Murat BELGE

Murat BELGE
Murat BELGE
Tüm Yazıları
İmamoğlu ile açılan kapı
31.03.2025
265
Abraham Lincoln’u biraz eğip bükerek şunu söyleyebiliriz: Toplumun bir kesimi sonuna kadar o “Türkiye”den yana olabilir. Bunlar belirli bir süre çoğunluk olabilir; ama toplumun çoğunluğu, her zaman, Tayyip Erdoğan’ın vadettiği Türkiye’de yaşamaya razı olmayacaktır

Tayyip ErdoğanEkrem İmamoğlu’na açtığı savaşta mermiyi kendine sıkmış olabilir mi? “Olabilir” diyorum. Bu eyleminin başlattığı tepkinin vardığı noktaları doğru hesaplayamadığını düşünüyorum. Herhalde meydanlarda toplanan olağanüstü kalabalıkları seyrederken çok mutlu olmuyordur. “Ne iyi! Demokrasiye bağlı bir halkımız var!” demiyordur.

Ama bu tepkiye büsbütün hazırlıksız olduğunu da sanmıyorum. Çünkü yaptığı şey kolay kolay yalayıp yutulacak bir şey değil. Diplomayı geçersiz ilan etmek, en duyarsız kişiyi bile yerinden zıplatacak bir davranış. Ama bununla da yetinmiyor. Ardından tutuklama... Bu saçma uygulamalara niçin başvurulduğu konusu ise alabildiğine saydam. Bunu yapmayı göze almışsan, son derece şiddetli bir tepki ile karşılaşacağını da hesaba katmış olmalısın. Ben de bunun için, bu gibi uygulamalara girişmiş kişinin iktidarını “seçimsiz” devam ettirmeye kararlı olduğunu düşünüyorum ve yazıyorum.

Gene de duruma itiraz edenlerin sayılarının buralara varacağını hesaplayamamış olabilir. Siyaset meydanlarında coşkulu bir muhalefet yaptığına sık sık rastlamadığımız toplumsal grupların (örneğin yaşlılar) tam da böyle yapacağını beklememiş olabilirler. Bana da asıl böylelerinin davranışları önemli görünüyor, umut veriyor. “Toplum, Tayyip Erdoğan’ı tanımaya başladı” diyorum.

Bu arada çıkan, sağda solda uçuşan haberler arasında, sakınılması gereken olumsuz gidişatlar konusunda hukuk yoksulu “yargı” sorununun skalada ikinci sıraya yükselmiş olması da bana çok önemli göründü. Çünkü bu “Bana kötülük ediyorlar” bilincinden, “Bize kötülük ediyorlar” bilincine geçişin erken ama garantili işareti olarak yorumlanabilir. Yani Alevileri, Kürtleri, Ermenileri, yani Erdoğan gibilerin gözünde “onlar” olan gruplarla oluşan bir “biz...” İmamoğlu’nun tutuklanmasını izleyen dönemde bu “biz” biçimlenmeye başladı sanıyorum. Umarım yanılmıyorumdur.

Bunları yapan iktidar, saltanatını uzatmak, “kaydı hayat şartıyla” haline getirmek için daha neler yapar, tahmin etmesi zor. Bir gelecek görünüşü çizebilmek için elimizde “tahmin”den daha güvenilir bir araç zaten yok. Ama şimdiye kadar yapılanlar “tahmin edilebilir” şeyler değildi. Bundan sonra yapabilecekleri de farklı olmayacaktır. Herhangi bir kurala uygun olmayacağını, her birinin hukuk dışı olacağını “tahmin” edebiliriz. Herhalde doğru çıkacağından emin olabileceğimiz tek “tahmin” de bu olacaktır.

Ancak, mahut “tutuklanma”yı izleyen birkaç günde olanlar, toplumda çoğunluğun bu tür politikaları benimsemediğini ve onaylamadığını ve bu duygularını dile getirmekte herhangi bir engellemeye rıza göstermeyeceğini bize haber verdi. Akla hayale gelmedik baskılar karşısında hukuka saygılı bir muhalefet yapmanın güçlükleri meydanda. Bu güçlüklerin yenilerini görmeye de hazır olmalıyız. Ama şimdiye kadar gördüğümüz muhalefet de bu baskıların sürekli olamayacağını gösterdi. Toplumun içinde Tayyip Erdoğan’ın vadettiği “Türkiye”yi benimsemeye istekli bir kesim var. Ama bu kesim toplumsal çoğunluk değil. Bu bakımdan içi rahat olabiliriz. Abraham Lincoln’u biraz eğip bükerek şunu söyleyebiliriz: Toplumun bir kesimi sonuna kadar o “Türkiye”den yana olabilir. Bunlar belirli bir süre çoğunluk olabilir; ama toplumun çoğunluğu, her zaman, Tayyip Erdoğan’ın vadettiği Türkiye’de yaşamaya razı olmayacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar