Eser KARAKAŞ
Bir zamanlar, çok değil, yaklaşık on-on bir sene önce bir erke dönergeç hikayesi vardı; iddiaya göre, bizimkiler, bazı askerler ve bazı, mühendisler enerji tüketmeden çalışan bir makine icat etmişlerdi.
Bu aletin tanıtım toplantılarına başsavcılar, generaller falan da katıldı ama sonradan bu dehşet icadın başka bir şey olduğu yönünde tevatür artınca iddialar da azaldı, işitilmez oldu; yakın tarihin bu ilginç icadını hatırlamayanların internetten bakmalarını, isterlerse gülmelerini, isterlerse de acı acı düşünmelerini öneririm.
Şimdi de piyasada başka bir iddia var; bazı gazete yazarlarının, isimlerini izninizle anmak dahi istemiyorum, kamu vicdanı ölçümetresi gibi bir alet icat ettiklerinden bahsediliyor.
Altı gazeteci, yazar ve öğretim üyesi hakkında 26. Ağır Ceza Mahkemesi eski idam cezasına tekabül eden ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi.
Bu altı kişiden üçünü tanıyorum, Mehmet’i çok da yakından tanıyorum, herhalde terörist yaftası memlekette en çok bu arkadaşlarda sırıtıyor.
Kamu vicdanı ölçümetresi icat ettiklerini iddia eden başka gazeteciler de Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan ve Ahmet Altan hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını biraz (!!!) abartılı bulmuş olacaklar ki, böyle bir şeye gerek olmadığını zira zaten bu isimlerin kamu vicdanında müebbete mahkum edildiklerini, başka cezaya da gerek olmadığını ifade ediyorlar.
Bu gazetecilerin kullandıkları kamu vicdanı ölçümetresi nasıl bir şeydir, ölçümü nasıl yaptılar, bilemiyorum ama şayet ellerinde bir gazetecilik meslek, birikim ve bilgi ölçümetresi olsa idi ve bu aleti önce kendi üzerlerinde deneselerdi, ortaya çıkacak korkunç sonuçları düşünmek bile istemem.
Bir eylem, bir ifade, herhangi bir aksiyon hukuk karşısında ya suçtur ya da değildir.
Bizim örneğimizde “suçtur”un karşılığı da biraz karışık çünkü söz konusu suça hükmedenler Anayasa Mahkemesi kararlarını bile uygulamayarak çok ağır hukuk suçu işlemiş insanlar, başka bir ifade ile, bu insanların başkaları hakkında verdikleri “suçtur” kararının hüküm değeri nedir, hiç belli değil.
Bu günlerde heyecanla söz konusu altı kişi için verilen, bir hakimin muhalefet şerhi yazacağı ağırlaştırılmış müebbet kararının gerekçesini bekliyorum zira hakimler Anayasa Mahkemesi kararını uygulamama kararı verirken elde bulunan ama şimdiye kadar açıklamadıkları (savunmaya verilmeyen delil ne demekse) delillerden bahsettiler, ben de mesela Mehmet için bu gizli delillerin ne olduklarını öğrenmek istiyorum ve bu da, bir yurttaş olarak, millet adına karar ürettikleri iddia edilen hakimler heyetinin bana anayasal hukuk borcu.
Gelelim şu yeni kamu vicdanı ölçümetresi meselesine.
Bir ifade, bir görüş, bir yaklaşım, bir ideoloji şayet şiddet, nefret söylemi ya da hakaret içerdiği yargı tarafından kanıtlanamazsa, tamamen ifade özgürlüğünün evrensel standartları tarafından koruma altındadır ve bu fikirlerin özgürce fikir piyasasında dolaşımı esastır, kimsenin de bu fikirler için, uydurma kanaatlere istinaden kamu vicdanında zaten bunlar yargılandı ve mahkum oldular deme hakkı yoktur, en hafif deyimiyle cehalet ve terbiyesizliktir.
Bir meşhur laf vardır, “bir lafa bir de söyleyene bakarım” diye.
Söyleyenlere bakarsanız zaten başka söze de gerek kalmıyor.
Birilerinin, meşru bir mahkumiyet kararı ortada yokken, kamu vicdanı gibi kaypak, tanımsız, ölçümsüz kavramlarla birilerini, üstelik o birilerinin de şimdilik kendilerini savunma hakları bile yokken suçlamalarının o muhayyel kamu vicdanında karşılığı acaba ne olur, lütfen bu kamu vicdanı ölçümetresinde buna da, şayet mümkünse bir baksınlar ve doğru dürüst adam gibi davranmayı öğrensinler.
Suçsuzluk kavramını kamu vicdanı ile karşı karşıya getirme çabaları gerçekten mide bulandırıcıdır.
Yasalarda demiyorum ama evrensel hukuk çerçevesinde suç teşkil etmeyen bir eylemi, bir ifadeyi vicdanen yargılama fikri dangalakçadır, o kadar.
Hukukun ve ceza hukukun menşei de nihai olarak vicdandır, mantıktır da ondan.
Ama siz vicdansız ve mantıksızsanız yapacak bir şey de pek yok demektir.
Erke dönengeç ne ise kamu vicdanı ölçümetresi arayışı da aynı şeydir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025
18.08.2025
12.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025