Tanıl Bora
Nihal Atsız’ı, Türkçülüğün ikonik ideologu olarak bilirsiniz. Atsız’ın kitapları, zaten Türkçülük literatürünün istikrarlı kaynağı olan Ötüken Neşriyat’tan yayımlanır. Ötüken Neşriyat’tan, Atsız’ın fikriyatı üzerine yeni bir inceleme daha yayımlandı: Atsız ve Irkçılık.[1] Yazarı Mehmet Kaan Çalen, milliyetçi ve Türkçü düşünce tarihi üzerine incelemeleriyle bilinen, bu mesaiyi kendine bir uzmanlık sahası edinme saikiyle değil, tutku ve angajmanla yürüten bir akademisyendir.
Bu olağan eşleşmelerin berisinde kitabı ilgiye değer kılan, ırkçılığın –“eleştirisi” denmez–, açık ve nazik bir reddiyesi olmasıdır. Nazik sıfatını, hem sözlükteki karşılıklarından biri olan “rafineliğini” belirtmek için kullanıyorum; hem de sıfatın yaygın gündelik anlamıyla, ırkçılığını ‘teşhir’ ve red ettiği Hüseyin Nihal Atsız’a sevgiyle, şefkatle yaklaşmasını nitelemek için.
Çalen, Eleştirel Notlar alt başlığıyla anons ettiği niyetini, “Atsız’ı özgürleştirmek” diye tanımlamış. Kastettiği, neticede Atsız’ı ideologluk ve fikrî önderlik mevkiinden azat etmek, “Atsız Ata” ikonuyla vedalaşmaktır. Aslında, Atsız’dan özgürleşme... Özgürleşmiş ya da kendisinden özgürleşilmiş bir Atsız’dan geriye ne kalır? Çalen’in yazdıklarından anlaşılan, dikliği, cesareti, tek parti iktidarına meydan okuması kalır – ve muhakkak, ülkücü-milliyetçi-Türkçü kuşakların siyasî sosyalleşmesindeki hatırası kalır. Tarih çalışmalarının ve kalem ustalığının kalacağını düşünenler de çıkacaktır. Çalen böylece, Atsız’ın şahsiyetindeki, –siyasî kişiliğine ters–, duyarlılığın, nüktedanlığın da yüzeye çıkacağına inanmak ister.
***
Atsız ve Irkçılık kitabı, özetle, Atsız’ın şeksiz şüphesiz bir ırkçı olduğunu söylüyor ve ırkçılığın bizzat milliyetçilik için -devlet diliyle söyleyelim- ‘zararlı ideoloji’ olduğunu savunuyor.
Çalen’in bu analizinde öncelikle milliyetçi cenahta Atsız’ın ırkçı olmadığını veya zamanla ırkçılıktan uzaklaştığını anlatan “tevil” veya aklama literatürünü boşa çıkarıyor. Bu ‘izahların’ çoğu kez ırkçılığı yeniden ürettiğini gösteriyor. (Bu arada, ırkçılığın da “dışarıdan gelmiş” yani ‘yabancı’ bir ideoloji olduğunu kaydediyor geçerken.)
Atsız’ın siyasî meşrebini tanımlayan “aşırılığın,” aslında pekâlâ fikrî etkileşim içinde olduğu resmî-Kemalist Türkçülükle rekabetinden ötürü de tırmandığını da isabetle not ediyor Çalen. Seçkinler zümresinden dışlanmasının biriktirdiği hıncın ve seçkinler arası/içi mücadelenin, Atsız’ın aşırılığına vites attırdığı kanısında.
***
Ardından, Atsız’ın ‘düz’ biyolojik ırkçı olduğunu geniş geniş, ayrıntısıyla anlatıyor. Bu nedenle asimilasyona kesinlikle karşıdır, “gönüllü bir Türkleşmeye bile” imkân bırakmıyordur. Çalen’e göre Atsız’ın kancı ırkçılığı, “insanların kanlarının oyuncağı olduğu” bir otomatizme varmıştır. Atsız “ırksal bir determinizmle bir metatarih kurmuş,” tarihçiliği “düşman tanıma sanatı”na indirgemiştir. Bu zihniyet dünyasında, bir üst-bilim mevkiindeki, siyaset ikamesi niteliğindeki militarizmin kazandığı merkezî konumu, Çalen, “Millet için savaştan, savaş için millet noktasına gelir adeta” paradoksuyla tespit eder.
Irkçılığın solipsist diyeceğim, yani kendinden-ibaret, kendine kapanık, -Arendt’le selâmlaşalım-, dünyasız evrenini tarif eden bir cümlesini aktaracağım Çalen’in: “Türk ve öteki birbirine tercüme edilemez kültürel dünyalar içinde konumlanmışlardır; birbirlerini bu yalıtılmış dünyalar içerisinde görebildikleri için gerçek bir iletişimin, bir diyaloğun olmadığı anlamsız bir bölgede, saçmanın alanında karşılaşırlar.”
***
Çalen, Atsız’ın tutarsızlıklarına işaret ederken, bunların ırkçı ideolojinin bünyevî tutarsızlıkları olduğunu da vurguluyor. Bu tutarsızlıkların, çelişkilerin en azametlisi: Türklüğe atfedilen azametli ırksal üstünlüğe karşılık, Türk milletinin “bütün Türk tarihi boyunca defalarca bozulabilen kırılgan bir ahlâk” yapısına sahip, bunun için hep yozlaşmaya açık, sürekli ‘sapıtma’ tehdidi altında, “bir tür “çocuk millet” gibi resmedilmesidir. “Atsız’ın Türk milletinde gözlemlediği ahlâkî manzara ve ortalama insan kalitesi,” alabildiğine methettiği, mistikleştirdiği “ırkî seciye ile pek bağdaşacak gibi değildir,” der Mehmet Kaan Çalen. Devamla: “Türk milletinin asaletinden, ortalama Türk’e düşen pay yok denecek kadar azdır.” Çocuk millet imgesini kemale erdiren şu cümleyi de, -yeni Türkçe ifadeyle-, ‘bırakıyorum’: “Üç bin yaşında ama çocuk kalmış, üç bin yıldır uykuda olan, hafızasız, tarih şuuru olmayan, kendisi için neyin iyi olduğuna karar veremeyen, sürekli gözetim ve denetim altında tutulması gereken, sert yasalarla insan kılınması elzem olan, erdemlerini ortaya çıkarabilmek için şeflerin demir iradesine muhtaç olan bir ırkın ırkçısıdır [Atsız].”
***
Gerek ‘reel’ Türklerin haliyle, gerekse “seçkinler cemaati olması gereken Türkçüler”in haliyle ilgili hayal kırıklığından ötürü, -tıpkı Ruh Adam romanındaki kahramanı Selim Pusat gibi-, bir “mutsuz Türk” olan Atsız, Çalen’e göre bir tür kaçış ideolojisinin ideologudur. Halihazır milletin güdüklüğünden, Türkçülüğün, ırkçılığın azametine kaçıyordur.
Güdük sıfatını Çalen, Atsız’ın kültür anlayışını tanımlarken kullanıyor; yanı sıra onun toplumu kavrayışını da “çok yüzeysel” biliyor, somut toplumsal sorunlarla hiç ilgilenmediğini yazıyor. “Türk milliyetçiliğinin toplumsal tahayyül konusunda Gökalp’ten Atsız’a yaşadığı büyük irtifa kaybı”na üzülüyor.
Irkçılığın toptancı, mutlakçı, tümdengelimci, otomatik-determinist zihniyet evreninde, somut millete bakmak, onun hal-i pür melâlini anlamaya çalışmak, zaten lâzım değildir. Atsız, ilâveten, göz ucuyla baktığı kadarıyla gördüğü milletin halinden hiç hoşlanmıyordu. Çalen, onun “milletsiz, insansız milliyetçiliğinin” kaynağını burada görür. “Irkçılığın belki de en önemli işlevi[nin], geçmişle mutlu edip gelecek için ümit besletebilmesinde” olduğunu söyler. “Bugünün önemsizleşmesi” pahasına yapar bunu. Böylece, “Milleti olmayan bu tarz bir milliyetçilik zorunlu olarak bir kaçışa dönüşür: bugünden geçmişe, toplumdan yalnızlığa, vasattan seçkine.”
Çalen’in bu yorumuna, Atsız’ın candan nefret ettiği –düelloya davet ettiği– Sabahattin Ali’nin, zamanında Türkçülere yönelttiği, “asıl milleti sevmek, onun refahı için çalışmak, onun haklarını müdafaa etmek” sözlerine şahit göstermesi de, kuşkusuz en selim manâsıyla ‘manidardır.’
***
Kitabın başında ve sonunda Çalen, şu meşhur “seküler yeni milliyetçiliğin” Atsız’la gönül yakınlıklarına işaret ediyor. Girişte, “Kentlileşme, sekülerleşme, geleneksel değerlerden kopuş, yabancılaşma, seçkinci eğilimler, giderek büyüyen anti-İslamcılık, sertleşen siyasi iklim, mültecilerden kaynaklanan sorunlar”ın, Atsızcılığı beslediğini belirtiyor. Sonuçta da, “yabancılaşma ve seçkinciliğin, son yıllarda yükseldiği ifade edilen kentli ve seküler milliyetçilikte ve onun belirgin bir yüzü olan Atsızcılıkta da baskın bir nitelik olduğunu” kaydediyor. Ekleyelim: illâ Atsız’ın metinlerini hıfzetmiş olmaları gerekmez, alıntılarını kapışıyorlar; önemli olan, onunla aynı dalga boyunda gezmeleri. Kitabın okuru karşılar ve uğurlarken dikkat çektiği bu nokta, başlıbaşına ilgilenmeyi hak ediyor.
***
Mehmet Kaan Çalen’in, ırkçılığın milliyetçilik zaviyesinden güçlü bir teorik temellendirmeyle reddiyesinin müstesna örneği olan kitabındaki meramını, şu cümlesinden süzebiliriz: “Milleti oluşturan insanları sevmeden millet denen bütünü sevmek gibi bir çelişki; milliyetçiliği realiteden, güncelde, günlük hayattan, insanlardan, somut milletten kaçıp soyut ve tarih dışı bir milletin büyülü, otantik, saf, temiz geçmişine iltica etmeye zorlar.”
Bu cümlede ve kitapta tarif edilen, ırkçılığın, bir tür nihilizme varması çok kolay olan gerçeklik inkârıdır. Evet, bir tür dünyasızlığıdır; ortak referansların yokluğunda, sözün ve eylemin tarihin-dünyanın-hayatın akışıyla ve örgüsüyle bağının olmamasıdır, kalmamasıdır. Kavramın bir mahrumiyeti ve mağduriyeti anlatan (Arendtçi) özgün bağlamından farklı olarak, ırkçılık, paradoksal (nihilist) bir söz ve eylemle, dünyasızlığı kurar ve dünyasız bir dünyayı yeniden üretir.
***
Herhalde Çalen’le anlaşamayacağımız soru, ırkçılıktan –nispeten, diyelim!– azâde bir milliyetçiliğin de, bu zaaftan ne derece masun kalabildiği, kalabileceği sorusudur.
Milletinin halihazır durumundan (toplumdan, halktan) memnun olmayan milliyetçiler için, Atsız gibi geçmişin ve ülküsel millet’in hamasetine kaçma ‘seçeneğinin’ öteki ucunda; halihazır milleti kusurlarıyla sevmenin, hatta o kusurlara, “düzlüğüne yokuşuna… heybelerin nakışına” coşkusuyla âşık olmanın kutbu duruyor. Bu iki kutup arasında, milliyetçiliğin, ‘reel’ milletle (toplumla, halkla) onu ‘tanıyarak,’ yani gerçekliğini, gerçekliklerini bilip kabul ederek, ‘yapıcı’ bir eleştirel ilişki kurmasının imkânı? Ona, “yurtseverlik” deniyor –vukuundan ziyade şüyuunu biliyoruz.
[1] Aşağıda bu kitaptan çift tırnak içine alarak yaptığım alıntıları aktarırken, göz yormamak için sayfa numarası vermedim. Tek tırnaklar, benim vurgularımdır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.09.2025
23.08.2025
7.08.2025
24.07.2025
29.06.2025
29.05.2025
10.05.2025
22.04.2025
9.04.2025
7.03.2025