A.Turan ALKAN
CHP’li Yalova Belediyesi, şehrin önemli kavşaklarından birini rahatlatacak düzenleme için 158 ağaç kesti. Kesilen ağaçlardan en irisinin fotoğrafına baktım; niye yalan söyleyim, fotoğraftaki ağacın maktâını (yani kesitini) görünce ilk düşüncem, “Ne güzel kerestesi var” oldu!
Siz bu cümleyi, gariban bir Roman iken günün birinde padişah olan adamın, söğüt ağaçlarını görünce, “Bundan ne güzel kasnak olur” diye ağız şapırdatmasına benzetebilirsiniz. N’aapayım, ben ağacın dirisini de severim ölüsünü de..
Bu arada malumunuzdur; vasıflı ağacın ölüsüne kereste diyoruz. Kereste, lata, kütük gibi güzelim kavramların dilimizde bir hakaret ve aşağılama maksadıyla kullanılmasına ne kadar üzülsek yeridir; öyle insanlar var ki, bütün hayatları boyunca yaptığı hayrı ucuca koysanız, bir masanın ahşap bacağı ile mukayese edilince tartıda hafif kalır.
Anlayacağınız, bu bir “Köroğlu gözün kör olsun” yazısı değil. Efendim, şöyle ki...
Milli ezikliğimizin düşkün fotoğrafları
İşte o saçmalık raddesine de varmış bulunuyoruz; hükûmete mensup bir vekil kürdanla dişini karıştırmaya kalkışsa, “Zalim iktidarın çevreye duyarsız vekiline bakın; bir orman ürününü ne kadar rahatlıkla tüketiyor, yazıklar olsun sana!” diyesi geliyor insanların. Velâkin hükûmetin çevreye saygı karnesi sıfırdan ve kırıktan geçilmiyor. 3. Köprü’nün bağlantı yolları için kesilen ağaçların fotoğrafını gördüm geçenlerde. Yolun eni 20 metre ise bizimkiler rahat 100 metrelik yeri tıraşlayıp cascavlak bırakmışlar. Anlıyoruz ki yol kenarındaki dinleme tesisleri, outlet mağazaları, benzinlikler vs. için uzakgörüşlü bir bürokrat yaklaşımıyla kesimi abarttıkça abartmışlar; oysaki günün teknolojisiyle asgari sayıda ağaca zarar vererek yol geçirmek mümkün böyle yerlerden; pek çok emsâli var. Kesilen zeytinlikler kezâ; sebep olanın yatacak yeri yok; ayrıca bir zeytin ağacı kadar ekonomiye katma değer verdikleri şüpheli bir kısım zevatın kararı bunlar.
En son Vahdettin Köşkü’nün üç yıl önceki haliyle şimdiki durumunu gösteren iki hava fotoğrafını yayımladı bizim gazete. Aslında hava fotoğrafına gerek yoktu; birinci köprüden geçerken köşkün silueti ‘dımdızlak’ görünüyor zaten. Bu nasıl restorasyon ise ağaçları azaltıp binaları çoğaltmışlar; üstelik pek çirkin bir görüntü oluşmuş Çengelköy’ün güzelim yamaçlarında.
Yahu diye düşünüyor insan, bir işi bu kadar kötü yapmak için ayrıca tahsil mi gerekiyor; binaları gösterişli yapıp, civarına betondan ek hizmet binaları serpiştirince ezikliğimizi telafi mi ediyoruz; nedir yani?
LÂZ UÇAR DA KAZ UÇMAZ MI?
Efendim, iktidardakiler saçmalar da muhalefet geri kalır mı? Yalova’daki kesim rezaletini CHP’li belediye krize dönüştürmeden birden fazla şekilde çözebilirdi. CHP’lilerin de saçmalama hakkı var ama kınayıp geçmiyoruz; çünkü söylenecek önemli şeyler var:
Yeni moda çıktı; ağaç kesmek bugünlerde insanlık suçu gibi gösterilmeye başlandı. Yapmayın, etmeyin arkadaşlar. Çevreci duyarlığı adı verilen şey, ancak şehirli insan gözünün ulaşabildiği yerleri kapsıyor; oysaki Sibirya’da, Kuzey Avrupa’da, Amazonlar’da, hâsılı dünyanın büyük orman rezervlerinde modern tüketim endüstrisinin doymak bilmeyen dişlilerine her yıl milyonlarca ağaç kurban veriliyor. Dünyanın orman rezervleri azalıyor; kesilen dikilenden çok daha fazla. Hakkını yemeyelim, bu hükümet Türkiye’de orman genişletme çalışmalarında önemli mesafeler kaydetti; görmemek insafsızlık olur. Yani ülkemiz, orman rezervi büyüyen bir ülke.
“Ormanımdan dal kesenin” efsanesinin aslı var mı?
“Millî” çevrecilerimizin pek sevip tekrarladığı bir efsânesi vardır. Pâdişahımız efendimizlerden biri buyurmuş ki, “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim!” Okul ve resmi daire duvarlarında vardır bu vecîze; okur, geçeriz. Bizde hangi erdem vecîzeleştirilmişse, meâli toplu tecavüze uğramıştır. Zannederim ki bu dahi öyle.
Padişahların reayaya, “ormanıma girin, istediğinizi kesin” diyecek hâli yok elbet. Ormanlar mîri malı; belki de pâdişahımız bu sözü söylerken Sherwood ormanları benzeri, kendi mâlikanesi hükmündeki bir ormandan söz etmekteydi. Kafası karışan biraz iktisat tarihi okusun; orada görecektir ki Osmanlı orman politikası kabaca “kontrollü kesim” esasına dayalıdır. Padişah fermanlarına rağmen Anadolu ve Rumeli’de ormanlar, asırlar içinde geriledi, Anadolu özellikle çırılçıplak kaldı.
Şanlı Osmanlı donanmasının kalyonları, çektirileri, kadırgaları pimapen plastiğinden yapılmıyordu herhalde; tersaneler harıl harıl Ege’den Lübnan dağlarından kesilmiş vasıflı kereste işlemekteydi. Halkımız ise linyit henüz bulunamadığı için, (Hayret, bin sene önce Amerika’yı keşfeden ecdadımız, dizinin dibindeki linyiti fark etseydi, ormanlarımız kurtulurdu) ‘Baltalık’ tabir ettiği mîri ormandan ağaç keserek ısınmak mecburiyetindeydi.
HAYDİ, İNŞAAT AŞKINA...
Hükümetin şanssızlığı şurada: Çevre ile kupon arazi veya imara açılacak yerler karşı karşıya gelince bizimkilerde -fıtrattan mıdır nedir?- yeşilden yana tavır takınmak diye bir endişe kalmamış; tercihlerini hemen betondan, imardan yana kullanıveriyor ve çok antipatik oluyorlar. Baştakilerin inşaatçılık hırsı, nice isimsiz ormancının ve orman köylüsünün emeğini ve başarısını gölgeliyor. Ağacı, ormanı onlar da bizim kadar seviyorlar elbet fakat iş “ağaç mı bina mı” noktasında geldiğinde cevap otomatik:
-Elbette bina; daima bina; bina bina bina!..
Sebebi mâlum; bina istihdam demek, yatırım demek, şehirleşme, ticaretin artması, büyüme vesaire; ekonomiye en kolay ve ‘fıtrî yoldan’ gaz vermenin en kestirme yolu bu... Zurnanın zırt dediği yer...
Her kavim bir musibetten helâk olur; aha yazıyorum şuraya; biz binâ’dan gideceğiz herhal!
Orman ürünlerini boykota var mıyız?
Arkadaşlar, hamdolsun insanlığın taşlara, ağaçlara, güneşe, aya tapındığı zamanları geçtik (mi acaba?). Hükümete muhalefet etmek için şehirlerde kesilen her ağacın çevresinde bir direniş halkası oluşturma gayretini anlamak mümkün fakat protestoların anafikri giderek bir ağaç fetişizmine dönüşmeye başladı ki bu noktada tutarlı olmak gerekir. Eğer ağaç kesilmesine karşı olunacaksa, çevre ve ağaç hassasiyetini bütün ağaçları kapsayacak derecede genişletmek gerekir; bununla kalınmayıp her neviden ağaç ürününü boykot etmek de iktizâ eder; orman ürünlerinden elde edilen mobilya ve doğrama kullanılmamalı, kağıt tüketimine son verilmelidir.
Gerçekçi ve mâkul olalım. Nasıl hayvan sevgisi ile protein kaynaklı beslenme tarzımızı çatıştırmayı aklımızdan bile geçirmiyorsak ağaç kesiminde de ölçüyü doğru tutmak gerekir. Ormancılar her zaman kesim çağı gelmiş ağaçları işaretler, keser ve yerine daha fazlasını dikerek orman envanterini genişletmeye çalışırlar. Yol için, hatta inşaat için şehirlerde de ağaç kesilir; meselâ Üsküdar Belediyesi, iskeleyle Kuzguncuk arasındaki yolda tabii ömrünü tamamlamış bazı çınarları kesti ve yerine hemen iki-üç metre boyunda çınar fidanları dikti; kimse de tepki vermeye gerek duymadı bile. İş mâkuldü çünkü.
Ağaçlarla dolu bahçe, kitaplarla dolu bir ev
Ağacı sadece ekonomik bir değer olarak görenlerden değilim; hayatta dikili bir tek ağacı olmayan biri olarak benim de hayallerimi hep ağaçlarla dolu bir bahçe, kitaplarla dolu bir ev süslemiştir. Ayrıca, -yeri geldiği için söylüyorum- hangi türden olursa olsun her ağacı sanki ilk defa görüyormuşçasına hayranlıkla seyreden, dalına, yaprağına, köküne, meyvesine ve elbette kerestesine bir nimet, bir lütuf olarak bakan, baktıkça imânını kavîleştiren biriyim. Semt pazarlarının artıkları arasında mahzun duran parçalanmış limon sandıklarına bile kıyamam; hangi çöplükte artık ihtiyaç kalmadığı için sağından solundan kırılıp kapı önüne atılan pencere kasaları, çerçeveler, kapı serenleri, merdiven küpeşteleri vesair ahşap hurdası görsem içimden hep, “Aa, adama bak, çöplükten hurda topluyor” diyenlere aldırmayıp sağıma-soluma bile bakmadan hepsini toparlayıp götürmek, her birini yeniden değerleneceği güne kadar tasnif edip istiflemek ve saklamak gelir, yersizlikten ötürü yapamam.
Dünyamızı ağaçla ziynetlendirdiği için Allah’a ayrıca hamdetmek gerektiğini düşünen biri olarak her nimeti, tadını kaçırıp abartmadan, şirke düşmeden doğru ölçülerle anlamak taraftarıyım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016