Sezin ÖNEY
Bir zamanlar bir gazeteci vardı.
Muhabirlerin, “yalanları en iyi yakalayanlar” olduğunu, “yalan makineleri” gibi “doğru olmayanı teşhir etmekle yükümlü olduklarını” söylerdi.
Her ne olursa olsun ve ne kadar zaman alırsa alsın gerçeğin peşine düşmek... Ve muhakkak “gerçeği ortaya çıkarıp”, kamuoyu ile paylaşmak.
Meslek hayatı boyunca, bu ilkelerden hiç vazgeçmedi.
Geçtiğimiz gün, 93 yaşında hayatını kaybeden, Washington Post’un efsanevi genel yayın yönetmeni Ben Bradlee, ardında her şeyden önce “onurlu bir meslek hayatı” bıraktı.
Bu dünyadan geçip gittikten sonra, “onurlu bir insan” olarak anılabilmek, aslında en güzel başarı ödülü bir gazeteci için. Bugün, Türkiye’de “gazeteci” geçinen, minik diktatörler, mini derebeyleri ve hanımlarının yazılarına, konuşmalarına ezkaza denk gelince, bazen kibirlerinden ben utanıyorum.
Cesaretin de türleri var; bir yanda, Bradlee’ninki gibi, adil ve zekilerin cesareti var... Bir de, Türkiye’de vahşice sergilenen türdeki “cahil cesareti”.
Türkiye’nin devlet kaynaklarıyla yaratılan ve bu kaynakları görgüsüzce sömüren “gazeteci” müsveddeleri, normal koşullar altında, gerçekten demokratik bir ülkede, “hiçbir şey” olamazlar. Bunun bilincinde olmanın getirdiği eziklik, kompleks ve üzerilerine boca edilen haksız kazancın şımarıklığıyla, etrafa saldırıp duruyorlar.
Bir gün, zamanları dolduğunda, adlarını kimse anmayacak, ananlar olduğunda da, bunu “saygıyla” yapmayacaklar.
Bradlee’yi ise, dünya genelinde birçok insan, Vietnam Savaşı ile ilgili kamuoyundan gizlenen gerçekleri ortaya koyan Pentagon Belgeleri’nin yayınlanması için 1970’lerde verdiği mücadele ve tabii, Watergate Skandalı’nın ortaya çıkarılmasındaki rolü ile anacak.
Bradlee, muhabirler Bob Woodward ve Carl Bernstein’ın, Başkan Richard Nixon yönetiminin örtbas etmeye çalıştığı bir yolsuzluk skandalına ilişkin, kendilerine, güvendikleri kaynaklardan “sızan” ve teyit ettirdikleri bilgilere dayanarak yaptığı haberleri yayınlamakta bir an bile tereddüt etmemişti. Bradlee, yıllar sonra, anılarını yazarken “Nixon, Amerika kamuoyuna, yalan üzerine yalan söyledi. İşlediği suçların sonuçlarından kaçabilmek ve kendini kurtarmak için halkı kandırdı” demişti.
Watergate Skandalı, Nixon’un istifasına neden oldu. Bradlee ise, 1991’e kadar genel yayın yönetmenliğini yaptığı Washington Post’u, dünyanın en saygın medya kurumlarından biri hâline getirdi.
Bradlee, 2013’te Başkan Obama’dan “Özgürlük Madalyası” aldı. Bir başkanı istifa ettiren gazetecilerden birinin bu gibi bir devlet ödülünü alabilmesi, Türkiye’de kaçıncı yüzyılda mümkün olabilecek bakalım. Ya da, hiç olabilecek mi?
ABD’nin küresel bir gücü varsa, olabildiyse, bunun temelinde sadece tanklar top tüfek değil, “bilgiye kıymet verilmesi”, “ifade ve basın özgürlüğüne, bireye saygı” da var. Yapılan siyasi hataların açıkça tartışılması ve siyasetçilerin yanlışlarının hesabının, er ya da geç, sorulması, gazeteci ve akademisyenin özgün ve özgür çalışmasına kıymet verilmesi, ABD’nin ayakta kalabilmesini sağlayan en büyük gücü oldu.
Bugünlerde, ABD’nin yeterince hesabı sorulmamış bir hatası yaniden hortluyor. Kobane’de, özel güvenlik şirketi Blackwater’ın yeniden sahneye çıktığına dair iddialar var.
Malum, Irak’ın işgali ertesi, ABD Ordusu’nun kayıpları can yakmaya başlayınca, paralı askerlerden oluşan Blackwater devreye girmiş ve müthiş suçlar işlemişti.
Gene araştırmacı gazetecilerin çabalarıyla faaliyetlerinin içyüzünü öğrendiğimiz Blackwater, şaibelerden kurtulmak için “Academy” adını aldı.
Şirketin sahibi Erik Prince, geçtiğimiz günlerde, “IŞİD ile mücadeleyi, özel güvenlik şirketlerine bırakın” çağrısında bulunmuştu.
Görülen o ki, çağrısı karşılık buldu. IŞİD’den kaçarken, Blackwater’a tutulmak, bütün bölgeye büyük zarar verir.
Bugünlerde, her zamankinden daha da fazla, iyi gazeteciliğe ve özgür, şeffaf tartışma ortamına ihtiyacımız var.
Şimdi, gazeteciliğe onurunu geri vermenin zamanı.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024