Bülent KORUCU

Özel yetkili mahkemeler kapandı mı?
3.07.2012
2499

 Galatı meşhur söylenişiyle 'Özel Yetkili Mahkemeler' yoğun tartışmalar ve Parlamento'daki gerilimli oturumun sonunda kaldırıldı. Bu saatten sonra 'hayırlı olsun' demekten başka şey gelmiyor elimizden. Fakat bazı dersler çıkarmak ve önümüzdeki günlere tecrübe aktarmak yararlı olacak.

 

Öncelikle şunu söylemeliyiz; kamuoyuna ilk sızan taslakla kanunlaşan arasında ciddi fark var. 'Bastırdık değiştirdik' cakası satanlar doğru yapmıyor. 'Başından beri aynı metin' diyenler de doğru söylemiyor. Hükümetten iyi haber alan gazetecilerin yazdıkları ile çıkan kanun örtüşmüyor. Grup başkan vekilleri arasındaki görüşmeden sonra tepki göstermeyen CHP'lilerin önerge açıklandıktan sonraki kızgınlıkları da önemli bir işaret. Kamuoyu nabzını dikkate almak nakisa değil, demokratik olgunluk göstergesi. Hele AK Parti gibi güçlü, tek parti iktidarının yapması takdir edilmeli. Bu durum usul ve esas hakkındaki eleştirilerimizi dile getirmeyi gereksiz kılmıyor. Böylesine önemli değişikliklerin esrarengiz bir gizlilik içinde yapılmasını doğru bulmadığımızı yazmıştık. Genel kanaat de o yönde. Esasa geldiğimizde şunları görüyoruz. 1) Özel yetkili diye isimlendirilen mahkemeler bir geçiş süreci içinde kapatılıyor, yerine benzer özellikte muadilleri kuruluyor. 'ÖYM'ler kapatılıyor, yerine ağır cezalar geliyor' diyenleri acı tebessümle takip ediyorum. Zira mevcutlar da ağır ceza mahkemeleri arasından bazı suçlara bakmakla görevlendirilmişti. 'Büyük yargı reformu' aslında yetkiyi komşu iki mahkemeden birinden alınıp öbürüne vermekten ibaret. Eskiler, ellerindeki davalar kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar göreve devam edecek. Yargıtay aşaması da düşünüldüğünde 10 yıla varabilecek bir süreçten söz ediyoruz. Sanıklar ve onların siyasi destekçileri iptal için Anayasa Mahkemesi'ne gidebilir. Şayet iptal kararı çıkarsa ve davaların yeni mahkemelere devri söz konusu olursa, bugüne kadarki bütün işlemler çöpe atılır. Yeni mahkeme işe sıfırdan başlar. ÖYM'leri hem kaldırıp hem işbaşında bırakmak bir anlamda 'topal ördek' konumuna düşürdü. Sanıkların eline güçlü koz verilmiş oldu.

2) Darbe ve terör dışında örgütlü suçlar için izin şartı getiriliyor. Daha doğrusu sadece bu suçlar 'doğrudan soruşturulabilir' kılınıyor. Diğerleri kanunlarındaki izin müesseselerine tabi tutulacak. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları da MİT mensupları gibi özel izne tabi olacak haberleri doğru çıkmadı. Şayet iddia edildiği gibi olsaydı cuntalarla mücadele ağır yara alacaktı. Dolayısıyla eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ'un tahliye imkânı kalmadı.

3) Çok eleştirilen ve birçok hak ihlalinin müsebbibi sayılan Terörle Mücadele Kanunu, biraz daha genişletildi ve güçlendirildi. Uluslararası camiada eleştiri konusu yapılabilir.

Bir de şunları kayıtlara geçirmek gerekiyor. ÖYM'ler önemli hizmetlere imza attı. Tabii ki siyaset kurumu ve kamuoyunun desteği belirleyici ve cesaretlendirici oldu. Şimdi psikolojik ortamın gazına gelip tamamen tukaka etmenin anlamı yok. Hele yapmadığı işleri de yamamak ahlaki ve adil değil. Mesela bazı 'sözcü' gazeteciler Kamu İhale Kurumu operasyonunu bile veri olarak kullanıyor. Halbuki o operasyon doğal olarak sulh ceza mahkemelerinin inisiyatifinde gelişti. Aylar sonra dosya tekamül edip örgütlü suç olduğu anlaşılınca ağır cezaya havale edildi. Sözün kısası: Önceki endişelerimin bir kısmı giderildi ama partili arkadaşların bahsettiği kadar sorunsuz olmadığını da söylemek lazım.

 

[email protected]  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar