Oya BAYDAR
AKP’nin seçim öncesinde siyaset piyasasına büyük tantanayla sürdüğü demokratikleşme paketi, ne devrim ne de kabak. Tepkileri yumuşatmak, eleştirileri göğüslemek için, bizzat Tayyip Erdoğan’ın yetersiz olduğunu ve arkasının geleceğini belirttiği paket hakkında daha şimdiden o kadar çok şey söylendi, yazıldı ki, tekrarlayıp yazıyı uzatmaya gerek yok.
Paketin beklentileri karşılamadığı, bu kısıtlı haliyle barış sürecinin ilerlemesine katkılı olamayacağı, Terörle Mücadele Kanunu’nun değiştirilmesi gibi hem demokratikleşme hem de barış süreci için hayati önemdeki bir adımın atılmamış olması, inanç özgürlüğü temelinde Alevîlerin dertlerine derman getirmediği, seçim barajının indirilmesi gibi basit bir yol varken çoğunluk partisine avantaj sağlayan ve iki partili olma tehlikesi barındıran modellerin yanlışlığı, vb. ülkedeki “gerçekten demokratik ve özgürlükçü” muhalefetin ortak ve haklı eleştirisi. “Gerçekten demokratik muhalefet” vurgusu yapmamın nedeni ise, pakete peşinen karşı çıkan faşizan, ulusalcı, vesayetçi muhalefet odaklarıyla demokratikleşmeden yana muhalefetin farkının altını çizebilmek.
Nacizane fikrim, açıklanan demokratik düzenlemelerin beklenene ve ihtiyaca oranlandığında yetersiz, ama mevcut duruma göre ileri bir adım olduğu. Maddelerin çoğu kısa vadede somut bir değişiklik sağlayabilecek nitelikte değilse de, nefret suçlarına getirilen ceza artırımı, okullardaki ayrımcı, faşizan andın kaldırılması, Kürtçe afabenin tanınması, hatta çok haklı eleştirilere rağmen özel okullarda anadilinde eğitimin yasal güvenceye kavuşturulması ( Bu anadilde eğitime geçişte, alıştıra alıştıra, ürkek ama önemli bir adımdır. Mesela devlet bursları veya özel burslar yöntemiyle sadece parası olanların yararlanabileceği bir hak olmaktan çıkarılabilir.), Mor Gabriel manastırının mülkiyet hakkının tanınması, kadınların kılık kıyafet kısıtlarının kaldırılması ve örtülü kadınlara kamu hizmetlerinde çalışma hakkının verilmesi, vb...vb... eski rejimin tabularını kırmak ve çok daha fazlasını amaçlamak için yararlı bir sosyal psikolojik atmosfer yaratabilecek adımlar.
Ölü gözünden yaş mı bekliyordunuz?
Tabii ben de razı değilim bu kadarına; ama paketi haklı olarak yetersizlikle, eksiklikle, kozmetiklikle eleştirenlere, “ölü gözünden yaş mı bekliyordunuz?” diye sormaktan da kendimi alamıyorum. AKP iktidarının “kendine demokrat” zihniyetini, muhafazakâr toplum vizyonunu, insanı doğayı hiçe sayan büyüme odaklı neoliberal pragmatizmini, fütuhatçı gelecek tasavvurunu, buyrukçu, otoriter, sansürcü tek adam yönetimini bilip de, paketin içeriğine şaşırıp hayal kırıklığından söz etmenin âlemi var mı?
Öte yandan, içeriği bir yana paketin hazırlanış biçimi; vesayetçilik döneminde askerlerin uyguladıkları ayrımcı akreditasyon yöntemini hatırlatan şekilde, basın toplantısında istenmeyen medya kuruluşlarına ambargo uygulanması; sunumda medya mensuplarını konu mankeni kılan soru sorma yasağı AKP zihniyetinin bir özeti ve yansımasıysa, bu zihniyettenmecbur kaldığı ve işine geldiği kadarından fazlasını beklemek hayalcilik değil mi?
Başbakan Erdoğan’ın demokratikleşme paketini açıklarken yaptığı uzun girizgâhı dinlerken, zaman zaman, (meselâ kimsenin dini, dili, inancı, etnik mensubiyeti, yaşam biçimi, vb. için ayrımcılığa uğratılamayacağını, bu anlamda nefret suçlarının cezalarının artırılacağını, kimsenin ötekinin yaşam biçimine karışamayacağını anlatırken) bu hesapça, önce sizin yargılanmanız ve ceza almanız gerekmez mi, diye geçirdim içimden. Her cümlesine “onlar”, “bunlar” diye başlayıp farklı düşünenleri, farklı yaşayanları, farklı inananları ötekileştiren, itibarsızlaştıran; ister sermaye kesiminden, ister medyadan, ister siyasetten olsun muhaliflerini bel altına vurarak susturmaya, etkisizleştirmeye çalışan Erdoğan’ı ve partisini, yetersiz de olsa bu paketi hazırlamaya, arkası gelecek havası yaratmaya, bizler yetersiz bulsak da, AKP zihniyetini aşan adımlar atmaya zorlayan nedir diye düşündüm.
Paket, demokratik kazanımları tescil ediyor
Bu sorunun tek bir cevabı var; hem paketin içeriğini, hem önümüzdeki gelişmeleri, hem de Türkiye demokrasi güçlerinin durumunu, konumunu karşılıklı ilişki-çelişkileri açıklayabilecek bir cevap: On yıllardır çetin koşullarda, işkence, zindan, sürgün, hatta yaşam pahasına sürdürülen demokrasi mücadelesidir bugün AKP iktidarını bu adımları atmaya mecbur kılan. Demokratik hak ve özgürlüklerin teslimini ihsanda bulunmak olarak gören ve gıdım gıdım teslim edip üstüne bir de böbürlenen bu zihniyet, demokratik kazanımları tescil etmeye kâr-zarar hesabıyla ve kerhen mecbur kalmıştır.
Kürt siyasal hareketinin son otuz yıllık çetin mücadelesi olmasaydı; İslami kesimin, hele de Müslüman kadınların inanç ve yaşam biçimi için verdikleri mücadele ve onlarla dayanışanlar olmasaydı; Alevîlerin, Süryanîlerin, diğer din ve mezhep gruplarının, bayrağını Hrant’ın taşıdığı azınlık hakları için uğraşanların ve ayrımcılığa, ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlık hakları için onlarla kol kola yürüyen Türkiyeli demokratların mücadelesi olmasaydı; işçilere, solculara, sosyalistlere vurduğu için AKP’nin pek adını anmadığı, darbeden saymadığı 12 Mart’ta, 12 Eylül’de canları, yaşamları, ülkelerinden ayrılmaları, hayatlarının tarumar olması pahasına mücadele edenler olmasaydı; 28 Şubat’ta inançları uğruna sırf başörtüsü yasağına karşı geldikleri için idamla yargılanan, hapishanelere tıkılan kadınlar olmasaydı, inanın bana, bugün bu cılız bulduğumuz paketçik bile çıkmazdı.
Demokratikleşme paketini yetersiz bulduğunu ifade eden BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak,BDP’nin (bence bütünüyle Kürt siyasal hareketinin) demokratik süreci ilerletecek ana güç konumunda olduğunu söylerken çok haklıydı. Gerçekten de pakette yer alan ve Kışanak’ın zaten fiilen uygulandığını, aşıldığını, mevcut durumun yasallaşmasından ibaret olduğunu söyleyerek önemsizleştirdiği maddelerin hepsi başta Kürt hareketi, demokrasi güçlerinin onlarca yıllık mücadelesinin kazanımlarının tescilidir. Aksini düşünmek kendi demokrasi mücadelemizi de küçümsemek olur.
İktidarın, kabul etmek ve daha ileri götürüleceğini söylemek zorunda kaldığı demokratik adımlar ihsan değil tümüyle bizim kazanımlarımızdır. Evet; yetersizdir, eksiktir, azdır. Ama azsa, yetersizse, -Kürt hareketini ve gerçek demokratları tenzih ederek söylemek istiyorum- bunun bir nedeninin de geleneksel muhalefetin eksikli, çağdışı kalmış demokrasi anlayışı; değişime direnen ulusalcı, Türkçü, vesayetçi, elitist zihniyeti olduğunu itiraf etmemiz gerekir. Şu anda bile, barış sürecine, Kürt halkının anadilde eğitim dahil bütün haklarının eşit yurttaşlık temelinde anayasal güvenceye kavuşturulmasına, vatandaşlığın Türklük üzerinden değil Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı üzerinden tanımına ihanet gözüyle bakıp karşı çıkanlar, demokratikleşmenin hızlanması ve derinleşmesinin desteği değil kösteği durumundadırlar.
AKP iktidarı demokratikleşmeyi gerçekleştiremez diye işin kolayından tutup kestirip atmak yerine onu her alanda daha ileri adımlar atmaya zorlamak gerekmez mi? Özellikle Kürt meselesinde (ki Alevîlerin haklarının tanınmasıyla birlikte demokratikleşmenin iki anahtarından biridir) AKP’nin zoraki şekilde attığı ürkek adımlara bile, “Bu haklar neden veriliyor, bölücülük yapılıyor, hainlik yapılıyor”, diye karşı çıkmak yerine, neden daha fazla hak teslim edilmiyor diye karşı çıkmak gerekmez mi? Laiklik elden gidiyor, diye feryat etmek yerine, bütün inançların ve kimliklerin tanındığı ve eşitlendiği özgür bir toplum talep etmek gerekmez mi?
İktidarlar toplumsal muhalefetin zorlaması olmadan kendi sınırlarını aşacak, çıkarlarını zorlayacak tek bir adım bile atmazlar. Demokratik mücadele denilen şey onları adım atmaya zorlamak, kazanımların tescilini sağlamaktır. Üstelik iktidara giden yol da buradan geçer. Paket “az”sa, ki öyle, hepimiz az olmasındaki payımızı düşünmek durumundayız. Ve “daha çok” olması için de hâlâ ve her zaman vakit var. Top şimdi demokrasi güçlerinin ayağında. İlerleyelim, zorlayalım, belki defansı aşıp gol bile atabiliriz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024