Eser KARAKAŞ
Konu Fox TV ekranlarında yayınlanan “Kızıl Goncalar” dizisi.
Ne yalan söyleyeyim, bu diziyi şimdiye kadar hiç seyretmedim, hangi gün hangi saatte yayınlanıyor, bundan da haberim yok, seyretmeye niyetim de yok (idi), RTÜK Başkanı dizinin çok iyi bir reklamını yaptı, yapımcılar bence zat-ı alilerine, RTÜK Başkanı’na teşekkür etmeliler, bir gün dizi yasaklanmadan seyretmek istiyorum şimdi.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin gerçekten çok ağır saçmalamış bu diziye yönelik görüşlerini basınla paylaşırken.
Aslında RTÜK Başkanı’nın kullandığı ifadeler Erdoğan’ın ve AKP’nin 2012 sonrası serencamının tam bir tercümesi, Ebubekir Şahin, Erdoğan ve AKP’nin mikrofonu, Erdoğan ve AKP’nin son on küsur senede nasıl irtifa kaybettiklerinin bir röntgeni.
RTÜK Başkanı’nın söylediklerinin istisnasız tümü saçma sapan, dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde bir anayasal üst kurul başkanı bu ifadeleri kullanamaz, kullanırsa da o görevini sürdüremez ama birileri çıkar “Eser Bey, sen de ağır saçmalıyorsun, burası Türkiye, Türkiye’de bir demokratik hukuk devleti yok yani bir kamu görevlisinin bu saçma lafları söylemesini senin de eleştirmen Şahin’in söyledikleri kadar saçma” dese ben de tutarlı bir yanıt veremeyebilirim doğrusu.
Gelelim Ebubekir Şahin’in ifadelerine, bakın ne demokratik inciler dökülmüş ortalığa:
Ebubekir Şahin: “Hiç kimse Türk halkının millî ve manevi değerleriyle dalga geçemez. Değerlerimizi küçümseyemez. Algı oyunlarıyla vatandaşlarımızı aşağılayamaz”.
Bu lafı ben kafamdan uydurmuyorum, Şahin’in basına yansıyan demecinden kopyala-yapıştır yöntemi ile alıyorum, başka bir ifade ile Şahin aynen bunları söylemiş.
Aslında RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’i bu ifade nedeniyle büyük bir içtenlikle kutlamak lazım, iki satırı bulmayan, bağlaçlar dahil 16 kelimelik bir cümlede bu kadar çok yanlış yapmak için demek mutlaka Erdoğan komutasındaki bir üst kurulun milli ve manevi başkanı olmak gerekiyor.
“Türk halkının millî ve manevi değerleri” ne demek, bunu bilen var mı aramızda?
Benim bilmediğim başka bir üst kurul da, mesela “Milli ve manevi değerler üst kurulu” mu bu değerler manzumesini saptıyor acaba?
Yoksa birileri, demokratik hukuk devleti ilkelerinden, birlikte yaşama prensiplerinden bir nebze dahi nasiplenememiş birileri kendi değerlerini (!!!) topluma alenen empoze mi etmek istiyor?
Gerçekten çok merak ediyorum, bu ülkenin bir vatandaşı olarak bu “milli ve manevi değerler” ne demek, örneğin bendeniz de bu halkın bir parçasıyım ama Ebubekir Bey ile herhangi bir değeri paylaştığımı hiç zannetmiyorum.
Mesela yaklaşık her ihaleyi hiçbir yasal gerekçesi olmadan ilgili kanunun 21-b maddesine göre yani davet usulü ile mi açmak “milli ve manevi değerdir”?
Mesela yürürlükteki yasalara aykırı olmasa bile yönetimin en tepesinde görev yapanların en yakınlarının, yakın akrabalarının vergi cennetlerine, mesela Man adalarına vergiden kaçınmak için para götürmeleri mi “milli ve manevi değerdir”?
Mesela, “milli ve manevi” değerlerimiz lafını, gerçekten sadece bir laf, dilinden düşürmeyen eski bir içişleri bakanının “İBB’de 500 terörist çalışıyor” lafı için mahkemede “bu lafı siyaseten söyledim” demesi mi milli ve manevi değerlere tam denk düşüyor?
Mesela, Kolombiya’dan ülkemize yola çıkarken Kolombiya polisi tarafından yakalanan 5 ton kokaininin Türkiye’deki alıcısının hala ortaya çıkmamış olması mı (dört sene oldu) milli ve manevi değerlerimizin bir yansımasıdır?
Mesela, yaklaşık yedi, sekiz aylık bir süre zarfında topraklarımızda işlenen tüyler ürpertici Kaşıkçı cinayeti için önce “gösteririz ama vermeyiz”, hemen sonra da “hem göstermek hem vermek” mi milli ve manevi değerlerimize daha uygun?
Mesela 16 kelimelik bir açıklamada bu kadar çok yanlış yapmak mı “milli ve manevi” değer?
EBUBEKİR ŞAHİN İŞİN ÖZETİ GALİBA
Söz konusu olan bir televizyon dizisi, sanat değeri konusunda bir görüşüm yok ve olamaz da ama bir televizyon yapımının toplumun değerleri ile biraz dalga geçmesi kadar normal ne olabilir ki diye düşünüyorum, bu işin sonu tarih ve edebiyat kara cahillerinin “Selam verdim rüşvet değil deyu almadılar” diyen Fuzuli (16. Yüzyıl) hakkında soruşturma açmalarına kadar gidebilir.
Ebubekir Şahin bu 16. kelimelik şaheserinde toplumun bazı değerleriyle dalga geçilmesini, bu değerlerin eleştirilmesini, bu değerleri “aşağılamak” olarak anlamış, gerçekten çok yazık. Şahsı için de çok yazık, bize ne bundan ama önemli bir kamu kuruluşunun tepesinde bu kişi, bu anayasal kurum için çok acıklı. Eleştiriye kapalı bir kafanın ve daha önemlisi Türkiye’nin gelebileceği çok acıklı yer bu olsa gerek.
İşin içinde ağır cehalet de var, bu “milli ve manevi değer” savunucuları bugün hukuken Türkiye’yi de bağlayan AİHM’in (yeni adıyla) 1976 tarihli Handyside kararından da haberleri yok.
Ağızlarından “milli ve manevi değerlerimiz” ifadesini eksik etmeyenlerin hiç girmedikleri alanlar, değerler (!!!) de var necip ülkemizde, bir iki örnek verebiliriz:
1-Günde beş işçi iş kazası denen cinayetlerde hayatlarını kaybediyorlar, hayat söz konusu, bu cinayetler, AB ile uyumlu kamu politikaları ile adeta tümüyle önlenebilir ama bizim “milli ve manevi” değer meraklılarımızın umurunda bile değil, anlaşılan güvenlik önlemleri almayarak, bu önlemleri azaltarak yapılan tasarruf, elde edilen pis para (bakınız mesela Soma faciası) günde beşe çıkan can kayıplarından çok daha milli ve manevi.
2-Ensest denen korkunçluğun yaygınlığı biliniyor ama kimse bu konuya “milli ve manevi” değerlerimiz üzerinden bir eleştiri getirmiyor nedense.
3-Kimse çok yaygın kadın cinayetleri, aile içi şiddetin boyutları, kadınların kocaları, kızların babaları, abileri tarafından dövülmesi için milli ve manevi eleştiriler getirmiyor yine nedense.
Topluma yakından baktığınızda şunu görüyorsunuz, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, gerçekten bu ülkenin tam bir “milli ve manevi” değer örneği, işin özeti bu galiba.
Yargı, ODTÜ’de yurt yönetmeliğindeki genel ahlaka uygunluk ifadesini öğrencilerin başvurusu üzerine iptal etmiş; keşke ODTÜ yurt yönetmeliğine değil de mesela Kamu İhale Kanunu’na bir genel ahlaka uygunluk ibaresi konsa.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025