Lale KEMAL
Toplumları derinden sarsan terörizm gibi olayların tekrarının önlenmesi ya da deprem, sel gibi doğa felaketler meydana geldiğinde etkilerinin en aza indirilmesi için devletler önlemler alırlar. 20 bine yakın insanın ölümüyle, pek çoğunun yaralanması, evsiz, kimsesiz kalmasıyla sonuçlanan 1999 Marmara depremi sonrası genel beklenti, bu doğa felaketinden ders çıkarılması ve benzer acı olaylar meydana geldiğinde yıkımın bu denli büyük olmaması idi. Ama öyle olmadı, 1999 depremi sonrasında yaşanan diğer doğa felaketlerinden ki buna en yakın örnek bu yıl içindeki Van depremi idi , yine ders almadığımız ortaya çıktı. Devletin, faaliyetlerine izin vererek bir o kadar suçlu olduğu aç gözlü müteahhitlerin, inşa ettiği evler yerle bir oldu yine binlerce insan öldü, hayatta kalanlar, çadırlarda yaşamlarını acı içinde sürdürüyorlar. Geçmişten ders almama alışkanlığı, Kürt ve PKK sorunlarında da kendini olağanca ağırlığıyla hissettiriyor, dolayısıyla çözümsüzlük içinde debelenip duruyoruz. Devletin, Kürt sorununda nerede hata yaptık, silahlı eylemler neden bitirilemiyor, gibi sorular sorup, yanıtlarına göre doğru reçete uygulama gibi bir derdi yok. Tam tersine daha yakın tarihe kadar, Kürtlerin hakları ve hatta varlıkları bile önemli oranda inkâr ediliyordu.
PKK’nın, Eruh’ta, bundan 28 yıl önce, bugüne denk gelen günde güvenlik güçlerine saldırısıyla silahlı eylemleri başladı. Dile kolay 28 yıl geçti ama ortada, tüm siyasi partilerin, partilerüstü görüp uzlaştığı silahsız bir çözüm planı yok. İktidardaki AK Parti’nin, 2009 yılında başlattığı Kürt sorununa politik çözüm planı ise kısa sürdü ve devamı gel(e)medi.
CHP’nin, geçtiğimiz aylarda Kürt sorununun çözümü için duyurduğu girişimini alkışladık ama sonradan gördük ki bu ana muhalefet partisi de yan çiziyor. Yan çiziyor zira Kürt sorununu zaten yok sayan MHP, sürece katılmak istemediği için hepimizin canını yakan bu sorunu, ikili düzeyde AK Parti ile birlikte oturup çözmeyeceğini söylüyor. Neymiş, bu konu ulusal mutabakat gerektirdiği için parlamentoda temsil edilen tüm partiler biraraya gelmeliymiş. Tabii ki, Türkiye’yi, her yönüyle sarsan Kürt sorunu, partilerüstü bir politika ve ulusal mutabakatla çözülür ve ana muhalefet ile iktidar partisi, zaten aldıkları oy oranları itibariyle ulusal mutabakatı temsil ediyorlar. CHP, maalesef, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, PKK tarafından kaçırılma olayını da, AK Parti’ye yüklenmek için bir vesile bildi, PKK’yı sert bir dille eleştirmek ve çözüm üretmek yerine.
İktidar partisi ise, gerek 2010 Anayasa referandumu, gerekse 12 Haziran seçimlerinde yüzde 60’lara ve yüzde 50’lere yaklaşan oy oranlarıyla halktan aldığı desteği, gerek, TSK’yı denetim altına almak gerekse Kürt sorununun çözümü için gerekli reformları hayata geçirmeyerek heba etmeye devam ediyor. Tam tersine AK Parti, temel hakları önemli ölçüde daraltma politikası izleyerek, mimarlığını yaptığı özgürlükler alanındaki kazanımları da heba ediyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, geçen hafta gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği iftar yemeğinde, kendi savaş uçaklarının, kendi vatandaşlarını bombalamasıyla sonuçlanan geçen aralık ayındaki Uludere saldırısını kastederek, sarfettiği, “Uludere ile her şey berbat oldu. Öncesindeki terörle mücadele, halkı o kadar çok rahatlattı ki kim yaptıysa kim düşündüyse, planladıysa Allah bin defa cezasını versin. Başarılı gidişatımızı olumsuz etkiledi,” sözlerinden ne anlamalıyız. Bu sözleri sarf eden, Türkiye’yi yönettiğini düşündüğümüz iktidar partisinin bakanı, “Vatandaşları PKK’lı sanıp yanlışlıkla bombaladık,” diyense bu iktidara itaat etmesi gereken TSK.
Biz birkaç gazeteci dışında Bakan’a anlamlı bir soru soran olmadığı ve bizlerin de kotası dolduğu ve çevreden “Amma da çok soru soruyorsunuz,” tepkileri ile yapılan mahalle baskısı gelince soramadığımız ama sorulması gereken soru şuydu: “Ey bakan, iktidar sizsiniz, iyi gidişatı berbat eden sorumluları nasıl bulamıyorsunuz?” Bu sorular o kadar çoğaltılabilirdi ki.
Türkiye, her ne kadar, darbe teşebbüsü eylemleriyle suçlanan asker ve sivil kişileri yargılasa da, kargaşa yaratmayı marifet bilen derin devletini temizlemek çok uzun soluklu ve kararlılık gerektiren bir iş. PKK’nin silahlı eylemleri neden, tamamen bitirilmese bile en aza indirilemiyor, sorusunun da yanıtı aslında temizlenemeyen derin devletin varlığında yatıyor.
Kürt aydını, yazar ve siyasetçi Kemal Burkay, geçtiğimiz haftalarda çıktığı Habertürkprogramında, PKK ve derin devlet arasındaki işbirliğine işaret ederken, PKK hareketlenmesinin, 2003-2004 yıllarına yani darbe tertiplerinin yapıldığı döneme rastladığına dikkat çekiyordu.
PKK ve derin devlet arasındaki bağı zayıflatmanın önemli bir platformu olan Meclis’in, fazlasıyla yarım kalan Kürt reformunu başlatması gerekiyor. PKK bu noktada, muhatap alınmak için itibarını çoktan yitirdi, inadına Kürt reformu diyorum, Meclis toplanırsa bu amaçla toplanmalı ki saygınlık kazansın.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- IŞİD’den mesaj var; ‘Oksijenimi kesme topyekûn savaşırım’
2.02.2016 - Brexit istismarı çabuk başladı
25.06.2016 - Dış politikada Saray dönemi
18.06.2016 - Askere yasal zırh ve CHP
11.06.2016 - “Mercedes’ini yakacak babayiğit var mı?”
4.02.2016 - 6,5 milyon pasaporta vizesiz Avrupa!
28.05.2016 - ‘Şehir savaşlarına’ hazırlıksız yakalandılar
14.05.2016 - Ara seçim zorlanacak
7.02.2016 - Amerikalı ne diyor, bizimkiler ne anlıyor?
30.04.2016 - Bir garip ‘askeri casusluk’ operasyonu
24.04.2016
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































[email protected]
ya hic sormayin bu sahte M.Kemal bizim basimiza bela eden su lanetli devlettir.O d bizim gibi akil tutulmasi yasyan kurtlerin TIRANIDIR.Bu adami basimiza TC devleti bela etti.olusde bela diride bela.Devlete guzel hizmetlerinde kusur etmiyor.Olan zavalli bi caresiz yoksul kurde oluyor.Vesselam..