Yıldıray OĞUR
O ömrü boyunca yalnızca tek bir yana bağlanmış ve bağlı kalmıştır; gücü elinde tutanlardan, çoğunluktan yanadır. Böyle olduğu içindir ki, bu kez de içinden oyları sayıyor ve o sırada Jirondenlerin yumuşak davranıştan yana olanların gücü elde bulundurduğunu görüyor ve gidip onların sıralarına oturuyor.”
Stefan Zweig, Fransız Devrimi’nin ardından Konvansiyon’a seçilen 32 yaşındaki Fouché’nin siyasetteki ilk karar anını onun adını taşıyan meşhur biyografisinde böyle anlatır.
Ama bu, eski papaz ve matematik öğretmeni Fouché’in siyasetteki ilk hesap kitabı olmayacaktır.
Bir yıl geçmeden güç dengesinin değiştiğini görünce Jakobenler safına geçecek, özgürlük için adını Lyon Kasabı’na çıkaracak en acımasız katliamlara imza atacak, Jakobenler düşerken Robespierre’i giyotine gönderenler arasında yer alacak, sonra iktidarı ele geçiren Napolyon’un muhbir teşkilatının başına geçip eski arkadaşlarını ihbar edecek, Bourbon Hanedanlığı tahta geri dönerken de onların yanında duracak ama son kralın idamı için el kaldırdığı hatırlanınca çekirge bir kere daha zıplayamayacaktı.
Güç dengelerinin sık sık değiştiği Türkiye de bir Fouché’ler ülkesi.
En garantili pozisyon her zaman güçlü olanın tarafında kalmaya çalışmak ve iktidar imkanlarından azami yararlanmak için de orada en şahin pozisyonu takınmak...
Son dönemde de yerli Fouchélerin başarı hikayeleri göz kamaştırıyor.
Onlardan biri de geçen hafta Viyana’ya büyükelçi olarak atandı.
Ama önce bu atamayla ilgili öne sürülen ciddi bir iddiaya daha yakından bakalım.
Günlerdir ülkücü çevreler, Türkiye’nin yeni Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun’un 80 öncesinde bir ülkücünün katili olduğu iddiasıyla bu atamaya itiraz ediyorlar.
Ceyhun, iktidara yakın Hürriyet gazetesine konuştu ve bu iddiaları reddetti:
“Sayın Mustafa Eroğlu’nun şehit edilmesi hadisesi ile bu konuda suçsuzluğum kanıtlanmış olmasına rağmen hâlâ adımın zikredilmesini üzüntüyle, esefle, hayretle karşılıyorum. Özellikle adımın anıldığı menfur hadisenin yaşandığı iddia edildiği dönemde (1977) ben 16 yaşında bir çocuktum. Adanalı olmama rağmen Adana Yurdu’nun nerede olduğunu da bilmiyorum. Şimdiye kadar sustum. Ama yazılanları ve bu yalanlara inananları gördükçe şaşırıyorum. Hakkımdaki o iddia ben yurt dışına çıkıp normal yaşamımı sürdürürken ortaya atıldı. 12 Eylül mahkemesinde adımı işkence altında zorla söylediklerini dile getiren iki kişinin beraat etmelerine rağmen mağduriyeti ben yaşadım. Bu konuda bir gençlik hatası yaptım. Bir darbe mahkemesi tarafından haksız yere suçlanmamı onur meselesi yapıp, “Darbeci bir rejimin mahkemesine çıkıp o mahkemenin hakimlerine suçsuz olduğumu söylemeyi kendime yediremiyorum, çünkü suçsuzum” dediğim için sivil bir mahkeme nezdinde beraatıma karar verilmesi uzun zaman aldı. Bu konuda gençlik hatama kendim de kızmaktayım. Dava, iddia edildiği gibi zaman aşımından düşmedi, beraatla sonuçlandı. Çok haksız, 12 Eylül kumpaslarına uygun bir suçlamaya maruz kaldım, ardından da bir şekilde 12 Eylül mağduru olarak sıkıntı çektim.”
Bu atama ve iddialar üzerine en çok merak edilen ise iktidar ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin ne diyeceğiydi. Nihayet dünkü grup toplantısında Bahçeli de sessizliğini bozdu:
“1 Mart 1977'nin sabah ezanı vakti, 14-15 kişiden oluştuğu tahmin edilen hainler önce uzun namlulu silahlarla İstanbul Adana Öğrenci Yurdu'nu taramışlar, arkasından da taarruz tipi el bombası atmışlardır. Ülküdaşımız Mustafa Erol bu şerefsiz saldırıda şehit olmuştur. Karlı bir İstanbul günü, aziz naaşı Türk bayrağıyla sarılmış, Muratpaşa Camiinde kılınan cenaze namazından sonra Merkezefendi Mezarlığı'na Fatihalarla ve gözyaşları eşliğinde defnedilmiştir. Hepimizin hafızasına mıh gibi işleyen, gören herkesi duygulandıran karlı bir günde omuzlarda taşınan şehit naaşının resmedildiği fotoğraf hiçbir zaman gözümüzün önünden gitmemiştir. Ancak merhum şehidimiz Mustafa Erol'un katilinin kim ya da kimler olduğu belgeli, berrak ve resmi olarak tam bilinmeden, hatta mahkeme tutanakları iddiaları doğrulamazken, sosyal medyada provokasyon yapan, pusu kuran, ajitasyona yeltenen, bize dava öğretmeye, şehitlerimizi hatırlatmaya, MHP'yi yargılamaya çalışan art niyetli kişilerin varlığı da teker teker açığa çıkmıştır... sanki katil bulunmuş da buna göz yumuyormuşuz gibi bir algı oluşturmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Buna alet olan arkadaşlarımız da karanlık kampanyayı servis etmişlerdir. Bizim Viyana Büyükelçiliğine atanan şahısla ilgili ortak hiçbir noktamız yoktur. Geldiği yer bellidir, hüviyeti bellidir, mazisi bellidir. Sorumluluk elbette hükümetindir. Bu atamayı maske yaparak Cumhur İttifakı'na husumet kusanlar, bilip bilmeden, partimizin resmi görüşü teşekkül etmeden akıntıya kapılanlar yanlış yapmışlar, ters köşeye yatmışlardır.”
Herhalde dikkatlerden kaçmamıştır.
Bu iki açıklamada ve bu konuda konuşanların açıklamalarında öldürülen ülkücü genç için iki ayrı isim zikrediliyor: Mustafa Erol ve Mustafa Eroğlu.
İsimleri birbirine benzese de aslında iki farklı kişiden ve iki ayrı cinayetten bahsediyoruz.
Karlar altında cenazesi taşınan Mustafa Erol, Bahçeli’nin anlattığı gibi 1 Mart 1977’de İstanbul Şehremine’deki Adana Öğrenci Yurdu’na atılan bomba sonucunda hayatını kaybeden ülkücü gençti. Yurdun biraz ilerisindeki Ocakbaşı Kıraathanesi’nde kahvecilik yapan Mustafa Erol’un feci şekilde ölümüne neden olan o bombayı atan teröristler bulanamadı.
Ozan Ceyhun’un yargılandığı dava da zaten bu değildi. Onun yargılandığı dava, 31 Temmuz 1980 sabaha karşı İstanbul Sarıyer Yeniköy’de çalıştığı inşaatta öldürülen 31 yaşındaki ülkücü Mustafa Eroğlu’nun cinayet davasıydı.
Yani hem Ozan Ceyhun yargılandığı davayı hatırlamamış hem de Devlet Bahçeli isimleri birbirine karıştırmış görünüyor.
İşin bu kısmı her bakımdan dikkat çekici ve ibretlik.
Ozan Ceyhun’un içeriğini karıştırdığı ülkücü Mustafa Eroğlu’nun cinayetinden yargılanmasının kısa hikayesi ise şöyleydi:
Darbenin hemen öncesinde meydana gelen bu cinayetle ilgili darbenin ardından yakalanan bazı sanıkların ifadeleri doğrultusunda Devrimci Yol’a bağlı silahlı Devrimci Savaş Birlikleri militanları olarak Ozan Ceyhun, G.E., E.A. hakkında arama kararı çıkarılmıştı.
Diğer iki sanık 1981 yılının ilk aylarında yakalandı. Bir süre Türkiye içerisinde saklanan Ozan Ceyhun ise 20 yaşında yurtdışına kaçtı.
Yakalanan iki sanık İstanbul Sıkıyönetim 2 No'lu Askeri Mahkemesi'nde idamla yargılandılar. Ama delil yetersizliğinden 1986’da beraat ettiler Beraatları da 1991’de Askeri Yargıtay tarafından onandı.
Ama Ozan Ceyhun, firari olduğu için onunla ilgili tutuklama kararı devam etti. Bu arada önce Avusturya’ya ardından Almanya’ya geçen Ceyhun siyasete atıldı, Alman Yeşiller Partisi içinde yükseldi.
Türkiye’ye girişini engelleyen tutuklama kararının kaldırılması için babası yazar Demirtaş Ceyhun İçişleri Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulundu, ifadesinin alınması için Almanya’daki adresi savcılığa bildirildi.
Bu girişimlere kızan Beyoğlu Savcılığı, soruşturmayı yeniden açtı ve zaman aşımının dolmasına az bir süre kala, cinayetten 17 yıl sonra Ozan Ceyhun hakkında 1997 yılında Interpol’den kırmızı bültenle arama kararı çıkarıldı.
Ceyhun, 1998 yılında Almanya’da trafikte çevrilerek gözaltına alındı. Bir kaç ay sonraki seçimlerde Yeşiller Partisi’nden Avrupa Parlamentosu’na girmek üzeredir. Bu gözaltı siyasi tartışmalara neden oldu.
1998 yılında Beyoğlu’nda mahkemesi tekrar görülmeye başlandı. Türkiye’deki sol siyasetçiler ve ünlü bir yazar olan babası Avrupa Parlamentosu’na girecek Türk siyasetçi hakkında “12 Eylül yargısının haksız bir uygulaması” olarak gördükleri tutuklama kararının kaldırılması için hükümet nezdinde girişimlerde bulundu. Mahkeme önce tutuklama kararında terör örgütü kabul edilen Dev-Sol adını Dev-Yol olarak düzeltti, hakkındaki tutuklama kararı kaldırıldı, Almanya’da ifadesi alındı ve nihayet 2000 yılında mahkeme delil yetersizliğinden beraatına karar verdi.
Büyükelçi atanmasıyla ilgili tartışılan cinayet dosyasının hikayesi böyle. Ama esas tartışılması gereken
Fouché hikayesi bundan sonra başlıyor.
1998 yılında Ozan Ceyhun Alman Yeşiller Partisi’nden Avrupa Parlamentosu’na girdi.
Yeşiller Partisi’nin göçmenler ile ilgili biriminin başındaydı.
71 muhtırasından sonra işkence görmüş, 12 Eylül’den sonra tutuklanmış Kemalist-solcu yazar Demirtaş Ceyhun’un 12 Eylül’den sonra ülkeyi terk etmiş oğlunun bu başarı hikayesi o günlerin Cumhuriyet gazetesindeki bir köşe yazısında şöyle övülmüş:
“Ne güzel adlar koymuşuz çocuklarımıza... Bizim çocuğumuzdu Ozan. Onların çocuklarının otel lobilerinde adam dövmekten, hırsızlığa, hayalcilikten, kokainciliğe kadar her türlü pisliğe bulaştığı yıllarda o Almanya’da siyasi yaşamının basamaklarını tırmanıyordu koşarcasına...”
Ozan Ceyhun, bir taraftan Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin insan hakları, demokrasi, Kürt meselesi politikalarına karşı eleştirel bir Yeşiller milletvekili çizgisini izledi.
Türkiye’ye terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarında kullanılmak üzere Alman Lepold tanklarının verilmesini eleştiriyor, Leyla Zana ve tutuklu DEP milletvekillerinin durumunu takip ediyor, Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin yasaklanmasına, İHD’ye yönelik baskılara, 2000’e Doğru dergisinin terör propagandasından kapatılmasına karşı çıkıyor, Türkiye’nin Kuzey Irak operasyonlarıyla ilgili AP’de konuşmalar yapıyordu.
https://www.europarl.europa.eu/meps/de/2337/OZAN_CEYHUN/all-activities/motions/5
Ama aynı zamanda Türkiye’de aynı yıllardaki 28 Şubat havasına uygun işlere de imza atıyordu.
Bunların en ünlüsü 2000 yılında yayınlattığı “Allah Adına Politika: İslamcılık Avrupa’ya Meydan Okuyor” adlı 100 sayfalık Almanca kitapçıktı.
https://issuu.com/aypa/docs/politik-im-namen-allahs
Biri Cumhuriyet gazetesinin Almanya temsilcisi olan üç uzmana hazırlatıp, kendi imzasıyla yayınlattığı kitap aslında Almanya’daki İslami yapılarla ilgili kurumların, isimlerin, olayların ayrıntılı olarak anlatıldığı bir tür fişleme çalışmasıydı.
Kitapta en geniş yer Avrupa Milli Görüş Teşkilatı’na ayrılmıştı. Cemalettin Kaplan grubu, Fethullahçılar, Nurcular, Süleymancılar, Nakşibendi tarikatlarının Almanya’daki çalışmaları, amaçları tek tek incelenmişti.
Ozan Ceyhun, Yeşiller Partisi eş başkanı Daniel Cohn Bendit ile birlikte tanıttığı bu kitapla ilgili verdiği bir röportajda neden böyle bir çalışma yaptırdığını şöyle anlatmıştı:
“İslam konusunda insanların biraz daha düşünmelerini ve özen göstermelerini sağlamaya çalışan, yıllar boyu bu ülkede özellikle belli grupların bir takım yerlere gelip kendi kabuğu içine çekilmeleri ve onların dışlanmasına karşı mücadele veren bir siyaset adamıyım. Bu grupları bir takım yerlere gelip muhatap alınmalarını sağladıktan sonra daha düne kadar kendileri dışlanan bu grupların birden başka grupları dışlamaya kalktıklarını gördüm ve bundan çok rahatsız oldum. Kimin kimi sevdiğini, sevmediğini, hangi nedenle kimin kime karşı olduğunu dile getirelim, bu grupların nasıl bir genel pratiğe sahip olduklarını gösterelim ki bu gruplarla masa başına oturanlar kiminle muhatap olduklarını görsünler diye bu kitabı yazdık.”
Kitap Alman hükümetine, Alman iç istihbarat kurumu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı’na da sunulmuştu.
Bir yıl sonra Ozan Ceyhun kitabın ikinci baskısını yayınladı.
Bunun sebebi 11 Eylül saldırılarıydı. Kitaba yeni de bir önsöz yazdı ve şöyle dedi:
“Bu kitapçığın geliştirilmiş versiyonu büyük bir talep olduğu için basmaya karar verdim. New York ve Washington´daki izleri Almanya’ya kadar sürülebilen fanatik islamcıların eylemleri bizi haklı çıkarmıştır. Bu olaylar bizlere bir kez daha Müslümanlar arasında sadece aşırı dinci değil aynı zamanda şiddete meyilli kişi şve grupların varlığını da göstermiştir. Bu gerçek bugüne kadar gözardı edilmiştir… Şu soru benim için elzemdir: Anayasaya düşman organizelerin varlığından hareketle yasal İslamcı akıma masumiyet çerçevesinde yaklaşmak doğru mu veya ciddi bir toplumsal tehdidi hafife mi alıyoruz? Bu bakımdan olayları yakından takip eden birisi olarak istihbaratların çalışmalarından memnuniyetimi ifade etmeliyim.”
2001 yılında meydana gelen 11 Eylül saldırısı sonrası Ceyhun’un Avrupa’daki İslami yapılarla mücadelesi daha da sertleşti.
2000 yılında artık Yeşiller’den ayrılmış ve Sosyal Demokrat Parti’ye katılmıştı.
12 Şubat 2002 günü artık Sosyal Demokrat Parti’nin temsilcisi olarak bulunduğu Avrupa Parlamentosu’nda görüşülmekte olan bir terör yasası ile ilgili söz aldı ve şöyle dedi:
“11 Eylül’de hepimiz uyandık. Sadece terörizm tanımlaması ve Avrupa tutuklama kararı yeterli değil. Almanya’da 30 bin taraftarı olan Milli Görüş adıyla veya Berlin’de İslam Federasyonu adıyla bir grup var. Devlet okullarında İslam dini dersi verme hakkından faydalanıp çocuklarda beyin yıkama uygulamalarına izin verildiği takdirde bunlar bazı konularda benim için en az terör örgütleri kadar tehlikelidir.”
Bu açıklaması ertesi gün Alman ve Türk medyasında “Milli Görüş terör örgütü gibi” başlıklarıyla çıktı.
Avrupa Milli Görüş Teşkilatı, Ozan Ceyhun hakkında hakaret davası açtı. O davayı açan Avrupa Milli Görüş Teşkilatı’nın yöneticilerinden biri Mustafa Yeneroğlu’ydu.
Ozan Ceyhun, sadece Almanya’daki Milli Görüş Teşkilatı’na karşı değil, Türkiye’deki AK Parti’ye karşı da bu katı tutumunu sürdürdü.
AK Parti’nin kuruluşu için “AKP köktendinci. Dini siyasete alet ediyorlar. İsimleri değişse de orijinali Milli Görüş’ten geliyor. Avusturya’da Haider iktidara geldiğinde Avrupa ilişkileri dondurmuştu” dedi.
2002 seçimlerine doğru gidilirken verdiği bir röportajda ise şöyle konuştu: “İslâm zaten korkulan bir olay haline gelmiş durumda, 11 Eylül teröründen beri. Türkiye’de de eşi ve kızları başörtülü̈ aile pozları veren bir başbakanı AB’nin klâsik normlarına uymuyor. AB modern İslâm’a karşı değil ama modern İslâm’da da AKP’nin sunduğu fotoğraflar yok. Sonuç olarak, türban gibi konuların insan hakları çerçevesinde tartışılması safsatası bunun örneği. Avrupa’da aklı başında olan politikacıların Türkiye’deki bu gelişmelerden dolayı tedirgin olmaları ve Türkiye’de köktendinci bir partinin iktidara gelmesinin ne derece AB çıkarlarına uygun olup, olmadığını sormaları bence haklı bir tavır."
2007 Cumhurbaşkanlığı krizi sırasında da bu katı laik tutumunu korudu:
“3,5 ay önce Türkiye’nin karışmasına neden olan isim yine Cumhurbaşkanı adayı. Bakalım Türkiye bu sefer ne tür tatsızlıklar yaşayacak. Aslında 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri sonrasında bu bir tür “provakasyon” tarzı adaya ihtiyacı yoktu AKP’nin ve de dolayısıyla Türkiye’nin. Yeni bir mecliste uzlaşıcı bir tutumla belki de “türban” konusundaki hedeflerine bile daha kolay ulaşma şansını yakalamıştı AKP’liler. Şimdi ise “ille de Abdullah Gül” kararı ile muhtemelen kendi kendilerini çelmelemekteler. Göreceğiz. AB cephesinde bu kararı sevinç çığlıkları ile kutlayanlar ya da Türkiye’nin geleceği açısından kaygı duyanların yorumlarını izlemekteyiz. “Türbanlı bir eşin olması ya da din ağırlıklı bir politikanın temsilcisi olmak” hiç bir şekilde Cumhurbaşkanı olmaya engel değildir” diyenler acaba kendi ülkelerinde aynı soruyu nasıl cevaplandırırlardı çok merak ediyorum.”
Sonra partisi Alman SPD ile de ilişkileri bozuldu. Sonra ne olduysa 2008’den sonra bir anda hiçbir ilgisi olmayan Kıbrıs’ta ortaya çıktı. Kıbrıs’taki gazetelerde köşe yazarlığı yapmaya, AK Parti siyasetini destekleyen yazılar yazmaya başladı. Özellikle de AB’den sorumlu bakan Egemen Bağış’a çok yakın görünüyor, Kıbrıs’ta onun danışmanı gibi davranıyordu.
O dönemde yazdığı yazıların pek çoğunun konusu bakan Egemen Bağış’tı. Bir kaç yazı başlığına bakalım:
“Egemen Bağış’ın doğru zamanda doğru açıklamaları”
“Kıbrıs uzmanı baş müzakereci”
“Egemen Bağış Kıbrıs için bir şanstır”.
Bu arada Kıbrıs’taki siyasetçilerle ve gazetecilerle çok sert polemiklere girdi. Cumhurbaşkanı Eroğlu verdiği bir röportajda onun için şöyle dedi:
“Eski Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun'u Mustafa Sarıgül'ün yanında tanıdım. Bana gelip iş istedi, geçmişini araştırdım, baktım uygun görmedim. Şimdi Egemen Bağış'ın bir numaralı dostuymuş. Bir zamanlar "Bağış adına" derken, şimdi de "Türkiye hükümeti adına konuşuyorum" demeye başladı; mide bulandırıyor”
Ceyhun bu iddiaya karşı Eroğlu’nu yalan söylemekle suçladı.
Ama Ankara’ya, bir bakana çok yakın eski bir AP milletvekili olarak adada tam olarak belirsiz bir resmi pozisyonla, siyasi tartışmaların ortasında olmaya devam etti.
Ergenekon davaları sırasında Ergenekonculukla suçladığı Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu için 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilirken “Paralel yapının adayına verilecek her oy Kıbrıs Türk’ünü sırtından vuran bir hançer olacaktır” diye tweet atması tartışıldı.
2016 darbe girişiminden sonra da bir grup Kıbrıslı gazeteciyi FETÖ’cülükle suçlaması, onların bazı tweetlerini Cumhurbaşkanlığı yetkililerine mentionlayarak ihbar etmesi tepki çekti.
Sonra Kıbrıs gazetelerinden Daily Sabah yazarlığına geçti. 2015 seçimlerinde AK Parti’den İzmir milletvekili adayı olarak gösterildi ama kazanamadı. 2018 yılında bu seçim kampanyası sırasında İzmir’de tanıştığı başörtülü bir hanımla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı bir törenle evlendi.
Tabii ki insanların fikirleri, inançları değişebilir, hidayete de erebilirler.
Ama ikna edici özeleştiriler vermeden, açıklama yapmadan bu kadar ciddi pozisyon değişimleri herhalde hidayet hikayesiyle açıklanamaz.
Ozan Ceyhun bu tarz eleştiriler için Hürriyet’e verdiği röportajda kendisini şöyle savundu:
“Ülkesi uğruna Avrupa’da çok köprüleri yıkmış, bedeller ödemiş birinin, siyasetini ve medyasını çok iyi tanıdığı bir ülkede çalışacak olmasından rahatsız olanlar var. Ben yıllardır Türkiye düşmanı medyanın her türlü saldırısına karşı ülkemi savunan, dik duran biriyim. Buna şahit olan MHP milletvekilleri de var. Şu anda bana yönelik yazılanlara en çok PKK, FETÖ ve düşmanlarımız seviniyor. Ülkeme canım feda.”
Bu savunma karşısında ne söylenebilir ki!
2000 yılında “terör örgütü gibi” dediği Milli Görüş’ün devamı olan AK Parti tarafından 2020 yılında Viyana’ya büyükelçi olarak atandı.
20 yıl önce bu konuşmaları, kitapları yüzünden ona dava açan Mustafa Yeneroğlu ise bu AK Parti’den istifa etti.
Böylece Fouché’nin kendi hikayesi olmasa da, Türkiye’den bir Fouché hikayesi daha bu kez Viyana’da mutlu sonla bitti...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025