Hilâl KAPLAN
KCK, zihinlere "PKK'nın şehir yapılanması" olarak kazındı. Ancak KCK sözleşmesine baktığınızda, demokratik özerklik projesinin gerçekleşmesi durumunda kullanılacak, ekonomiden yargıya pek çok konuda maddeler içeren bir anayasal yapı sunduğunu görüyorsunuz. Bu minvalde KCK, sadece şehri değil, PKK ile ilintili bütün unsurları kapsayan devletimsi bir yapılanma tasavvuruna işaret ediyor. Ancak bu yapıyı yönlendiren ana faktör elbette ki PKK (Madde 36) ki tek başına bu madde bile mezkûr tasavvurun ne kadar anti-demokratik ve otoriter olduğunu müşahede etmeye yeter. KCK davası kapsamında yargılananlar da KCK-Türkiye Meclisi'ne üye olmakla suçlanıyorlar.
Bu mesele üzerine yazan kişilerin kaçı iddianameleri okudu bilmiyorum ama benim okuyabildiğim kadarıyla "PKK'nın şehir yapılanması" olarak adlandırılan KCK'nın yargılandığı davanın sanıkları içinde şehirlerdeki şiddet eylemlerine dolaylı veya dolaysız karışmış olan kişiler oldukça küçük bir azınlığı oluşturuyor. Bir diğer azınlığı da insanları dağa çıkarmaya yardımcı olduğu veya seçilmişler üzerinde vesayet kurduğu iddia edilenler oluşturuyor. Sanıkların çoğunluğuna yapılan suçlamaların dayanağıysa katıldıkları miting veya basın açıklamaları ile yaptıkları telefon konuşmalarından ibaret. Yöneltilen suçlamaların büyük çoğunluğunun içeriğininse şiddet olaylarıyla yakından uzaktan ilgisi yok. Telefon konuşması veya basın açıklaması sırasında kişinin "Kürdistan" ya da "gerilla" demesi dahi suç unsuru sayıldığından sanık sandalyesine oturtulması için kâfi görülüyor.
Zaten Diyarbekir'deki davanın iddianamesinin girişinde "korsan gösteri, molotof kokteyli atma, lastik yakma, taş atma" gibi şiddet içeren eylemler "basın açıklaması, miting, konser, festival, yürüyüş, oturma eylemi" gibi demokratik eylemlerle aynı cümlede, eşit biçimde suç olarak anılıyor. Yani hukukumuz nezdinde molotof kokteyli atmanın festivale katılmaktan, taş atmanın yürüyüş yapmaktan bir farkı yok. Böyle olunca da PKK tabanını 'şehirde' siyaseten temsil eden örgüt olan BDP bir anda KCK'ya eşitlenmiş oluyor. BDP'nin düzenlediği etkinlik veya yaptığı basın açıklaması "örgüt propagandası" sayılıp iddianameye dahil edilebiliyor.
Osman Baydemir özgürleşti mi?
KCK operasyonları ilk başladığından bugüne kadar sıklıkla savunulan argüman "BDP'yi PKK vesayetinden kurtarıyoruz" oldu. Osman Baydemir ismi bu argümanların temeline özenle yerleştirildi. Zira Baydemir, kamuoyunda BDP'nin ılımlı isimlerinden birisi olarak önplana çıkıyordu. "Şahin-güvercin" metaforuyla anlatılan BDP içindeki görüş farklılıkları öne sürülerek 'güvercin'lerin elinin güçlendirildiği, üzerlerindeki vesayetin kaldırıldığı söyleniyordu. Geldiğimiz noktada BDP'lileri tutuklayarak BDP'nin özgürleştirildiğini veya ılımlılaştığını iddia etmek mümkün mü? Osman Baydemir'in Hatip Dicle ve Fırat Anlı gibi isimlerin tutuklandığı gün basına yaptığı "Bizi güvercinler ve şahinler olarak ayıranlara ... diyoruz" diyerek küfrettiğini hatırlayın. Ya da iki gün önce verdiği "Benim üzerimden KCK operasyonları meşru ve haklı gösterilmeye çalışıyor. Beni lime lime de etseniz kendimi kullandırtmam. Cumhuriyet Savcıları tarafından bugüne kadar belki bin tane soruşturma açıldı. Mahkemelerde yüzlerce kez yargılandım. O zaman da seçilmiş belediye başkanıydım. Zulüm kimden gelirse gelsin zalime teslim olmayacağım. Halkıma ve halkımın değerlerine asla sırtımı dönmeyeceğim" beyanatına bakın.
BDP içinde "şahin-güvercin" diye özetlenen bir görüş farklılığı olduğuna katılıyorum ama aynı zamanda KCK operasyonlarının bu ayrımı gittikçe ortadan kaldırdığını ve herkesi 'şahin'leştirdiğini düşünüyorum. Üstelik şunu sormadan da geçemiyorum: Osman Baydemir'i yargılayan kişiyle alakalı haberleri "Osman Başkan'ı bu temizlikçi sorguladı" samimiyetinde veren basın organlarının, "Osman Başkan"ın kendisinin de KCK sanığı olduğundan haberi yok mu acaba? Baydemir gibi 'güvercin'leri özgürleştirmek için açıldığı söylenen KCK davası, Baydemir'i de sanık sandalyesine oturtarak kendinden mi özgürleştirecek yoksa? Madem KCK davası seçilmişleri PKK vesayetinden kurtarmaya yarıyor, öyleyse seçilmiş belediye başkanlarının yarısı neden içeride? Bu yargılamaların 'şahinler'in devlete dair öngörülerini haklı çıkardığını ve PKK'nın siyaset üzerindeki etkisini artırdığını görmek çok mu zor?
KCK davası ne hukuka ne de siyasete uygun
KCK davası mevcut durumda şiddete bulaşmamış BDP'lilerin tutuklandığı bir torba davaya dönüşmüş görünüyor. Ak Partili yetkililer "hukuken uygun" deyip KCK operasyonlarını savunuyorlar. Ancak hukuksal olan ile siyasal olan veya yargı ile yasama ve yürütme arasında keskin bir çizgi olmadığını belki de en iyi Ak Partililer biliyor. Zira Ak Parti yargının siyaset üzerindeki vesayetinden kurtulmak için pek çok yasa değişikliğine gitti, son referandumun temel noktası da buydu. O halde dolaylı veya dolaysız şiddet içermeyen eylemleri "terör suçu" kapsamından çıkarmanın Ak Parti'nin –eğer Kürt meselesinde mesafe katetmek isteniyorsa- üzerine vazife olduğu kanaatindeyim. "Yargı kararlarına saygı" diyerek işin içinden çıkanların siyaseten ne kadar yanlış bir yerde olduğunu Ak Partililer kapatma davası zamanından hatırlayacaklardır.
Mevcut Terörle Mücadele Kanunu, hiçbir şekilde şiddete başvurmamış insanları yol kesen, adam kaçıran, molotof atanlarla eşitliyor. Hepsini "terör suçu"ndan yargılıyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde, YSK'nın milletvekilliğini 'düşürdüğü' Hatip Dicle'nin yargılandığı bir davada savcı 10 yıl hapsini istedi. Sebep, bir kitapta PKK'lılar için "gerilla" demesi ve Öcalan'ın ev hapsine çıkarılması gerektiğini söylemesiydi. Günümüzde pek çok gazeteci-yazarın telaffuz ettiği bir görüşü Hatip Dicle dile getirince hapis cezası gündeme geliyor. Bunun Dicle'nin BDP'li olmasından dolayı cezalandırıldığı dışında başka bir izahı var mı? Yargı, kişinin konumu gibi sübjektif değerlere bakarak işleyen bir kurum mu? MİT Müsteşarının bile görevi gereği "Sayın Öcalan" demesinin anlayışla karşılandığı, "gerilla" veya "Kürdistan" kelimelerinin her gün televizyon ekranlarında veya gazetelerde rahatlıkla telaffuz edilebildiği bir dönemde BDP'lilerin bu sebeplerden yargılanmasını savunmak mümkün mü? Eğer değilse, ya "gerilla" ve "Öcalan'a ev hapsi" diyen herkes yargılanmalı ya da ifade özgürlüğünü ihlal eden TMK'da gerekli değişikliklere gidilmeli diye düşünüyorum.
BDP'nin gerçek anlamda özgürleşmesi arzu ediliyorsa, bunun yolu daha fazla kişiyi tutuklayıp siyaset alanının dışına atmaktan değil; daha fazla kişiyi siyaset alanına dahil etmekten geçiyor. Çünkü zorla özgürlük olmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019