Mustafa ARMAGAN
Osmanlı’nın hayaleti, hani şu var mı yok mu belli olmayan UFO’lar gibi bir kere daha göründü ufkumuzda. Baksanıza, Sultan Vahdettin’in “hain” olup olmadığını yeniden tartışmaya başladık.
Geçtiğimiz hafta, önce Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarih kitaplarının gözden geçirileceğini açıkladı. Ardından Mehmet Ali Şahin, Son Padişah’la ilgili “vatan haini” hükmü devam ediyorsa tarih kitaplarının değiştirilmesini istedi. Derken Nur Serter girdi devreye ve bunların Cumhuriyet değerlerine savaş açmak anlamına geldiğini, gelişmeleri “elem verici” bulduğunu söyledi.
Peki, Nur Serter’e elem vermemek için tarihçiler ne yapmalı? Yatıp kalkıp Nutuk mu okumalılar? Öyle yapılmalıymış! Son incisi de şu: Nutuk, “gericilerin kafasına düşen bir tuğla” imiş! Tuğlanın kimin kafasına düştüğü belli. Nutuk’un inkılap tarihçiliğimizin kafasına düşen büyükçe bir tuğla olduğunu da söyleyebiliriz.
Ders kitaplarından örnek vermek çok hoşlandığım bir iş değildir ama derdimi anlatabilmek için mecburum.
Şimdikilere göre epeyce ayrıntılı olan Afet İnan’ın “Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi”ne aldığı 22 Mayıs 1919 tarihli raporda Mustafa Kemal Paşa’nın “Millet birlik (yekvücut) olup, hâkimiyet esasını ve Türk duygusunu hedef tutmuştur.” diyerek Osmanlı hükümetine çok açık bir ifade ile kurtuluş hareketinin birliğe, millî egemenliğe ve Türk milliyetçiliği fikrine dayanacağını bildirdiği yazılı.
Ancak Başbakanlık Arşivi’ndeki belgenin fotokopisini okuyunca meselenin o kadar net olmadığını anlıyorsunuz. Buna göre, Mustafa Kemal Paşa kurmay subaylarından birkaç kişiyi Samsun’daki İngiliz subaylarıyla görüştürüyor. Manda teklif eden İngilizlere şu cevap verilmiş:
“Türklüğün ecnebi idaresine tahammülü olmadığı, İngilizler gibi en medenî ırklardan müşavir ve teşkilatçı olarak zevat-ı mütehassısa ve marufenin hüsn-i kabul göreceği…”
Böylece Samsun’a çıktıktan 3 gün sonra Mustafa Kemal Paşa’nın 1) İşgalci İngilizlerle görüştüğü (subayları vasıtasıyla görüştüğünü söylüyor ama Hüsrev Gerede gibi kurmayları kendilerinin görüşmediklerini yazıyor; kim doğruyu söylüyor?), 2) Yabancıların mandasına karşı olduklarını ve 3) İngilizleri en medeni “ırklar”dan kabul ettiklerini, onlardan danışman ve teşkilatçı olarak uzman ve meşhur kişilerin alınmasının iyi karşılanacağını söylediği veya söylettiği anlaşılıyor.
Afet İnan’ın sözünü ettiği cümlenin orijinali ise şu şekilde:
“Türklüğün (…) Hakimiyet-i milliye esasını, Türk duygusunu hedef ittihaz ile hükümet-i hâzıraya bütün ruh ve vücuduyla mûti ve münkâd bulunduğu sırasıyla teşrih edilmiş(tir).”
Bektaşi fıkrasındaki tarzda Kur’an okumaktan ne farkı var bunun? “Hedef tutmuştur”dan sonrasını okumayınca cümlenin bir anlamı kalmıyor ki! Türklüğün Damat Ferid Paşa hükümetine bütün vücut ve ruhuyla itaatkâr (mûti’) ve boyun eğmiş (münkâd) olduğunu söyleyen kısmını kesiyorsunuz ve bu da tarihçilik oluyor!
Doğrusunu yazsa insanlar onu Samsun’a gönderen sadrazamın Damat Ferid olduğunu öğrenecekler çünkü. Hain birinin bir kahramanı nasıl gönderdiğini sorarsa okur, ne cevap verilecek? O da onu hain biliyordu mu? Güldürmeyin Allah aşkına!
1991’de Zaman’da yayınlandı
1991 yılının 19 Mayıs’ında “Zaman” gazetesi yayınlayana kadar Mustafa Kemal’in Samsun’a İngiliz vizesiyle gönderildiğine dair belgeler yoktu. O gün gazetemizin ilk sayfası belgeyle doluydu ve manşet şuydu: “Samsun’a İngiliz vizesi.”
Şimdilerde ortalıkta bu belgeleri ilk ben yayınladım diye gezinen şahıstan tam 7 yıl önce Kâzım Karabekir’in damadı Faruk Özerengin, Vehbi Vakkasoğlu’na belgeleri sızdırmış, o da “Zaman” gazetesini tercih etmişti. Bu gerçekten de bir ilkti. (Ondan tam 2 yıl önce de “Zaman”ın manşetinde yine bu konu vardı: “Atatürk Samsun’a İngiliz vizesiyle gitti.”)
İngiliz vizesini almadan gitmesi mümkün değildi ki. Mantık yürüterek bile bunun böyle olduğu sonucuna ulaşılabilirdi ama bir tarih mantıkla yazılmaz, belgeyle yazılırdı. O zamana kadar neden bu vize konusu üzerinde durulmamış ve belgeler yayınlanmamıştı?
Haksızlık yapmayalım, mesela Genelkurmay Başkanlığı’nın yayınladığı “Harp Tarihi Vesikaları Dergisi”nin Eylül 1952 tarihli ilk sayısında bazı belgeler yayınlanmıştı. Ancak doğrudan Nutuk’u zor duruma düşürecek belgelere yer verilmemişti.
Oysa ne kaçarak gidilebilirdi Samsun’a, ne de dümeni kırık, pusulası bozuk bir tekneyle. Hazırlıklar inceden inceye planlanarak ve eksikler giderilerek yola çıkmıştı Bandırma gemisi.
Elimizdeki belgelerden biri özellikle ilginçtir.
Tarih 13 Mayıs 1919. Henüz İzmir işgal edilmemiş. İstanbul’dan yola çıkışına 3 gün varken M. Kemal Paşa, Harbiye Nezareti’nden 4 şey istemektedir.
1) 7 Mayıs’ta istediği karargâh mensuplarının üç aylık tahsisatlarının şimdiden ve buradan ödenmesi,
2) Müfettişlik görevi sırasında ortaya çıkabilecek olağanüstü masraflar için 6 Mayıs’ta para istenildiği halde henüz karar verilmemiştir. Karar verilip hesaplanarak kendisine bir miktar meblağ ödenmesi,
3) En az iki binek otomobil temini,
4) Kendisine verilecek tahsisat ile karargâhının “seferî karargâh” olarak kabul edilmesi hakkında ayın 12’sinde bir başvuruda bulunduğunu ama bu konunun da henüz işlemden geçmediğini, bir an önce geçirilmesi.
Ancak istekleri yerine getirildikten ve maiyetindekilerin paraları nakden ödendikten üç gün sonra yola çıkacağını söyleyen Mustafa Kemal Paşa’nın hâlâ İstanbul’dan kaçarak gittiğini tekrarlayanlar varsa denilecek bir şey yok.
İşte bir belge daha. Tarih 1 Haziran 1919. Meclis-i Vükela müzakerelerine mahsus tutanakta şu bilgileri okuyoruz:
“Mustafa Kemal Paşa ile refakatindekilerin tahsisat ve harcırahları Harbiye Nezareti bütçesinden verilecekse de, seyyar olarak görev yapacaklarından bazı masrafları olacaktır. Bu sebeple normal tahsisatlarına yarım maaş eklenmesi uygun görülmekteyse de, bütçede bu paranın bir karşılığı bulunmadığından aylık tahsisatlarının yarısı olan 57.269 kuruşun beklenmedik masraflar kaleminden ödenmesine...”
Belgeler devreye girince çok başka bir tarih çıkacak karşımıza. Emin olun. Devrimci Che Guevara bile gerçeği yalandan ayırmayı bilmiş, biz bilememişiz. Şöyle demiş:
“Bir yalan, hangi amaç için söylenmiş olursa olsun, her zaman, en kötü gerçekten daha kötüdür.”
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017