Fehmi KORU
CHP’de de dünyayı takip eden, önemli yabancı gazetelerde çıkan yazılara hiç değilse göz gezdiren, yerel renklerden olduğu kadar global eğilimlerden de haberdar olan, eski hataların yeniden tekrarlanacağı zaman geçmişi hatırlayıp uyarabilen birileri vardır.. diye düşünüyordum ki..
Parti Meclisi’nde alınan yeni eylem planı kararının en önemlisi açıklandı: CHP bu ayın sorundan başlayarak Türkiye’nin dört bir tarafında mitingler düzenleyecekmiş; adı da konulmuş mitinglerin: ‘Türkiye’yi Böldürtmeyeceğiz’…
Hayırlı, bereketli ve uğurlu mitingler ola…
Benim hatırladığım en son miting furyası Deniz Baykal CHP’sinin kendi girişimi olmasa da onay verdiği ‘Cumhuriyet mitingleri’ydi; sonrasında AK Parti’nin kurulması ve iktidara gelmesi sürecine katkıda bulunmuştu o mitingler…
‘Türkiye’yi Böldürtmeyeceğiz’ mitingleri de, CHP’nin ölümüne karşı çıktığı, ‘başkanlık sistemi’nin yollarına taş döşemeye yararsa hiç şaşırmam.

ABD: Trump ve İtalya: Berlusconi
CHP Parti Meclisi’nde alınan miting kararından haberdar olduğum gün, ne tesadüf, New York Times gazetesinde, Şikago Üniversitesi’nde girişimcilik dersleri veren ve son eseri ‘Halk İçin Kapitalizm’ olan Prof. Luigi Zingales’in ‘Trump’a karşı direnmenin yolu’ başlıklı makalesini okumuştum.
Girin Google’a ve makalenin İngilizce başlığı olan ‘The Right to Resist Trump’ sözcüklerini yazın; hem makaleye ulaşacaksınız, hem de hakkında çıkan makalenin tezine hak verici yüzlerce yorum yazısına…
Gerçi bizi ilgilendiren bir yönü yok; yeni seçilen başkan Donald Trump’ın özelliklerine bakıp “Bu adamı mutlaka durdurmalıyız” diye tepinen rakip partinin (Demokratik Parti) ileri gelenlerine “Yanlış yapıyorsunuz; size kendi memleketimden Trump-vari bir politikacının yükseliş ve düşüş örneğini vereyim de neden yanlış yaptığınızı anlayın” demeye getiriyor Prof. Zingales…
Zingales ABD’de bir üniversitede profesör, ama İtalyan…
Amerikalıların gözüne sokmaya çalıştığı, son dönemin ilk ‘popülist’ politikacısı Silvio Berlusconi…
“Biz İtalyanlar bu filmi daha önce izlemiştik; başrolünde ülkemizi 1994 ile 2011 yılları arasında (gidip yeniden gelerek) toplam 11 yıl başbakan olarak yönetmiş Berlusconi oynamaktaydı” diyor Zingales…
Eğer dikkat edilmezse, küçük bir oy farkıyla kazanılmış olan zafer, Berlusconi’de olduğu gibi ABD’de de, onlarca yıl sürebilecek bir Trump Hanedanı iktidarına kolayca dönüşebilir görüşünü daha en başta hatırlatıyor da..
Bu sonuca nasıl varmış?
Okuyalım:
“Berlusconi’nin İtalya’yı o kadar uzun süre yönetebilmesinde en büyük payın sahibi muhaliflerinin beceriksizliğiydi. Muhalefet onun kişiliğine o denli takmıştı ki, elle tutulur siyasi tartışmalar ortadan kalkıvermişti; kişiliğine yönelik saldırılar Berlusconi’nin popülerliğini artırmaktan başka bir işe yaramadı oysa. Başarısı, solcu rakipleri arasında Pavlov’cu bir tepki doğurabilmesindeydi, bu da en sıradan seçmende ânında ona karşı sempatiye dönüşüyordu.”

Anlattığı kişi Silvio Berlusconi; ama hemen ekliyor “Trump da farklı değil.”
Nasıl yani?
Okumaya devam edelim:
“Başkanlık seçimi kampanyasında aynı dinamiği gördük: Hillary Clinton rakibi Trump’ın ne kadar kötü biri olduğunu açıklamaya kendini öylesine kaptırmıştı ki.. ona oy verilmesini sağlayabilecek kendi fikirlerini bir türlü dile getiremedi. Medya da Trump’ın davranışlarını alaya alma konusunda o denli ısrarcıydı ki.. yayınları sonuçta onun için bedava reklâm fırsatına dönüştü.”
Burada, onun yazısını yorumlamaya değer bulmuş yazarların hep bir ağızdan, “Haklı”dediklerini aklınıza getirin lütfen.
Protestolar yanlış anlaşılmaya müsait
Yine devam ediyor Zingales, biz de okumaya devam edelim:
“Maalesef bu dinamik seçimle de sona ermedi. Zaferini ilân ettiği ilk konuşmasından sonra Trump’a karşı protestolar Amerika’nın dört bir tarafında patlayıverdi. Neyin protestosuydu bu? Beğenelim beğenmeyelim, Trump meşru biçimde kazanmıştı. Bu gerçeğin inkârı, bazılarının ‘meşru’ diğer bazılarının ise ‘nâmeşru’ aday olduklarını ve küçük bir seçkinler grubunun bu konuda karar mercii bulunduğunu düşündürür. Eğer bu doğruysa, kimin kazanacağına –İran’da olduğu gibi– Ülkeyi Koruma Konseyi’nin karar verdiği, adaylar arasında bir tür güzellik yarışmasından ibaret olur seçim dediğimiz şey…”

“Protestolar anlamsız, hatta zararlı” diyor Prof. Zingales; onlar için de zaman gelecektir düşüncesiyle…
Ne yapsın peki Trump’ın kazanmasından rahatsızlık duyan ve onu demokratik yoldan mağlup etmek isteyenler?
Okumaya devam:
“İtalya deneyimi Trump’ın nasıl yenilebileceği konusunda yol gösterici olabilir. Berlusconi’ye karşı sandıkta sadece iki kişi üstün gelebildi: Romano Prodi ile şimdiki başbakan, Matteo Renzi ( o da sadece 2014 Avrupa Parlamentosu seçiminde)… İkisi de Berlusconi’ye sıradan bir rakip muamelesi yaptılar. Onun kişiliği yerine konular üzerinde yoğunlaştılar. İkisi de, değişik biçimlerde, İtalya’da ‘siyaset çarkı içerisinde’ yer almayan ve ‘dışarlıklı’ gözüyle bakılan tiplerdi.”
Bundan sonrası tahmin edilebilecek şeyler.
Yenebilecek bir rakip ve düzgün politik çizgi
Prof. Zingales, ne pahasına olursa olsun Trump’ın kişiliğini unutup politikalarıyla ilgilenilmesini, gündeme taşıdığı politikalarından ülke çıkarına olanların desteklenmesini tavsiye ediyor. “Sakın ola ki, onu muhatap alan sözleriniz, halkın gözünde sizi, yeni bir şeyler yapılmasını kişisel veya zümresel çıkarları yüzünden istemeyen insanlar konumuna düşürmesin” demeye getiriyor…
“Siz en iyisi onun karşısına dişli bir rakip çıkarın” tavsiyesinde bulunuyor İtalyan aslıllı ‘girişimcilik’ profesörü…
“Çıkaracağınız rakip, inanılır, güvenilir genç biri olsun, partinin kaşarlanmışlarından olmasın; bilinen ailelerden birinin yeniyetmelerinden de” diyor…
Daha önce duymamıştım, öyle bir göreve Bill ve Hillary Clinton’un kızları Chelseahazırlanıyormuş; “Aman ha, sakın” uyarısında bulunuyor Zingales böyle bir yanlışlık için…
Günlerden beri ABD’deki seçim sonuçlarını konuşuyoruz.
Neredeyse bütün dikkatlerin Trump’ın kişiliği ve karakteri üzerinde yoğunlaşıyor, hatta kuracağı hükümette yer alan insanlara bile, onların geçmişte söyledikleri ve yaptıkları üzerinden yaklaşıyoruz.
Yanlış mı, değil elbette, ama eksik…
Barack Obama ‘barıştan yana’ biri olarak başkan seçilmişti; Irak Savaşı’na (2003) karşı çıkmış nâdir senatörlerden biriydi. Başkan oldu, Nobel Komitesi, o yılın barış ödülünü, henüz hiçbir şey yapmamışken, Obama’ya verdi.
Daha ilk konuşmalarında, “Dönemim bittiğinde, Ortadoğu’da tek bir Amerikan askeri kalmayacak; Guantanamo’yu da hemen kapatacağım” mesajlarını vermişti.
İşte gidiyor, arkasında çok farklı bir tablo bırakarak…
“Kişilerle uğraşacağımıza, konular üzerinde yoğunlaşalım”, ne akıllıca bir tavsiye…
Zingales girişimcilik profesörü, ondan da bu beklenirdi zaten…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
25.10.2025