Roni MARGULIES
Öldükten sonra nereye gitmeyi düşünüyorsunuz?
İpsos araştırma şirketiyle Reuters haber ajansının geçen yıl 23 ülkede yaptığı “İlahî varlık, evrim ve ölümden sonra hayat” konulu araştırmaya göre, Türkiye bu ülkeler içinde en inançlı ikinci ülkeymiş. Tanrı’ya inananların oranı yüzde 91 çıkmış. İnanmayanlar ise sadece yüzde iki.
Yani “Vallahi, bilmem ki, biraz düşüneyim” diyenler bile sadece yüzde yedi.
(En inançlı ülke hangisiymiş diye merak ettiniz, biliyorum. Haydi onu da söyleyeyim. Endonezya.)
Öldükten sonra ne yaşanacağını bilmediklerini söyleyenler de yüzde 14.
Yani yüzde 86 biliyor.
Demek ki, “Organlarım durmuş ve çürümüş olarak yerin yedi kat altında çok da heyecanlı bir şeyler yaşayacağımı sanmıyorum doğrusu” diyenler bir avuç insandan ibaret. Yüzde 86 ise hurilerle gönül eğlendirmeye gideceğinden çok emin. (Konuya biraz yabancı olduğum için, kadınların nasıl eğleneceğini bilemedim şu anda.)
Kimin dindar olup kimin olmadığı hiç umurumda olmadığına göre, bu araştırma sonuçlarının benim için sadece siyasî bir anlamı var.
Karşıma çıkan her 10 kişiden 9,1 tanesi Allah’a inanıyorsa, üstelik genel ve soyut olarak “Herhalde bir yaratıcı olsa gerek” şeklinde değil, Cennet’e, Cehennem’e filan inanacak kadar somut bir şekilde inanıyorsa, bunu görmezlikten gelerek siyasî faaliyet yapmak zifirî karanlıkta seksek oynamaya çalışmak gibi bir şey olur.
Bu şekilde siyaset yapanlar ne olur?
CHP gibi olur.
Daracık bir çevreye tıkılır kalır, geniş kitleleri etkileme olanağını kaybeder, kendisi gibi düşünmeyenleri küçük görmeye, aptal yerine koymaya başlar. Ve bu aptal kitlelerden ümidini kestiği için, başka güçlerden medet ummaya başlar, “askerler gelse de şu aptal kitleleri sopa zoruyla akıllandırsa, aydınlatsa” diye düşünür, bu düşünceyi giderek daha cazip bulmaya başlar.
Sadece CHP böyle olsa yine iyi.
CHP’nin solundaki solda da buna benzer düşünceler az değil: “Biz devleti, derin devleti, askeri pek sevmeyiz, ama bu halkın hepsi dindar, çoğu da cemaatçi, tarikatçı. Dokunan yanıyor. Bunlara kıyasla askerler o kadar da fena değil. Hiç olmazsa asker laiktir, aydınlanmıştır, yaşam tarzı benimkine benzer. Darbe olsun demiyorum, ama olsa da fena olmayacak galiba.”
CHP’nin solunda bunu bu kadar açıkça ifade eden “solcu” azdır.
Ama tam da böyle düşünenler çok.
Ve tam da bu nedenledir ki, CHP etkisiz bir parti haline gelirken, CHP’nin solundaki solun başlıca örgütleri, etkisizliğin de ötesinde, varla yok arası bir yerde sallanıp durur hale geldi.
Yüzde 91’i dindar olan bir toplumda sosyalist siyaset yapmak için dindar olmak gerekmez. Dindarmış gibi yapmak, tersinden takıyye yapmak da gerekmez. Allah’la ve hurilerle ilgili bir söylem kullanmaya da gerek yoktur.
Ama yüzde 91’in önemli bulduğu, ciddiye aldığı inançları düşman ilan etmemek, işi gücü bırakıp bunlarla uğraşmamak gerekir.
Bu yüzde 91, karşısına devlete ve orduya yakın duran, darbecileri ve Ergenekon’u aklamaya çalışan biri çıktığında arkasını döner, dinlemez, ilgilenmez.
Nitekim yıllardır öyle yapıyor.
“Sol” deyince aklına CHP gibi, devletle, Genelkurmayla, Silivri sakinleriyle ilişkili bir şey geliyor, midesi bulanıyor, doğal olarak bir dahaki seçimleri bekleyip AK Parti’ye oy veriyor.
Üstelik azımsanmayacak kadar çok insan AK Parti’nin yaptıklarını beğenmiyor olmasına rağmen ona oy veriyor. Alternatifini çok daha korkunç bulduğu için AK Parti’ye oy veriyor.
Sosyalist siyasetin bu kitleyi hedeflemesi gerekir. CHP’nin tabanını değil, AK Parti’nin “Yetmez” diyen seçmenini kazanmaya çalışması gerekir.
Bunun yolu, AK Parti’yi dindar olduğu için, Türkiye’yi irtica karanlığına sürüklediği için filan değil, milliyetçi olduğu, Kürt sorununu barışçıl yöntemlerle çözmeyi reddettiği, Ergenekon davasında ayak sürüdüğü, Dink davasında gerekeni yapmadığı için eleştirmekten geçer.
Bunun yolu, Gülen Cemaati hakkında “Ay örgütleniyorlar, hepimizi yakacaklar, keşke birileri bunları yasaklasa” diye feryat etmekten değil, Cemaat’in milliyetçiliğini, Kürt düşmanlığını, zenginlik düşkünlüğünü eleştirmekten geçer.
Sosyalizm, geniş emekçi kitlelerin kendi hayatlarını kendi ellerine alması demektir.
Devleti kitlelere tercih edene sosyalist değil, Kemalist denir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023