Murat BELGE
Marksist gelenekten düşünürler, teorisyenler arasında "popülizm" olgusu üstüne en çok kafa yormuş olanı Ernesto Laclau'dur. Bir Arjantinli olarak popülizmin maydanoz gibi kolay yeşerdiği Latin Amerika'nın yerlisi olması onun bu ilgisini yönlendirmiş olabilir.
Bugünlerde gerek içerik, gerekse hacim bakımından daha "teorik yazı"ya yakın yazılarımı Birikim'in "online" dergisine veriyorum. Orada bir süredir popülizm üstüne ben de yazmaktayım ve daha devam edeceğim. Çünkü şu sıralar herkesin söylediği gibi popülizm, olabilecek en sağ ve faşizan biçimleriyle, dünyanın üstüne çökmüş durumda. Türkiye de bu çöküşün altında kalan ülkeler arasında.
Laclau'nun On Populist Reason ("Popülist Mantık Üstüne"- bunu Popülizm'in Mantığı" diye de çevirebiliriz) adında bir kitabı var. Orada, uzun ve "sofistike" analizlerden sonra, popülizmin belirli bir "sınıf tabanı" ya da belirli bir ideolojik yönelişle özdeşlenebilir bir siyasî hareket biçimi değil, belirli bir "siyasî mantık" olduğunu ileri sürüyor. Laclau'nun popülizm yorumlarına ben de büyük ölçüde katılırım. Bu önerme konusunda da öyle.
Laclau, toplumun belirli bir kesiminin (genellikle bayağı kalabalık bir kesim), kendini toplumun tamamı gibi görmeye başlamasının, popülizmin başlangıç noktası olduğunu söylüyor.
Bu, şimdilik, bizim için de bir "başlangıç noktası" olsun. Bunu veri alarak (gerekçeyi başka yere bırakıp) lafa devam edelim. Laclau'nun teoride vardığı bu sonuç, bizim burada pratikte (arazide) olana uyuyor mu?
Bence, uyuyor. Tayyip Erdoğan ve takımı, durmadan "millet" diyor. Bir yandan "yerli ve milli" edebiyatı. Bir yanda "millet" var; bir yanda da "millet"in dışında kalanlar-örneğin Hollandalılar!
Ama Abdulkadir Selvi'ye bakarsanız (bakarsanız arkasında Tayyip Erdoğan mantığını da seçebilirsiniz), bir de "içimizdekiHollandalılar" var. Bir üçüncü kategori, mahut "içimizdeki düşman"ın yeni koşullarda formülasyonu. Bunlar, Erdoğan'ın politikalarına muhalif olanlar.
Yalnız "siyasî muhalefet"inden ötürü değil, "doğuş" koşulları nedeniyle de (etnik ya da dinî) "bizden olmayanlar" var. Bunların başında Kürtler geliyor. Onların arkasında Aleviler var, başkaları da var. "Türk/Sünni Müslüman," ama aynı zamanda da "Erdoğancı" olacaksınız "bizden" olmak için. O zaman "millet" oluyor ve dolayısıyla "milletin tamamı" oluyor. Bu sıfatların hepsini üstünde taşımayan ise, bir "arıza"; dolayısıyla olsa da olur, olmasa da.
Hattâ açıkça söyleyeyim: Olmasa daha iyi olur.
Sabah gazeteye bakıyorum: Kılıçdaroğlu, başkanlık sisteminin demokrasiyi yok edeceği yolunda bir şeyler söylemiş, bunu okuyorum.
Bu memleketin şu kadar yıllık demokrasi mücadelesinde, "git ileri, bas geri", demokrasinin iyi bir şey olduğunu, uğrunda savaş vermeye değer bir şey olduğunu öğrenen azımsanmayacak sayıda insan var. Bunların bir kısmı çok çeşitli tehditlerle sindirilmiş olsa da referandum gibi bir olayda içlerinden doğru buldukları yönde oy vermelerini bekleyebiliriz.
Demokrasinin ne olduğunu, nelerden oluştuğunu da biliyorlar. Yani, Tayyip Erdoğan'ın talep ettiği yetkilerle, zihnindeki faşist devleti kurmaya girişeceğini biliyorlar. Bunu onlara yeniden öğretmenin gereği ya da anlamı yok, çünkü biliyorlar. Onun için zaten "hayır" diyecekler. "Hayır" diyemiyorlarsa, çok fazla korkutulmuş oldukları için diyemiyorlardır. Durum buysa gene söylenecek belirleyici söz bu başkanlığın demokrasiyi yok edeceği değildir; korkmalarına gerek olmadığını inandırıcı bir şekilde anlatabiliyor muyuz? Anlatabiliyorsak onu anlatalım.
Geri kalıyor "evetçiler." Şimdi, varsayım şu mu? Birçok yurttaşımız gidip "evet" oyu verecek, çünkü talep edilen bu yetkilerin demokrasiyi yok edeceğini bilmiyorlar. Yani, biz bu "saf" yurttaşlara mı hitap ediyor ve bu sistemin diktatörlük olacağını söylüyoruz?
Durum buysa gene ayağımız sağlam yere basmıyor bence. Çünkü "evet" diyecek kitlenin içinde yer alan asıl nicelik bunun demokratik olmayacağını biliyor. Yani onlar da bunu biliyor. Fark şurada: Biliyorlar ve öyle olmasını istiyorlar. Kısmen, "demokrasi" gibi şeylere değer vermedikleri için böyle: "Olsa ne olur, olmasa ne olur? Benim hayatımda yeri ne?" Böyle diyenler var. Ama asıl çoğunluk, "milletin tamamı biz olmalıyız" diyen ve Erdoğan'ı bunun için izleyen kesimde: "Türk benim; Sünni benim; bu memleket benim değerlerime göre biçimlenmeli; "demokrasi" böyle olmasının önünde en büyük engel; bize Erdoğan gibi böyle alafranga laflara kulak asmayan bir önder gerek ki, memleketi benim istediğim kılığa soksun."
Bunları düşünen adama, bu üslûpla düşünen adama "Erdoğan başkan olursa demokrasi ortadan kalkar" diye vaaz vermek çok anlamlı değil. Adam, "Zaten ben de öyle olmasını istiyorum," diyecektir-açıkça değilse içinden.
Yani sorun, "Bu şekilde yeniden kurulacak rejim sana beklediğin nimetleri getirmeyecek; tersine onları senin için daha erişilmez hale koyacaktır" diyebilmekte. Bunun inandırıcı kanıtlarını ortaya koymakta.
Demokrasinin soylu ilkelerine aşkla bağlı bireylerden oluşmuş bir toplumda yaşamıyoruz. "Sallandıracaksın elli tanesini, bak bir daha..." kültüründen geliyoruz. Bu kültürde "Herkes benim gibi olacak. Olması gerek. Kendi rızasıyla olmuyorsa döve döve olduracağız" mantığı egemendir. Tayyip Erdoğan ve onun yönlendirdiği AKP bu dalgayı yarattı; şimdi de bu dalganın üzerinde gidiyor.
Popülizmle mücadele zor iştir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025