Nevzat CİNGİRT
Geçtiğimiz haftasonu Düzce ve ilçelerinde yağan şiddetli yağmur pek çok yerde sellere ve derelerin taşmasına neden oldu.
Sel nedeniyle ev ve işyerlerimiz su altında kaldı. Yollar tahrip oldu. Ekili alanlarımız su altında kaldı. Su şebekelerimiz tahrip oldu. Selden en fazla etkilenen Cumayeri ilçemizde çok ciddi maddi kayıpların olduğu biliniyor.
Valiliğin oluşturduğu komisyonun yapacağı hasar tespit çalışması bittiğinde, Düzce ve ilçelerinde selin açtığı maddi zararın boyutu biraz daha netleşecek.
***
Son sel felaketinde bir kez daha gördük ki; hem deprem, hem sel açısından birinci derecede afet bölgesi olan Düzce’de ne yapacağını bilen, krizi yönetebilen bir afet yönetim merkezimiz hala yok…
Bir kez daha gördük ki, altyapıya gereken önemi dün vermemiştik, bugün de hala vermiyoruz.
Ne valilik, ne kaymakamlıklar ne belediyeler bu konudaki sorumluluklarını hala yerine getirmiyor…
Selden en fazla etkilenen Cumayeri ilçemizi ele alalım…
Dere yatağı üzerine yapılan ev ve işyerlerine yapı ruhsatı veren devlet ve belediye yetkilileri kim?
Ya son yaşadığımız sel felaketinde can kayıplarımız olsaydı bunun vicdani, ahlaki ve hukuki sorumluluğu kime ait olacaktı… Bu sorulara var mı bir cevabımız?
Emin olun ateş düştüğü yeri yakacak ve dün olduğu gibi herkes acısıyla baş başa kalacaktı.
Benim anlatmak istediğim, yaşadığımız son sel felaketi Düzce için bir milat olması, tedbirleri yaşadığımız her felaket sonrası el yordamıyla değil, bir plan dahilinde yapılmasıdır…
Böyle bir sel felaketini yaşamadan önce yapılması gerekenler var:
Dere yatakları kenarlarına yapılaşma mutlaka ama mutlaka engellenmeli. Buna müsaade eden yerel yöneticiler hakkında yasal işlemler başlatılmalı. Her yıl tüm dere yatakları ve kanalların temizliği için seferberlik ilan edilmeli. Fındık hasadı bitiminde vatandaşların dere ve öz kenarlarına doldurdukları çalı çırpının önüne geçilmeli. Dere ve kanalların üzerine gelişi güzel köprü yapımı engellenmeli. En önemlisi orman ve ağaç varlığımız korunmalı. Ormanların planlı kesim adı altında yok edilmesi engellenmeli. Bu nedenle Uğursuyu Havzası ile Gölyaka Aksu Havzası bölgesine yapılan HES inşaatları tekrar gözden geçirilmeli.Her önüne gelen maden ve taş ocağı ruhsatı verilmemeli.
Bu tespiti yaptıktan sonra şu soruyu sormak lazım.
Bu işle görevli kamu kuruluşlarının bu tür olaylara hazırlık düzeyleri yeterlimidir? Siyasi irade bu konularda görevini yapıyor mu ? Elbette hayır.
Öncelikle DSİ yani Devlet Su İşleri’nin nehir,dere ve çayların ıslah edilmesi, sel sularına karşı yapılacak projelerin ve ödeneklerin takipçisi olmaları gerekiyor.
Mesela yapımı yıllardır devam eden Karaca dersi ile Asar deresi ıslah projesi bir türlü neden bitmiyor?
Yapı devam eden HES inşaatlarının Düzce’ye verdiği olumsuz etkiler, üreteceği enerjinin getireceği faydadan daha mı az? Var mı bir araştırma…
Değerli okurlar; ben, her 5 Haziran Dünya Çevre Haftası etkinliklerinde, devlet zevatının takım elbiseleri ile Atatürk heykellerinin önüne geçip bize çevrecinin daniskası olduklarını göstermek üzere etkinlikler düzenlemelerinden gına geldim.
İçinde yaşadığımız Dünyayı acımasızca ne hâle getirdiğimizi Ömer Madra, şöyle özetlemiş: “Gezegen kozmik bir şantiyeye dönmüş durumda. İnsanlık, medeniyet inşaatını dev iş makineleriyle sürdürüyor. Tüm akarsular bentleniyor, nehirler, göller barajlanıyor, dağlar kazılıyor, kayalar çatlatılıyor, denizler taranıyor, deniz canlıları radarlarla tüketiliyor, deniz diplerine, ovalara, dağlara, yaylalara su kuyuları açılıyor, taşocakları, kum ocakları, kömür ocakları çalıştırılıyor, boksit, altın, bakır, koltan madenleri, nadir metaller çıkarılıyor, petrol boruları, katran kumu boruları, doğalgaz boruları döşeniyor, demiryolları, karayolları, köprüler, havalimanları yapılıyor, arklar açılıyor, kanallar kazılıyor, yaylalar düzleniyor, yağmur ormanları kesiliyor, orman tabanları ateşe veriliyor, küller ve molozlar denizlere, derelere, çaylara boca ediliyor, geniş topraklarda dev makineler tek kültür tarımı yapıyor, mahsulü ekiyor, biçiyor, ürünü topluyor, ambalajlıyor, gemilere, kamyonlara, trenlere dolduruyor, satıyor ve aldığı paralarla yeni kazılar, yeni inşaatlar, yeni yollar ve köprüler yapıyor...”
Çevre deyince aklına sadece çöp depolama ve arıtmadan başka bir şey gelmeyen belediyelerin, kırmızı kurdeleler keserek yaptıkları etkinliklerle, yol kenarlarına ve kavşaklara ağaç dikme, kaldırımlara çiçekle süs yapma, AVM bahçesinde pil toplama, çocuklara resim yaptırma gibi etkinliklerin ötesinde, altyapıya daha fazla önem vermeleri gerekiyor.
Atalarımızın bize emanet ettiği ve bizden sonraki nesillere bırakacağımız yaşadığımız bu toprakları, doğayı korumanın zerre kadar içselleştirilmediği 5 Haziran çevre haftasında yapılan göstermelik kutlamalarla değil, gerçekten radikal önlemlerle korunacağına ve bu sayede yaşadığımız doğal afetlerin neden olacağı zararların en alt düzeye indirileceğine inanıyorum.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
22.12.2025
20.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
7.12.2025
5.12.2025
4.12.2025