Ali BAYRAMOĞLU
Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta Kemal Kılıçdaroğlu’yla polemik yaparken sarf ettiği “Bizden ateist nesil mi yetiştirmemizi istiyorsunuz? Biz dindar, muhafazakâr, demokrat bir nesil yetiştireceğiz.” sözleri keskin bir tartışmaya yol açtı. MİT krizi patlayana kadar bu tartışma gündemin ana maddesini oluşturdu. | |
Üzerine söz etmeye değer mi? Evet… Bu tartışmayı içeriği açısından değil ama şekli açıdan, alevlenme nedenleri açısından önemsemek gerektiğini düşünüyoruz. Düşünüyoruz zira, bu tartışmaların ortaya çıkma ve yürütülme biçimleri ülkedeki siyasi ortam, zemin ve zihniyetle ilgili kritik noktalara işaret ediyor. Önce şunu tespit etmek gerekir: Başbakanın özellikle salı günleri, grup toplantılarındaki sözleri, önemli iç ve dış politik gelişmeler yoksa, sıkça haftanın gündemini oluşturuyor. Bunun çok sağlıklı bir durum olduğu söylenemez… Siyasette “eylem”in değil, “söz”ün, üstelik sıkça bir polemik etrafında sarf edilmiş ve sarf edenin o andaki ruh durumuyla yakından ilgisi olan cümlelerin, gerçek siyaseti ikame edercesine referans alınıp tartışılmasının somut olarak karşılığı yoktur. Ama yine de bir karşılığı var… Değil mi ki bu durum bizde sıkça meydana gelmekle kalmayıp hemen her seferinde kriz oluşturan bir seyir izliyor. Bunun ana nedeni ülkede bir kesimdeki siyasi algının önemli ölçüde hâlâ niyet okuma takıntısı tarafından belirlenmesidir. Niyet okuma, karşı tarafın niyetini kestirme arayışının işaret ettiği çıplak gerçek ise “güvensizlik”tir. “İşte gizli ajanda, işte ağızdan baklayı çıkardı, işte asıl niyet” mantığı bu güvensizlik üzerine oturur. Türkiye’de son 10 yılda yaşanan somut gelişmelere rağmen bu güvensizlik ve niyet okumanın sürüyor olması ise gerçek anlamda hastalıklı bir duruma gönderme yapıyor. Çünkü AK Parti iktidarının 10. yılındayız. Eylemler ve işler ortada. Bu siyasi parti yola çıkarken RP-FP geleneğini de sırtına aldı, ancak zaman içinde reformcu politikalarıyla ülkenin tarihinde Batı’ya en yakın, demokratikleşme konusunda en keskin siyasi partilerden birisi oldu. Eğitim alanındaki politikaları bu çerçeveden belirlendi. Özellikle dinî ve muhafazakâr nitelikli olmadı. Bu politikalar temel olarak öğrenim düzeyini artırmayı hedefledi. Okul ve öğrenme araçlarındaki kalite önemli ölçüde yükseldi. Tüm bunlara rağmen başbakanın “Ateist nesil mi yetiştirmemizi bekliyorsunuz?” sözü öne çıkabiliyor ve gerçeğin önüne geçiyor… Bu durumda güvensizlik ve niyet okuma hastalığının arkasında yatan ana nedeni tespit etmek gerekiyor: Bu neden, eski ve katı bir laiklik anlayışının kimi zihinlerde hâlâ varlığını sürdürmesidir. Bu anlayış sadece devletin ve devlet işlerinin din dışı olmasını değil, kişilerin, zihniyetlerin de dinden arındırılmasını hedef alır. Eğitim de şüphe yok bir toplumsal yetiştirme aracı, vatandaşlık değerlerinin aktarılma biçimi olarak bu arındırılma politikalarının merkezinde bulunur. Oysa ülke ters istikamette ilerliyor… Bugün Türk modeli olarak sözü edilen de aslında yeni bir laiklik hâlidir, dinî olanla seküler olanın birbirini dışlamadan yan yana yaşaması hâlidir. Cumhurbaşkanının ülkeyi protokolde temsil eden eşi tesettürlü, bakanlar kurulu üyelerinin yarısının eşi tesettürlü… Böyle bir ülkede eğitim sisteminin hedefinin tek ayaklı, tek ideolojik dokulu olması mümkün değildir. Nitekim öyle de değildir. Tekrarlayalım: Yeni Türkiye’nin temelinde aslında yeni bir laiklik hâli, yeni bir toplumsal denge yatmaktadır. Bu ülke ve toplum yıllar içinde kimlikler ile bireylerin ve bireyleşmenin yan yana yaşadığı, ama daha çok iç içe geçtiği ve birbirini imha etmeden etkilediği bir yapı üretmiştir. Bu yapı gerek bireylerin gerek kesimlerin fayda, tutum, beklenti ve eylem açısından “çoğullaştığı” bir dokuya işaret etmektedir. Bu çerçevede İslami kesimde, demokrat laik kesimde yaşanan köklü bir sorgulama ve dönüşme süreci, eski takıntıları anlamsız kılıyor. O takıntılar hâlâ tortularıyla yaşamaya, son dindarlık tartışmasında olduğu gibi öne çıkmaya çalışsa da... |
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025