Etyen MAHÇUPYAN
Olayın geldiği nokta artık ani bir geri dönüşü mümkün kılmıyor. Bundan sonrası hükümet ve Başbakan ile Hizmet Hareketi'nin etkili isimleri arasında bir aklıselim ortamının sağlanıp sağlanmayacağına bağlı.
Bu da her iki tarafta militanlaşma ve belden aşağı vurma eğiliminin cazibesini kaybetmesiyle, serinkanlı bir bakışın hâkim olmasıyla ve sahici bir konuşmanın yapılabilmesiyle ilintili. Kimseyi olayın salt bir eğitim sorunu olduğuna, siyasi alan paylaşımını ima etmediğine inandırmak mümkün değil ve bu duruma gelinmesinde ille de tek bir tarafta ‘suç' aramak yapıcı bir tutum olmaz.
Siyaseti bir yana koyarsak dershane meselesi ile ilgili olarak şunları herhalde söyleyebiliriz: 1) Dershaneler var olan eğitim anlayışının ve yükseköğrenim sisteminin yarattığı bir talebin piyasa tarafından karşılanmasıdır. 2) Söz konusu sistem çeşitli kronik sorunlarla yüklüdür ve reforma muhtaçtır. 3) Dolayısıyla bu sistemin sonucu olan dershaneler de sistemi düzeltmemekte, sadece toplumun bu yanlışa uyum sağlama çabasını ifade etmektedir. 4) Bu nedenle eğitim ve yükseköğrenim yapısının ‘düzeltilmesinden' söz edilecekse, bunun anlamı dershanelerin de ortadan kalkacağı bir dönüşümün yaşanması gerektiğidir. 5) Öte yandan böylesine karmaşık ve köklü bir toplumsal sorunun bir anda dönüşmesi gerçekçi olmadığı gibi, istenilir de değildir. 6) Sağlıklı çözüm ancak bir geçiş süreci içerisinde üretilebilir ve konuyla ilgili ‘paydaşların' katılımına ve katkılarına muhtaçtır. 7) Karşılıklı anlayışa ve aklın gereğinin yapılmasına dayanan bir ilişki üretilmediği takdirde konu kaçınılmaz olarak daha da siyasi olma yolunda ilerleyecek ve her iki tarafa da zarar verecektir.
Bu tespitler doğru olduğu ölçüde, ‘karar verdik dershaneler kalkacak' tavrı ile ‘bakın dershaneler ne kadar gerekli' tavrı arasında bir fark kalmamakta, ileri sürülen argümanlar etkisiz kalmakta, çünkü olay tümüyle siyasi çerçeve içinde algılanmaktadır. Hükümet dershanelerin kaldırılması halinde ne tür bir eğitim mekanizması üretileceğini kamuoyuna sunamadığı gibi, bu yeni sistemin kime ne getirip ne götüreceğini de inandırıcı bir şekilde açıklayamamıştır. Buna karşılık Hizmet Hareketi de, kendisini var olan yanlış sistemin savunuculuğuna indirgemek durumunda kalmış, kamuoyu karşısında mağduriyetleri aşan bir inandırıcılık sergilemekte zorlanmıştır. Bu andan itibaren farklı bir dilin ve iletişim biçiminin gereğini idrak etmeyi taraflara bırakarak, dershane olgusunun toplumsal talep tarafına bakmaya çalışalım. Toplumun ekonomik güç açısından ikiye ayrıldığını kabul edelim: Dershane ücretini rahatlıkla ödeyenler ve ödemekte zorlananlar. Yeni orta sınıfın ve milli gelir artışının da etkisiyle ilk grubun % 30 civarında olduğunu, ödeme zorluğu çekecek olanların da % 70 olduğunu varsayalım. Diğer taraftan yetenekli, ‘evrensel kaliteye' haiz zihinsel becerilere sahip olan gençlerin oranının da kabaca % 10 olduğunu düşünelim. Ortaya dört toplumsal grup çıkacaktır: Yüksek gelirli ve yüksek kapasiteli gençler % 3, yüksek gelirli ama kapasitesiz gençler % 27, dar gelirli ve kapasiteli gençler % 7 ve dar gelirli ve kapasitesiz gençler % 63.
Alternatif bir sistemde ilk grubun her halükarda üniversiteye gireceğini, son grubun ise giremeyeceğini öngörebiliriz. Dershaneler de bu durumu etkilememektedir. Ancak dershane sistemi ikinci ve üçüncü grupları doğrudan etkilemekte, bazı az kapasiteli ama zengin gençlerin de durumlarını bir miktar iyileştirmekte, ancak çok daha önemli olarak kapasitesi olmasına karşın çok iyi olmayan bir lisede okuyan dar gelirli gençlerin şansını, burs imkânlarının da etkisiyle büyük ölçüde artırmaktadır. Buna karşılık % 63'lük gruptaki aileler ya çok zorluklarla çocuklarını boş yere dershaneye göndermiş olmaktalar, ya da maddi imkânsızlık nedeniyle gönderemedikleri ölçüde kendilerini çocukları karşısında ezik, toplum nezdinde dışlanmış hissetmekteler.
Bu tablo hükümet ile Hizmet Hareketi'nin farklı yaklaşımlarının nedenini de anlaşılır kılıyor. Hizmet Hareketi'nin gözü o dar gelirli ama yetenekli gençlerin üzerinde. Bu gençlere iyi eğitim olanaklarının verilmesi gerçekten de toplumun geleceği açısından mukayesesiz bir öneme sahip. Hükümetin gözü ise boşu boşuna para harcayan ve hayal kırıklığı yaşayan geniş kitlenin üzerinde… Sorunu bu grubun ihtiyaçlarını öne çıkararak çözmenin siyaseten daha doğru olduğu ise açık. Eğer yetenekli insanları öne çıkaran bir sistem üretilebilecekse dershanelere ihtiyaç yok. Ama zaman alacak olan böyle bir sistem oturana kadar iyi tasarlanmış bir geçiş döneminin üretilmesi ve tüm topluma anlatılması da şart.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023