Hasan GÜRKAN
Kucağında manton. Omzun omzuma değende dirseğin koluma
sokuluyor. Alıp başımı coğrafyamın ayak basmadık köşelerine
çekiliyorum. Mısralar, kelimeler, heceler, hatta harfler var ama,
sesler yok. Şiir, ses olmayan seslerin dünyasını şiirleştiriyor.
Biraz sonra program başlayacak, mısralar sese büründüğünde
içimdeki büyünün bozulmasından korkuyorum.
“okyanuslar büyük sevdalar gibidir Tulyokova / seyredilmeye
gelmez / okyanuslar yaşanılır.”
Şiir başladı. Salon soğuk değil ama ellerin üşüyebilir.
Amsterdamlı göçmenin sesi iklimime yayılıyor. Mısraları
yaşıyorum, bendekilere benziyor. Ellerine bakmıyorum,
parmağında Kafkasyalı gümüş bir yüzük var, görüyorum. Seni
tutup toprağımın harcıalem bütün seslerden arınmış bir köşesine götürüyorum.
Yüzün sedef tadında.
“Hoş geldin!” Ellerin bana dönük.
“Merhaba!” Sesin heyecandan terlemiş avuç sıcaklığında.
Ben henüz tam kavrayamamışken gidip Saman Sarısı’na
sarmallanıyorsun.
Ve “sağ elinde kederli bir gül açıyor / ağır ağır “
“kimseler yapamaz senin resmini / sen kendi resmini kendin de
yapamazsın / bir açılıp bir kapanır yüreğinde / senin resmini
ben yapacağım”
Salonu boşaltıyorum. Yerlerde yırtık kirlenmiş pankartlar .
Boş gazoz şişeleri. Miting sonrası alanlarının gergin yorgunluğu.
“Vakit hızla ilerliyor gece yarıları ışıklarını yeni / söndürmüş”
“Ortalıkta ikimizden başka kimse yoktu / ve sen bundan dolayı
bir resimdin açık maviyle çizilmiş.”
En sıcak, en sevdalı, en asi sesimi kavga alanlarında, toplantı
salonlarında, kaçak evlerin iğreti odalarında, sevdiğim kadınların ten kokan yataklarında okuduğum şiirlere kattım. Kürsünün
önünde, şurada ilk sırada ayakta, televizyonun karşısındaki
kanepede oturmuş, yastığımın yanında uzanmış beni dinliyordun. Hâlbuki benim ilk defa duyduğum sesin Saman Sarısı’na rengini veriyor. Şiire yakışıyorsun.
“bir parıltıydın düşümden damlamış / sol mememin üstüne.
Kucağında manton. Bozbulanık şaşkınlığım bitti çok şükür.
Bedeninin kokusunu duyuyorum. Toprağımda ne varsa
zaptetilemez bir yangına kesiyor. Tarifsiz kargaşalar, isyanlar
içindeyim. Hapiste rutubetli loş odada , şu sıvaları dökülmüş
çıplak duvarın dibinde acıdan it gibi titreyen ben değilim.
Miladımızdan önce, yılarca sürgünlüğüm oldu İstanbul.
İğretiliğim, biletsizliğim ve adressizliğimdi.
“Kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta / karlı pencerelerde / taze esmer bir yalaza olarak geçti alnımın üzerinden /
Şair Nikolas Gilyen Havana’ya döndü çoktan / yıllarca Avrupa ve Asya otellerinin hollerinde oturup / içtikti yudum yudum
şehirlerimizin hasretini “
Göçmenliğim seninle bitecek sanmıştım. Ama oturduğun sokak, hiç tanımadığım soğuk şehirlere çıkıyor. Amsterdamlı göçmen
sahnede, sen dinliyorsun, ben nafile bir yokuşu tırmanıyorum,
hep tırmanıyorum.
“vakit hızla ilerliyor, gece yarıları ışıklarını yeni / söndürmüş”
Karanlıkta başımı çevirmeden yüzüne bakıyorum. Yüzün bana yakışıyor. Ama sen “yoksun / yeryüzünün en güzel şehirlerinden
biri boşaldı.” Umut ne? “tramvaylar bomboş geçiyor “ Neden
böyle suratsız bir şafak! “biletçileri, vatmanları bile yok /
kahveler bomboş” Neden İstanbul diye bir şehir, almış sabahçı
kahvesini koynuna salya sümük uluyor.
Kaçıp sığındığımız Yıldız Parkı’nı biz tereddütlerimizden
çalmıştık. Önü sonu – en çok ta sonu – belli zamanlara ne çok
laflar
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.08.2022
9.08.2022
8.08.2022
11.07.2022
3.04.2022
19.03.2022
7.03.2022
31.01.2022
1.11.2021
4.10.2021