Kurtuluş TAYİZ
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir dönem nedense her konuşmasında Erdoğan ile arasındaki farkın altını çizme gereği duyardı. Medya ise bu farkı meşrebine göre büyütür, istediği yere çekerdi. Benzer bir çekişme Abdullah Öcalan ile Selahattin Demirtaş arasında yaşanıyor. Selahattin Demirtaş açıktan karşı çıkma yerine her fırsatta Öcalan’a alternatif bir pozisyon alarak “farkını” ortaya koymaya çalışıyor. Abdullah Öcalan’a ve çözüm sürecine ölümüne karşı olan çevrelerin ve vesayet medyasının Demirtaş’a hayran olması, onu yere göğe sığdıramaması ve Demirtaş’ı adeta pamuklara sarmalayıp koruma altına alması bu “farktan” kaynaklanıyor. Demirtaş, Öcalan’ın aksine AK Parti’ye karşı! Demirtaş, Öcalan’ın aksine AK Parti’yle “kirli pazarlığa” karşı! Demirtaş, Öcalan’ın aksine başkanlığa karşı! Demirtaş, Öcalan’ın aksine hükümete de güvenmiyor!
Selahattin Demirtaş’ın kariyer mekaniği bu “farka” dayanıyor. Bu farkı vurguladıkça Demirtaş yükselecek, popülerliği artacak ve liderliği pekişecek. HDP’ye yüzde 10 seçim barajını aştırabilirlerse Demirtaş’ı Kürt siyasetinin tepesine çakacaklar; Öcalan bile onu yerinden bir daha kıpırdatamasın diye.
Selahattin Demirtaş’ı Kürt siyasetine rol model olarak dayattılar ve bunda kısmen başarılı oldular. Siyasete soyunan HDP’liler yükselmenin, kariyer basamaklarını çıkmanın yolunun Erdoğan ve AK Parti iktidarına saldırmaktan geçtiğini düşünüyor artık. Demirtaş aracılığıyla seçmen tabanını da Erdoğan düşmanlığıyla dolduruyorlar. HDP’yi, Erdoğan’a karşı sadece nefret politikası üretir hale getirdiler. Cumhuriyet tarihinde Kürtlerle ilk kez barış yapan bir lideri, Demirtaş vasıtasıyla Kürtlerin en büyük düşmanı ilan ettiler. Cumhuriyet tarihinde Kürtleri ilk kez müttefik gören bir Türk lideri, yine Demirtaş vasıtasıyla Kürtlere vurdurtmaya çalışıyorlar. Abdullah Öcalan’ı “bebek katili” yapan akıl, şimdi Demirtaş’a akıl hocalığı yapıyor; bu akıl Erdoğan’ı, Demirtaş üzerinden, Kürtlerin gözünde nefret objesi haline getirmeye uğraşıyor.
Selahattin Demirtaş’ın, dünkü grup toplantısını “Sayın Recep Tayyip Erdoğan seni başkan yaptırmayacağız” sloganlarıyla açıp bitirmesi gayet anlamlıydı. Demirtaş’ın bu konuda samimiyetinden kuşku duymuyorum; çünkü Demirtaş iki yıl önce İmralı zabıtlarını tam da bu yüzden sızdırdı. İmralı görüşmelerinin sızdırılma nedeni Abdullah Öcalan’ın “Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz” sözleriydi. O zabıtları sızdırarak, Öcalan’a ayar vermeye çalıştılar.
İmralı zabıtlarında yer alan o diyaloglara tekrar dikkat çekmek istiyorum; Sırrı Süreyya, “asıl meseleye gelelim” dercesine konuşmaya şöyle başlıyor: “Başkanım her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden endişe ediyorlar.”
Sırrı Süreyya Önder’in “selamını” götürdüğü Osman Kavala aslında siyasi bir aktör değil. Ne particiliği, ne siyasi bir geçmişi var. Ama bizim bilmediğimiz bir etkisi veya gücü olmalı ki, İmralı heyeti tarafından bu kişinin “selamı” Öcalan’a iletildi ve İmralı’ya “Başkanlığa karşıyız” mesajı verildi.
Abdullah Öcalan’ın yanıtı ise şöyle: “Başkanlık sistemi düşünülebilir. Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz. Biz AKP ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz.”
Abdullah Öcalan, kendisine iletilen “selamı” yeterince anlamadığı için olsa gerek, bu sözleri, “AKP-İmralı kirli pazarlığı” olarak HDP tarafından basına sızdırıldı. Öcalan’a darbe niteliği taşıyan bu görüşme notlarını sızdıran ekibin başında ise Demirtaş bulunuyordu. Ve bu bilinçli sızdırmanın gerekçesi ise “Öcalan’ın imajını düzeltme, elini güçlendirme!” Burası biraz komik ama gerçek; Kürt siyaseti içinden Apo’ya yönelik her darbe girişimi nedense “Öcalan’ın elini güçlendiriyoruz” biçiminde açıklanıyor. Apo’ya darbe yapıp, “elini güçlendiriyoruz” diyorlar.
Bu anlamda Demirtaş’ın “Sayın Erdoğan’ı başkan yaptırmayacağız” sözü, son derece samimi ve anlamlı. Demirtaş, ilk günden beri darbeyle, hileyle, sızdırma ve provokasyonlarla bu süreci engellemeye çalışıyor. Aslında başkanlığa değil, Erdoğan ve Öcalan’ın mimarı olduğu Türkiye’nin büyük barışına karşı. Bu zihniyetin arkasında ulusal ve uluslararası dev bir istihbarat şebekesi, ilişkiler ağı bulunuyor. İsrail ve ABD’nin Kürt kartını kullanabilmek için Apo’dan nasıl kurtulduğunu örnekleriyle önümüzdeki günlerde ayrıca anlatmaya çalışacağım.
Tekrar başa dönersek; Abdullah Öcalan ile Demirtaş arasında gerçekçi bir farktan söz edilebilir mi? Bir sürü fark var elbette ama benim gördüğüm genel fark şu: Apo radikal demokrasi yanlısı, Demirtaş ise radikal statükocu.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019