Sezin ÖNEY
Suruç saldırısı, saldırının vahşeti, insanın canını çok yakıyor. Ve Suruç’taki saldırı ile, Türkiye’de zaten hassas denge(sizlik)lerde duran Kürt Sorunu’nun fay hatları da iyice çatırdamaya başladı. Siyaseten biriken yoğun stresin dev bir sarsıntıyla boşalmasına ramak kalmış durumda.
7 Haziran sonrası, “Çözüm Süreci” nereye gidecek diye sorulduğunda, Türkiye’nin Suriye sınırı ve Güneydoğusunda “proxy wars” olarak adlandırılan tarzda çatışmalar olacağını öne sürmüştüm. Yani, 1990’lar veya 2000’lerde olduğu gibi TSK ile PKK arasında doğrudan ve geniş kapsamlı çatışmaların pek olmayacağını, ancak “başka aktörlerin” bölgeyi, “güvenliksiz hâle getireceğini” söylemiştim.
Sonuçlarının vahametine bakınca, Suruç saldırısında kim kimi “maşa” olarak kullanıyor müphem. IŞİD, karşısındaki düşmanlarının yani bence hem Kürtlerin hem Türklerin, hem tüm Türkiye’nin açıklarını, zaaflarını çok zalim ve kurnazca kullanıyor.
Geçen kasımda, ABD’de düzenlenen ve Ortadoğu çalışmaları alanındaki en önemli buluşmalardan biri olarak kabul edilen Middle Eastern Studies Association (MESA) toplantısında, IŞİD ile ilgili bir oturuma binlerce, evet binlerce insanın katıldığına tanık olmuştum. Bir fikir vermesi için, Gezi protestoları veya Türkiye ile ilgili diğer toplantılarda 5-10 kişinin katılımcı olduğunu da belirteyim. Türkiye’de IŞİD konusunda, ne akademik alanda ne de medya da benzer bir ilgi oldu, olabildi bugüne kadar. Ancak bir dehşet haberi olduğunda bu yeni ve tuhaf terör örgütünün “haberini” aldık. Ayşe Karabat’ın El Cezire haber sitesinde yayınlanan, Konya’dan IŞİD’e katılanların yakınları ile görüşmeler gibi derinlemesine çalışmalar azınlıkta kaldı. IŞİD üzerine risk alarak haber yapan kimsenin hakkını yemek istemem; ancak Karabat’ın haberi, son derece muhafazakâr ailelerin çocuklarının IŞİD’e nasıl katıldıklarını detaylarıyla yansıttığı, bu çocukların radikalleşmelerinin nasıl bir süreç içinde gerçekleştiğini aktardığı için çok önemli ve ilginçti.
Kısa ve gizemli bir doktrinasyon sonucu kendi ana-babasını “düşman” görmeye başlayan, sıradan vatandaştan militana dönüşenlerin hikâyesini, Türkiye’deki siyaset, medya, güvenlik uzmanlarının çoğu, bırakın anlamak, merak etmekten bile çok uzak.
Terör örgütü taktikleriyle düzenli ordu yapısını birleştiren, savaş hukukunun tüm kurallarını hiçe sayan ve İslam’ı, sınır tanımaz fanatizm yaratmak için kullanan, düşmanının zayıf yanlarını kurnaz ve acımasızca istismar eden bir yapıdan bahsediyoruz IŞİD deyince.
IŞİD ile beraber, Türkiye’nin en zayıf yanını; ülkenin tüm sorunlarının çözümünü engelleyen ve bence IŞİD tarafından da bir Voodoo Ayini’nde iğne batırılırcasına kullanılan başlıca krizi anlamaya çalışmamız lazım önce: büyük güven krizi.
Verilerine, titizliğine güvenilecek nadir bir kamuoyu araştırma şirketlerinden biri olan MetroPOLL’un, 7 Haziran seçimleri sonrası Türkiye’nin “röntgenini çeken” bir çalışması var: “Seçim Sonuçları ve Koalisyon Seçenekleriyle Siyasette Yeni Dönemin Gündemi”. Bu çalışmanın sunduğu Türkiye tablosunda, birbirinden tamamen farklı “gerçekliklerin”, “algıların” zihin dünyalarına hâkim olduğu farklı kesimlerin varlığı göze çarpıyor. Bu kesimlere, geçmişin kodlamalarıyla laik- muhafazakâr, milliyetçi- liberal gibi etiketler takarak bakmanın bir anlamı yok: ayrım, siyasi “gerçeklikleri” algılayışta. AKP seçmeni kitle, partisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet politikalarına yönelik son derece korumacı –bu kesimin yüzde 70-90’lık kısmına göre, konusuna göre değişen oranlar sözkonusu olsa da, AKP ve Erdoğan ne yaparsa doğru. Kısmen MHP seçmeninde benzer bir olumlu bir bakış var. Ama diğer parti seçmenleri, çok sert ve zıt kutupta; bu yoğun siyasi kutuplaşma, kimin “beyaz”, kimin “siyah” olduğu konusunda uzlaşmaz bir zıtlaşmaya yol açıyor.
Bu kutuplaşmanın çözümü koalisyon da olamaz, bu kutuplaşma ile koalisyon zaten olmaz. Bu kutuplaşma ortamında koalisyon kurmaya çalışmak, aslında bir anlamda arabayı atın önüne koşarak yola çıkmaya çalışmak olacaktır.
Büyük güven krizini çözmenin yolu, partilerin sınırlarına saplanmadan, cesur ve gerçekten ilkeli siyaset ile yeni bir yol açmaktan geçiyor. Türkiye, bu krizi çözemezse, IŞİD gibi tehditlerin de bastırmasıyla, güven krizi Türkiye’yi çözer.
Yazarlar
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024