Ali Türer

Ali Türer
Ali Türer
Tüm Yazıları
19. Şura kararları ve eşeklikten kurtulmaya dair!
8.12.2014
2033

 Antalya geçtiğimiz hafta sonu 19. Milli Eğitim Şurası’na ev sahipliği yaptı. Heyet-i İlmiye ile başlayan (1921-1923) 1939’dan itibaren Milli Eğitim Şurası adıyla devam eden şura geleneğinin eğitim yaşantımız içinde önemli bir yeri var.

Milli Eğitim Şuraları AKP elinde 2006’dan itibaren (17. Şura) eğitim sistemini siyaseten şekillendirmenin birer aracı haline geldiler yazık ki. Eğitim Sistemi’ndeki hastalığı “otoriterlik” olarak tanımlayan Ali Nesin yerden göğe haklı.

Eğitim Şuraları adet olduğu üzere eğitim sistemine yön veren bürokrasisi, bu bürokrasinin uygun gördüğü insanlar ve gündem ile toplandığı sürece buradan eğitim alanındaki sorunları çözmek adına dişe dokunur bir şey çıkmayacak. Çıksa da çıkanı uygulayacak bulunmayacak. Ola ki Nesin’in önerdiği gibi Türkiye eğitim bölgelerine ayırılır. Şura çalışmaları bu bölgelerde kurulan Eğitim Akademileri eliyle yürütülür; Ulusal Şura bu birikim üzerinde toplanır. Eğitim Sistemi bürokratları teknisyenlerden oluşur ve ikide bir değişmez. Bakan Şura kararlarının arkasında durur. İşte o zaman Şuralar eğitim sisteminin sorunlarına gerçekten çare üreten organlar olarak hayat bulabilir, iş görebilirler. Benim düşüncem bu.

17. Şurayı toplarken (13-17 Kasım 2006) AKP’nin amacı yükseköğretime geçişte branşlara uygulanan katsayıyı kaldırmaktı. 17. Şura ardından katsayı kaldırılınca iddia edildiği gibi mesleki eğitime yönelişte bir artma yaşanmadı; bu sadece İmam Hatiplerin işine yaradı. Kızılcahamam’da toplanan 18. Şura ise okullaşmaya 4+4+4 ayarını getirdi. Bu da gene en fazla İmam Hatiplerin işine yaradı.

Çalışma konuları "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri", "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması", "Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Arttırılması" ve "Okul Güvenliğiolarak belirlenen 19. Milli Eğitim Şurası (6 Aralık 2014) zorunlu din dersi uygulamasını ilkokuldan başlatan, ana sınıfından başlayarak çocukları cennet/cehennem kavramlarıyla tanıştıran Şura olarak anılacak. İnsan Hakları Yurttaşlık ve Demokrasi Dersini İlkokuldan (4. Sınıf), "Alkollü içki ve kokteyl hazırlama" dersini ise Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri programlarından kaldıran, karma eğitime son vermeyi tartışmaya açan kurultay olarak tarihe geçecek.

Eğitimin kalitesinin arttırılması bakımından 17. Şura’da alınan okul öncesi eğitimin zorunlu olması, 18. Şura’da alınan öğretmen ve eğitim yöneticilerine lider özellikler kazandırma kararları önemliydi. M.E.B bunlar için kılını kıpırdatmadı. Aksine öğretmenleri, eğitim yöneticilerini iktidarın dümen suyunda birer memur haline getirmek için elinden geleni yaptı. 4+4+4 düzenlemesi ile de Okul Öncesi Eğitime zarar verdi. Şura kararları iktidarın eğitim politikaları için kamuoyu oluşturmak amacıyla kullanıldı.

19. Şura’dan ne beklediğini Cumhurbaşkanı Şura açılışında açıkça ortaya koydu. Eğitim sistemi yükü kitap olan, ama kendi toplumunun değerlerini tanımaktan aciz eşekler yetiştiriyordu. Bu sıkıntıları anaokulundan başlayacak bir hayat tarzı sunarak aşmak şarttı. Eğitim Bir Sen mücahitleri kadın ile erkek arasındaki eşitsizliği “fıtrat” ile açıklayan mesaj doğrultusunda 19. Şura’da kolları sıvadılar. Milli Eğitim Temel Kanununda (1973) yer alan ilkelerden “karma eğitimi” ana sınıfından başlayacak şekilde kaldırma tartışması açtılar.

Şura üyesi değerli bir müfettişimiz “Cinsel farkındalıkla başlayan karşı cinse duyulan ilgiden kaynaklı” okullarda “güvenlik sorunları” tespit etti. Bu güvenlik sorunlarını bertaraf edebilmek için okullarda kızlar ile erkekleri birbirinden ayırmak şarttı. Elbette eğitim sisteminde kız okulları, erkek okulları olabilir, bütün dünyada var. Osmanlıca ek ders olarak okutulabilir. Ama bunlar siyaseten, belirli bir yaşam biçimini dayatan modeller olarak sunulduğunda ve kullanıldığında işin rengi değişiyor.

Eğitimciler yıllardır cinsel rollerini, karşı cinsi tanımaları için öğrencilerin kızlı erkekli gruplarda; ortak müzik, sanat, spor, zihin etkinliklerine yönlendirilmelerini savunurlar. Cinsel rolü tanımayı çocuğun gelişim görevleri arasında sayarlar. Karşı cinsi doğal biçimde tanımanın, cinselliği hayatın doğal akışı içinde normal karşılamanın, bir tabu olmaktan çıkarmanın sapkın alışkanlıkların, karşı cinse düşmanca tutumların, zorbalığın önlenmesi bakımından önemli ve gerekli bulurlar. Demek ahlaksızca bir teklifte bulunurlarmış, fıtratı farklı erkek ile dişiyi bir birbirinden uzak tutmak şartmış.

Bu ülkede her gün bir kadın ya saldırıya uğruyor ya töre cinayetine kurban gidiyor ya da tacize, tecavüze uğruyor; hem de en yakınları tarafından. Kadına şiddet uygulayan ahlak abidesi, töre tutkunu erkek tipi merak ediyorum acaba daha çok hangi familyanın ürünü? Erkekli kadınlı bir arada yaşayanlar arasından mı çıkıyor bunlar, yoksa haremlik selamlık yaşayanlar arasından mı?

19. Şura’dan “karma eğitim” ilkesini kadük hale getirecek bir karar çıkmadıysa galiba nedeni Türkiye’nin genel seçimler sathı mahalline girmesi. Şu günlerde koşulların bunun için henüz uygun olmaması. Ama toplumu bu fikre alıştırmak için ilk adım da böylece atılmış oldu. Arkası gelecektir. Anlaşılan bu toplumda kadını ne pahasına olursa eve kapatmadan, cariye haline getirmeden içi rahat etmeyecek insanlar var. Umarım azınlıktadırlar.

Şura’nın aldığı tavsiye kararları hayata geçirilirse okullarda haftalık ders saatleri azalacak. 35 saatlik ders süresi 30’a, zorunlu ders sayısı 25’e düşecek. Peki, sizce bunun gerçekleşmesi durumunda hangi dersler gözden çıkarılır?

Şura’nın önerisi 4. Sınıfta iki saat verilen İnsan hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersinin kaldırılması. “Dil ve Anlatım”, “Türk Edebiyatı” dersleri de artık ayrı dersler olarak değil “Türk Dili ve Edebiyatı” adı altında birleştiriliyor. Fakat buna karşın Kuranı Kerim, Hz. Peygamber’in Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinden birini yoğunlaştırılmış biçimde haftada 6 saate çıkarıyoruz. Bir sonraki dönem ise bu gruptan diğeri yoğunlaştırılmış biçimde uygulanacak.

Cennet, Cehennem kavramlarını içeren değerler eğitimini çocuklar ana sınıfından itibaren almaya başlayacaklar. A.İ.H.M. zorunlu din dersini kaldırın diye tuttursun dursun. Biz 19. Şura ile birlikte artık Din Dersini İlkokul 1.2.3. sınıflar için de zorunlu hale getiriyoruz. Üstelik ilk dört yıldan sonra çocuklara kuran kurslarına gitmeleri için iki yıl da izin veriyoruz.

Şura’nın getirilerinden biri de okulların özel güvenlik ekiplerince korunması. Öğrencilerin ve ailelerin emniyet şubelerindeki bilgilerine öğretmen ve yöneticilerin ulaşabilmesi de Şura’da en fazla tartışılan konulardan oldu.

Öğretmen niteliklerinin arttırılması boyutunda Şuranın ruhuna uygun alınan en önemli karargaliba ilahiyat fakültesi mezunlarının hem din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine hem de İmam Hatip Lisesi meslek derslerine, alan değişikliği olmadan girebilmesi. Öğretmenliğe eğitim fakültesi dışından hazırlananların öğretmenlik meslek eğitimini iki yıl gibi bir sürede alması, eğitim fakültelerinde verilen öğretmen meslek bilgisi programlarının gözden geçirilmesi gibi önemli kararlar da var ama bu tür kararlara M.E.B.’nın ve YÖK’ün ilgisi ne olur bilinmez.

İşte eğitim sistemindeki sıkıntıları aşmak için 19. Şura’da önerilen “reformlardan” bazıları bunlar.

Demek ki Tamer Akçam’ın “Yeni Türkiye’nin ders kitapları” ile ilgili köşesinde yazdıkları birer hayal ürünüymüş.  Program içeriklerinde, ders kitaplarında farklılıklara saygı, cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili hiçbir sorunumuz yokmuş. Bu ülkede eğitim adına verilen yalan yanlış bilgilerle inancı farklı, etnik yapısı farklı insanlar arasında düşmanlık tohumları ekilmiyormuş.  Öğretim Programlarını masaya yatıran bir Şura’dan kitap içerikleri, program içerikleri, program geliştirme, program geliştirmenin örgütlenmesi ile ilgili dişe dokunur hiçbir öneri gelmemiş olması size de garip gelmiyor mu?

II. Abdülhamit modern eğitimi yaygınlaştıracak adımlar atarken bir yandan da bütün okul programlarını dinselleştirmişti. Bütün okulların başına bu içeriklerin birebir uygulanıp uygulanmadığını denetleyecek müfettişler dikmişti. Ama bütün bunlar Jön Türklerin bu okullar içinde yetişmesini engelleyemedi. Toplum mühendisliği ile yukardan ne kadar dizayn edilmeye çalışıldıysa da hayat bu topraklarda hep kendi bildiği gibi aktı.

Ne dersiniz, 19. Şura’nın tavsiyeleri gençleri eşeklikten kurtarmaya bu sefer yetecek mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar