Baskın ORAN
Her toplum, zaman içinde atılımlar yaparak daha olumluya (uygarlaşmaya, demokratlaşmaya, vb.) doğru gelişir. Ama bunu söylerken en az üç şerh koymak lazım:
a) Her olumlu şey, en azından bir süre olumsuzluk da getirebilir.
Ne gibi, uygarlaşmanın doğaya zarar verebilmesi, gibi.
b) Olumluya yöneliş, yukarıya fırlayan düz bir çizgi halinde olmaz. Zikzaklıdır. Her toplumda zaman zaman geriye gidişler yaşanır, sonra olumluya yöneliş yeniden başlar. Ve bu yöneliş, bir önce yaşanan geriye gidişten çıkarılan tecrübeler sayesinde gerçekleşir.
Ne gibi, Nazilerden sonra Almanya’nın bugünkü demokrasisi, gibi.
c) Olumluya yönelişin bir trend oluşturması zaman alır. Biz her şeyi genellikle insanın yaşam süresi üzerinden düşünürüz ve bunda, “ölmeden görebilmeliyim” bencilliğinin de büyük rolü vardır. Oysa ulusların yaşam süresi çok daha geniş zamana yayılır. Bunu hesaba katmadığımızdan, arada karamsarlıklar yaşayabiliriz.
Ne gibi, şu andaki baskılardan bunalmış halimiz, gibi. Ayrıca, bize çektirilenlerin önümüzdeki dönemde muhtemelen daha da artacak olması, gibi.
***
Şimdi gelelim, insanın aklını (veya başka tarafını) tavana vurduracak olumsuzluklar içinde debelenen 2019 seçimi meselesine. Yakın tarihten alıp, hızla bugüne.
1) 1923 devrimi olumluya doğru büyük bir atılımdı; buna siyaset biliminde “yukarıdan devrim” diyoruz. 1923 zorlaması olmasaydı bugün hâlâ, örneğin kadınlara oy hakkı diye inliyor olabilirdik.
Tabii, köhne bir Ortaçağ imparatorluğunun bir anda uygarlaşması, demokratikleşmesi mümkün değildi. Yeni bir devlet ve ulus kuruluyordu. Tek Parti ve Tek Adam dönemi yaşandı ve özellikle Gayrimüslimlere ve Kürtlere ciddi acılar verdi.
***
2) İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra önemli bir atılım oldu ve çok partili döneme geçtik. Demokrasinin ilk seçimini 1946’da yaptık. Bu seçimi, aynı yıl kurulmuş Demokrat Parti (DP) karşısında dönemin iktidarı CHP kazandı.
Büyük seçim yolsuzlukları yaparak kazandı. Nereden biliyorum, o tarihte çok sert bir Menderes aleyhtarı ve Demokrat Parti (DP) karşıtı olan CHP milletvekili babam evde söylemişti bir gün de, oradan biliyorum. Daha sağlam kaynak lazım mı?
***
3) Bir sonraki seçimlerle yani 1950’yle demokrasiye doğru çok önemli bir atılım yaptık. DP kazandı. İnsanlara nefes aldırdı.
Ama sonra Tek Parti dönemini aratacak şeyler yapmaya başladı. 1957 seçimleri aynen 46’daki gibi bir rezaletti. Hatırlıyorum, daha seçim sürerken, “DP’nin Borazanı” diye maruf olan radyodan seçim sonuçları ilan edilmeye başlanmıştı. Düşünün, İstanbul Beyoğlu’ndan sandıklar kaçırıldıktan sonra, doğuda neler yapılmadı.
***
4) DP’nin bu ikinci dönemindeki geri gidişin sağladığı tecrübeyle, 1961 Anayasası çok büyük bir atılım getirdi. YSK anayasal kuruluş yapıldı ve yargıç güvencesine alındı. Radyolar (o tarihte TV yoktu) özerkleştirilen TRT çatısında toplandı ve tarafsız yayın yapmaya başladı.
Fakat 27 Mayıs 1960’tan pek hoşlanan askerler, yukarıdan devrimin tek atımlık silah olduğunu hesaba katmadılar. Darbe silahını 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de ve de 28 Şubat 1997’de “Kemalizm” adına tekrar tekrar ateşleyerek namlunun suratımıza patlamasına sebep oldular. R. T. Erdoğan nasıl iktidar oldu sanıyorsunuz?
***
5) DP gibi, AKP’nin iktidara geçmesi de bir atılım idi. Hem o âna kadar aşağılanmış insanların rehabilitasyon olanağını yakalaması, hem de “Ah İslam bi gelse, bi gelse, her şey güllük gülistanlık oluvercek”in herkes nezdinde test edilmesi açısından.
AKP’nin ilk dönemi de DP’nin ilk dönemi gibi genellikle çok olumlu oldu. İkinci dönemi ise aynen DP’ye benzedi. AKP, DP tecrübesinden ders almadığı için, özellikle 2016’dan sonra Türkiye en sıradan bir muhalif için bile cehenneme döndü.
Bu ders almama durumu şimdi 2019 seçimlerinde bütünüyle somutlaşmış bulunuyor. Gerçekten inanılmaz şeyler yaşamaktayız. Şöyle özetlenebilir: “Biz kazanana kadar oy sayımı, kazanamazsak son kerteye kadar itiraz, o da işe yaramazsa seçimin tekrarı, o da işe yaramazsa…”
Üç nokta koydum, çünkü sonrasını AKP’liler ve partili cumhurbaşkanı da bilmiyor.
***
İşte bu bilmeyiş, bu tükenmişliktir ki, Türkiye toplumunun yukarı gidiş çizgisini tekrar ve çok güçlü biçimde başlatacak. Çünkü bu seferki geri gidişin çünküleri biraz fazla birikti artık:
Çünkü, partili cumhurbaşkanının “ABD’de %1 gibi sıkıntılı oy olsa seçim yenileniyor” türünden aldatmacalarını bizzat AKP’ye yakın olanlar ortaya çıkarıp yazıyor. “İstanbul'da 13-14 bin farkla seçimi kazandım havasına kimsenin girmesine gerek yok” türünden inanılmaz lafları insanlar “Kaç oy fark lazımdı mesela?” diye istihzayla karşılıyor.
Çünkü, her ülkede ancak muhalefet partilerinin yapacağı şikâyetleri, her şeye kesin hâkim vaziyetteki iktidar partisi AKP yapıyor. Her an el yükselten ve “Sandık başlarında FETÖ vardı”dan başlayıp şimdi de tek kanıt göstermeden “Organize suç var” diyebilen bir Partili CB var.
Çünkü, YSK başkanı “Sahte seçmen de yok, hayalî seçmen de” demişken ve listeler kesinleşip seçim de yapılmışken, şu anda polis İstanbul’da evleri basıp “hayalî seçmen” arıyor. Onlar ararken, YSK Başkanı KHK’yle (yani, yargı kararı dışı) atılanların mazbatalarının verilmeyeceğini ilan ediyor.
Çünkü, seçimden sonra ekonominin tamamen elden avuçtan çıkacağını herkes görüp titriyor.
Çünkü oy torbalarına sarılmış uyuyanların fotoları bir daha akıllardan çıkmayacak.
Çünkü, mesela, HDP’yi geçerek Dersim belediye başkanı olmuş TKP’li Maçoğlu’na mazbatası “açıklanamayacak güvenlik gerekçesi”yle verilmiyor. Maçoğlu nihayet alabildiği zaman da kayyım vali, yönetimi kendisine 68 milyon TL borçla devrediyor. Ve, ‘Biz bu borçları vatandaşlarımıza hizmet için harcadık’ demeyi bile akıl edemeyerek, savunmasını “Kendisini tehdit eden Kandil’le uzlaşma çabasını kayyım dönemine çamur atarak sağlamaya çalışmaktadır" diye yapıyor. HDP’den kazananlara ise, gerekçe filan yok, mazbataları hiç verilmiyor.
Çünkü CHP şok tedavisi gördü ve Kürtlersiz demokrasi olamayacağını o bile idrak etti.
Çünkü işin şeyinin çıkması sonucu AKP’de acayip bir panik başladı. Bunu görmek için, İBB koltuğunu Ekrem İmamoğlu'na bırakacak AKP'li Mevlüt Uysal’ın şu i-na-nıl-maz sözlerini dinlemek kafi: “Kaydı düşürülen seçmenlerin soy ismi tarandığı zaman AK Parti'ye oy veren kişiler olduğunu görebiliyoruz”. Lâ Havle ve Lâ Kuvvete!
Çünkü, videosunu izlemişsinizdir, 15 Temmuz gazisi ve eski AKP İBB Meclis üyesi Muharrem Kaşıtoğlu şöyle diyor: "15 Temmuz'da nasıl demokrasi tehlikede diye FSM köprüsüne koştuysam, seçimler iptal edilirse demokrasiye sahip çıkma adına İmamoğlu'nun seçim kampanyasında tereddütsüz ve beklentisiz yer alırım".
Ve çünkü, büyü artık bozuldu. Düzelmez. Geçmiş olsun.
***
Buraya kadar özetlediklerimin teorik modeline geri dönerek bitirelim:
Toplumlar hep ileriye doğru gelişirler, zaman zaman geriye giderler, ama bu bir “kısır döngü” (fasit daire) değildir. “Yükselen sarmal”dır. Her çember ekleyişte toplum biraz daha gelişir, biraz daha bilinçlenir.
Bu bilinçlenme sürecinin şu anda ulaştığı noktadayız.
İkide bir “Baba Diyalektik” dediğim de bu, zaten. Partili CB Erdoğan ve partisi AKP bunları yapacaktı ki, Türkiye toplumu yükselen sarmalın bir üst çemberine sıçrayabilsin. Bir daha böyle rezalet yaşanmasın.
“Milli irade” diye takdim edilegelen Sandık Fetişizmi bir daha dönmemek üzere başımızdan ırılsın.
Çok Önemli Not: Böylesi bir iktidar varken, ben açlık grevlerinin ve hele de cezaevinde kendi canına kıymaların kesinlikle karşısındayım. İktidarın umurunda olmayan bu eylemler durmalıdır. İnsan hayatının üstünde hiçbir değer olamaz.
Şu andaki düzen öyle bir düzen ki, cezaevi yönetimine dilekçe verme hakkı bile kalmadı. Bir hükümlü, altı tutuklu arkadaşıyla birlikte cezaevi koşulları hakkında cezaevi yönetimine 12 Eylül 2018 tarihinde bir dilekçe yazıyor ve mevzuat gereği Adalet Bakanlığı’na iletilmesini istiyor. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu hükümlüyü “örgüt propagandası” suçlamasıyla yeniden cezalandırmak için harekete geçmiş vaziyette!
Bu korkunç durum 12 Mart ve 12 Eylül askerî darbeleri zamanında bile görülmemiştir. Cezaevindeki gençlerimizin ölümlerinden kimlerin sorumlu olduğunu yakın tarih yazacaktır. Fakat bu arada gençler ölüp gidecek, aileleri perişan olacaktır.
Açlık grevlerinin ve özellikle de intiharların derhal durması lazımdır! İnsan hayatının üstünde hiçbir zaman hiçbir değer olamaz!
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
27.02.2025
27.12.2024
14.11.2024
1.11.2024
25.10.2024
18.10.2024
27.09.2024