Sezin ÖNEY
6-7 Eylül Olayları’nın yine yeni bir yıl dönümüne geldik.
Türkiye’de son 10 yılda, geçmişin karanlık günleri, trajedileri, adaletsizlikleri daha çok konuşuluyor.
Ancak, geçmişin kötülüklerini daha çok konuşmak, anmak, üzerine yazıp çizmek, belgelemek, gerçekten geçmişle hesaplaşmak anlamına mı geliyor?
Ya geçmişte yapılanların kınanması, eleştirilmesi, “bir daha asla” olmayacağı anlamına mı?
10 yıl kadar bir zaman süreyle, başlıca ikamet ettiğim ülke olan Macaristan’da, geçmiş üzerine konuşulmasının “geçmişle hesaplaşma” anlamına gelmediğini iyi öğrendim, gözledim.
Daha doğrusu, “hesaplaşma” sözkonusuydu; ama geçmiş üzerinden yapılan güncel siyasi hesaplaşmalar olarak...
Macaristan’ın sol ve sağ partileri, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasındaki Faşizm ve ertesindeki Komünizm’in ideolojik hâkimiyetinin olduğu dönemlerdeki baskı ve zulümleri, birbirlerine karşı, sanki yaşananlar “dün olmuş gibi” müthiş bir öfke ve feveranla devamlı gündeme getiriyor.
Sağ, Ok ve Haç Partisi’nin 1930’larda yükseldiği dönemin faşizm; sol ise, Sovyetler eksenli totaliter rejimin Komünist Partisi ile özdeşleştiriliyor.
Geçmiş, güncel bir ideolojik kamplaşma aracı hâline getirildiğinde de, aslında “hesaplaşma” da, siyasi çatışma demek oluyor.
Budapeşte’nin 6. Bölge’sindeki “Terör Evi” adlı, Faşist ve Komünist dönemin acılarının, mağduriyetlerinin beraberce sergilendiği müzede de, bu güncel siyasi çatışma adeta temsilî savaş gibi canlı yaşanıyor.
Müzede, mağduriyetler birbiriyle kavga ediyor ve asıl terörü birbirlerine estiriyorlar.
Evet; mağduriyet de, bir “terör vesilesi” hâline gelebiliyor.
Burada terör ile kastettiğim, Türkiye’de “terör” kavramı geçince hemen anladığımız türden değil; bahsettiğim, bir korkutma, kışkırtma, bastırma, yıldırma, “hayat karartma” stratejisi.
Geçmişin mağduriyeti, günümüzde terör estirmekte kullanıldığı gibi, güncel mağduriyetlerin üzerini örtmekte, yol açılan yeni mağduriyetleri “karartmakta” da kullanılabiliyor. Yani, geçmiş bir “unutturma” vesilesi de olabiliyor.
Irak’ta da bu durum sözkonusu; Saddam Hüseyin döneminin acıları, işkenceleri, mağduriyetleri, Irak’ta bugünlerde çok konuşuluyor, gündeme geliyor.
Mesela, Irak’ta, Baas Partisi’nin neden olduğu trajediler, işkenceler, faili meçhullerin yakında açılacak bir müzeyle “ölümsüzleştirilmesi” amaçlanıyor.
“İnsan Hakları Bakanlığı” binasında da, toplu mezarlardan çıkarılanların giysilerinden parçalar sergileniyor.
Dahası, devlet televizyonunda, Saddam Hüseyin döneminde yaşanan dehşet verici olayların dramatize edildiği bir dizi de yayınlanıyor.
Türkiye’de, “ülkenin nereden nereye geldiği” konuşulurken, hep “geçmişin karanlık olaylarının konuşulması, onlarla hesaplaşılması”, demokrasinin nasıl da köklendiğine örnek olarak gösterilir ya... O zaman, Irak örneğine de bakarak, “geçmişle yüzleşildiği ve demokrasi yolunda bir temiz sayfa açıldığını” söylemek mümkün mü?
Irak Savunma Bakanlığı’nın geçtiğimiz haftalarda, internet sitesinden eski “Özel Kuvvetler” üyelerine başvuru çağrısı yapmasına bakılırsa, “eski hamam eski tas” demek belki de daha doğru.
“Ülkenizin size ihtiyacı var” diyerek göreve çağrılan eskinin özel kuvvetleri, Türkiye’de deJİTEM’den aşina olduğumuz, en ağır işkenceleri yapan, faili meçhulleri gerçekleştiren, toplu mezarları kazdıran ve kazanlardan başkası değil.
Devlet Başkanı Nuri El Maliki, “tüm Iraklıların lideri” olacağı sözünü vermişken, bugün en çok kendi çevresinin lideri, diğer birçok Iraklı içinse “korkulu rüya”.
Geçmişin karanlığı ise, bugünü “aydınlık” göstermek için kullanılan bir nevi umacı.
Geçmişi, ancak adaletli biçimde unutup, adaletli biçimde de hatırlamakla bugünün adaleti mümkün.
Türkiye de, 6-7 Eylül’le gerçekten hesaplaşabilse, hiçbir kimlik, düşünce, bugün saldırı ve taciz vesilesi olmazdı.
Etiket ve kimliklerin ötesindeki birey ve insanı görmek de bu kadar zor...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024