini kendi bekası adına sonuna kadar zorlayacaktır. Bu konjonktürde, stratejisini tehdit eden tek bir muhalefet dinamiği kalmıştır: Ekonomideki serbest çöküş. Muhalefet, çaresiz, şimdi ülkenin başına daha büyük bir felaketin gelmesini bekler halde. Bu ihtimal gerçekleştiğinde ne olacağını düşünmeden, "gitsin sonra bakarız" kaderciliği bir nevi şuursuz stratejidir artık. Evet, tren göle devrilebilir ama o anda onu yiyecek timsahın hâlâ canlı kalacağını varsaymak da ayrı bir ironi konusudur. Türkiye siyaseti hiçbir zaman bu kadar çürük, zavallı hale düşmemişti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları

















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
10.11.2021
2.08.2021
13.07.2021
6.05.2021
28.04.2021
24.01.2021
20.01.2021
5.01.2021
25.12.2020