Ali BAYRAMOĞLU

Ali BAYRAMOĞLU
Ali BAYRAMOĞLU
Karar Tüm Yazıları
Eski bir tartışma: Gelecek nesil ateist mi olsun, yoksa dindar mı?
20.02.2012
3051

 

Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta Kemal Kılıçdaroğlu’yla polemik yaparken sarf ettiği “Bizden ateist nesil mi yetiştirmemizi istiyorsunuz? Biz dindar, muhafazakâr, demokrat bir nesil yetiştireceğiz.” sözleri keskin bir tartışmaya yol açtı. MİT krizi patlayana kadar bu tartışma gündemin ana maddesini oluşturdu.

Üzerine söz etmeye değer mi?

Evet…

Bu tartışmayı içeriği açısından değil ama şekli açıdan, alevlenme nedenleri açısından önemsemek gerektiğini düşünüyoruz. Düşünüyoruz zira, bu tartışmaların ortaya çıkma ve yürütülme biçimleri ülkedeki siyasi ortam, zemin ve zihniyetle ilgili kritik noktalara işaret ediyor.

Önce şunu tespit etmek gerekir:

Başbakanın özellikle salı günleri, grup toplantılarındaki sözleri, önemli iç ve dış politik gelişmeler yoksa, sıkça haftanın gündemini oluşturuyor.

Bunun çok sağlıklı bir durum olduğu söylenemez…

Siyasette “eylem”in değil, “söz”ün, üstelik sıkça bir polemik etrafında sarf edilmiş ve sarf edenin o andaki ruh durumuyla yakından ilgisi olan cümlelerin, gerçek siyaseti ikame edercesine referans alınıp tartışılmasının somut olarak karşılığı yoktur.

Ama yine de bir karşılığı var…

Değil mi ki bu durum bizde sıkça meydana gelmekle kalmayıp hemen her seferinde kriz oluşturan bir seyir izliyor. Bunun ana nedeni ülkede bir kesimdeki siyasi algının önemli ölçüde hâlâ niyet okuma takıntısı tarafından belirlenmesidir.

Niyet okuma, karşı tarafın niyetini kestirme arayışının işaret ettiği çıplak gerçek ise “güvensizlik”tir. “İşte gizli ajanda, işte ağızdan baklayı çıkardı, işte asıl niyet” mantığı bu güvensizlik üzerine oturur.

Türkiye’de son 10 yılda yaşanan somut gelişmelere rağmen bu güvensizlik ve niyet okumanın sürüyor olması ise gerçek anlamda hastalıklı bir duruma gönderme yapıyor.   

Çünkü AK Parti iktidarının 10. yılındayız. Eylemler ve işler ortada. Bu siyasi parti yola çıkarken RP-FP geleneğini de sırtına aldı, ancak zaman içinde reformcu politikalarıyla ülkenin tarihinde Batı’ya en yakın, demokratikleşme konusunda en keskin siyasi partilerden birisi oldu. Eğitim alanındaki politikaları bu çerçeveden belirlendi. Özellikle dinî ve muhafazakâr nitelikli olmadı. Bu politikalar temel olarak öğrenim düzeyini artırmayı hedefledi. Okul ve öğrenme araçlarındaki kalite önemli ölçüde yükseldi.

Tüm bunlara rağmen başbakanın “Ateist nesil mi yetiştirmemizi bekliyorsunuz?” sözü öne çıkabiliyor ve gerçeğin önüne geçiyor…

Bu durumda güvensizlik ve niyet okuma hastalığının arkasında yatan ana nedeni tespit etmek gerekiyor:

Bu neden, eski ve katı bir laiklik anlayışının kimi zihinlerde hâlâ varlığını sürdürmesidir.

Bu anlayış sadece devletin ve devlet işlerinin din dışı olmasını değil, kişilerin, zihniyetlerin de dinden arındırılmasını hedef alır. Eğitim de şüphe yok bir toplumsal yetiştirme aracı, vatandaşlık değerlerinin aktarılma biçimi olarak bu arındırılma politikalarının merkezinde bulunur.

Oysa ülke ters istikamette ilerliyor…

Bugün Türk modeli olarak sözü edilen de aslında yeni bir laiklik hâlidir, dinî olanla seküler olanın birbirini dışlamadan yan yana yaşaması hâlidir.

Cumhurbaşkanının ülkeyi protokolde temsil eden eşi tesettürlü, bakanlar kurulu üyelerinin yarısının eşi tesettürlü…

Böyle bir ülkede eğitim sisteminin hedefinin tek ayaklı, tek ideolojik dokulu olması mümkün değildir.

Nitekim öyle de değildir.

Tekrarlayalım: Yeni Türkiye’nin temelinde aslında yeni bir laiklik hâli, yeni bir toplumsal denge yatmaktadır.

Bu ülke ve toplum yıllar içinde kimlikler ile bireylerin ve bireyleşmenin yan yana yaşadığı, ama daha çok iç içe geçtiği ve birbirini imha etmeden etkilediği bir yapı üretmiştir. Bu yapı gerek bireylerin gerek kesimlerin fayda, tutum, beklenti ve eylem açısından “çoğullaştığı” bir dokuya işaret etmektedir.

Bu çerçevede İslami kesimde, demokrat laik kesimde yaşanan köklü bir sorgulama ve dönüşme süreci, eski takıntıları anlamsız kılıyor.

O takıntılar hâlâ tortularıyla yaşamaya, son dindarlık tartışmasında olduğu gibi öne çıkmaya çalışsa da...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar