Enver SEZGİN
Girdiği son kemoterapi tedavisi seansından sonra, biraz olsun rahatlamak için dostu Mehmet Şah Yıldız’ın Assos’taki yazlığına gitmişti. O gece, Mehmet Şah, Sinan, Yervant ve Ramazan ile derin bir sohbete dalmışlardı. Şerif Bayram, gece yarsından bir müddet sonra rahatsızlanıp yere yığılır. Kalbi durmuştu. Udi Yervant’ın deyimiyle, “ellerinin arasından kayıp gitmişti”. Hastanede doktorların çabası sonucu kısa süreliğine kalbi çalıştırılsa bile, sonunda yorgun kalbi daha fazla dayanamamış ve ölüme yenik düşmüştü.
Ailesinin isteği üzerine önce İstanbul’da bir cenaze töreni düzenlenecek ve ardından da memleketi olanBatman’a uğurlanacaktı. Fatih İlçesi’ndeki cami kalabalıktı. 40 yıllık mücadele yoldaşları, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nden dostları, Oflular Kahvesi ve Pera Balık’tan arkadaşları, iş arkadaşları, yakınları, akrabaları; herkes oradaydı. Bu kadar iyi bir insanın cenaze töreni de zaten böyle olurdu. Karanfiller ve alkışlarla Batman’a uğurlandı. Uçaktaki yolcuların neredeyse yarısı bizlerden oluşuyordu.
Kardeşleri, akrabaları, arkadaşları…
Hazin bir yolculuktu bizimkisi. Sevdiğimiz bir insanı toprağa teslim etmeye gidiyorduk.
Batman Havaalanı bakımda olduğundan dolayı önce Diyarbakır Havalimanı’na inecek ve daha sonra ise karayolu ile Batman’a doğru yola çıkacağız. Rotamız mecburen bu şekilde düzenlenmişti. Yaklaşık bir buçuk saat sonra Diyarbakır semalarındayız. İnişe geçiyoruz. Ama o da ne, uçak tekrar yükselişe geçiyor. Ardından bıktırıcı turlar atıyor. Yolcular kızgın ve tedirgin. Sonunda pilot gecikmenin nedenini açıklıyor.
Anons şu şekilde: “Değerli yolcular ‘operasyonel nedenlerle’ pisti pas geçmek zorunda kaldık. Özür dileriz.” Belli ki bilmem hangi PKK kamplarını bombalamak üzere savaş uçakları havalanmaktaydı. Nihayet pistteyiz. Burada bizi bekleyenler var. Kentin ta içlerinden çatışma sesleri duyuluyor.
Konvoy hâlinde yola koyuluyoruz. Yolculuğun belli bir etabında konvoy duruyor. Sebebini az sonra anlıyoruz. Şehir merkezinde çatışma varmış. Bu nedenle “yan yoldan” mezarlığa gitmemiz öneriliyor. Öyle yapıyoruz. Burası şehrin en eski mezarlığı. Babasının mezarının tam yanı başında onu son yolculuğuna uğurlamaktayız. Silah sesleri duyuluyor bir yandan da. Dua sesleri ile silah sesleri birbirine karışıyor. Birazdan havaifişek görüntüleri beliriyor. Yorgun ve üzgünüz. Kendimizi zar zor eve atıyoruz. Gecenin geç saatleri. Çatışma devam ediyor.
Sabah erkenden taziye evindeyiz. Burada büyük bir kalabalık var. Çoğu tanıdık. Bazılarıyla sohbet etme imkânı buluyoruz. Huzursuz ve tedirginler. Hemen hepsi bu savaşın bir an önce sona ermesini istiyor.
Dönüş zamanı. Tekrar Diyarbakır’dayız. Ve yine “operasyonel sebeplerle” sıkıntılı bir uçak yolculuğu bizi beklemekte. Seferler gecikmeli yapılıyor. Havalimanı yakınlarında meydana gelen olayların tam ortasında kalan arkadaşlarımız oldu. İçlerinden uçağı kaçıranlar var.
Bir cenaze töreni silahların gölgesinde gerçekleşti. Yaşamı boyunca “barış için” mücadele vermiş bir arkadaşımızı son yolculuğuna “eski savaş günlerini” andıran koşullarda uğurlamak zorunda kaldık.
Diyarbakır Havaalanı’ndan kalkan F-16’lar PKK kamplarını vuruyor. Bir devlet egemenlik kurduğu toprakları bombalıyor. KCK davalarından içeri giren ve daha sonra tahliye olan insanlar tekrar gözaltına alınıyor. Güvenlik güçleri kurşunların ve bombaların hedefi oluyor. Araçlar ateşe veriliyor. Sivil insanlar katlediliyor. Bu toprakların evlatları öldürülüyor.
Hükümet, defalarca denenmiş ve herhangi bir sonuç alınmamış olan “silahlı çözüm” yöntemine bir kez daha başvuruyor.
PKK ise, “devrimci halk savaşından” söz ediyor. Ülke bir kez daha şiddete teslim oluyor. Kazananı olmayacak olan bir savaşa doğru sürükleniyoruz.
Türkiye kendi barışını bir türlü gerçekleştiremiyor.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015