Ali BAYRAMOĞLU
Güldal Kızıldemir'in Cuma günkü "Mayın Çocukları" başlıklı yazısı aldı götürdü beni çocuklarımızın dünyasına. Patlayan mayınla havaya uçan çocukları anlatıyordu Kızıldemir.
Okuduğumu bir satırda geçiştirmemek, yüreğimin 'cız'ını günlük yaşantımın patırtısında boğmamak için olsa gerek, çocukların dünyasına daldım gün boyu. Ayrıntılarla oynaştım anlamsızca.
Mesela size garip gelecek ama mayının patladığı anda, çocukların oynadığı oyunun ne olabileceğini merak ettim gün boyu. Ne oynuyorlardı dersiniz...
Gelane mi, Hablo mu, Holane mi?
Bir zamanların Silopi Ermeni Aşireti'nden olan eşim Rakel anlatır...
Silopili çocukların oynadığı oyunun adıymış Gelane... "Dikili" demekmiş Kürtçe'de.
Sivri uzun taşları dikerlermiş yan yana sırayla. Belli mesafeden de yuvarlak bir taş yuvarlar, dikili taşları devirmeye çalışırlarmış. Bir atışta çok deviren kazanırmış.
Bowling'in taşlı versiyonu anlayacağınız... Silopi Bowlingi.
Gece ay ışığında oynadıkları bir oyunmuş Hablo.
Çocuklar iki gruba ayrılırlar. Ebe, bir kilo ağırlığında seçilmiş bir taşı yanan ocakta ısıtır ve var gücüyle fırlatır uzaklara. Takımlar ay ışığının bahşettiği kadarıyla gözün, taşın düşmesinden yansıyan ses kadarıyla kulağın, en fazla da taşın ısısını arayan elin yordamıyla yarışırlar ve taşı bulup kaleye geri getirmeye koşuştururlar. Taşı bulup kaleye dönenleri engellemeye çalışan rakip oyuncuların şiddeti andıran el, ense, bacak hareketleri ise belki de oyunun en tatlı yanı.
Silopi Rugby'si sanki.
Bir diğer oyun ise Holane.
Bir metrelik bir sopanın ucunu baston biçiminde kıvırıp, belirledikleri bir alandaki deliğe, küçük taşları vura vura taşırlarmış Holane'de.
Bal gibi Silopi golfü işte.
"Oyun", "Zaman" ve "Mekân"... İnsanoğlunun uygarlık dediğimiz ortak yaratısının çok bilinmeyenli denklemini çözmeye yarayan gerçek veriler.
İnanılmaz bir berraklık taşıyorlar kendi içlerinde.
Peki, bu ortaklığın sırrı ne?
Çocuk masumluğu.
Nereye gitsem çocuk oyunlarını ararım sokaklarda.
Bir gün Prag'da, bir gün New York'ta, bir gün Şatilla'da.
Birbirinden bu kadar habersiz, birbirinin bu kadar aynı.
Bir yanda Doğu ve Batı ayrışması ve "Medeniyetler Çatışması" denen büyük oyunlarımız ve bu oyunlarda yarattığımız mayın tarlalarımız... Diğer yanda masum çocuk oyunlarımız...
Bowling, Rugby, Golf... Gelane, Hablo, Holane.
Büyük oyunlarımızda katloluyor çocuk oyunlarımız.
Bir yanda çocuklar oynuyor kırlarda, bayırlarda, sokak aralarında.
Bir yanda çocuklar ölüyor mayın tarlalarında.
Birliğimizle bütünlüğümüzle örtülmeye çalışılan ise aslında tekliğimiz.
Hani "Ne mozaiği lan, mermer" deyişi vardı ya... İşte o.
Böyle olmasına rağmen, "bizde çok kültürlülük zaten var, yenisine ne gerek var ki" tavrından da bir gıdım taviz verdiğimiz yok.
Rivayete göre bir zamanlar bir arada yaşama muhabbetimiz o denli güçlüymüş ki farklılıklarımızı fıkralaştırır, birbirimizle oynaşırmışız.
Yan yana geldik mi bir Türk, bir Kürt, bir Ermeni, bir Yahudi, bir Rum, gayrı tutmayın bizi gitsin.
"Kürt, Türk bir de Ermeni üç arkadaş yolda gidiyorlarmış..." diye başlarmışız birbirimizi "ti"ye alacak denli atışmaya, sevişmeye. Hey gidi günler hey... Farklılığımıza kızacağımıza, farklılığımızla eğlenirmişiz.
Farklılığı eğlenceye dönüştürmek... İnsanoğlunun uygarlaşmasının gerçek göstergesi belki de bu.
Ama sonra... Gün gelmiş, birbirimizden korkmuş, fıkralarımızı dahi anlatamaz olmuşuz.
Tek'lik adına birçok zenginliğimizi yitirdiğimiz gibi neşemizi de kaybetmişiz.
Tekrar o günlerimizi yakalayabilir miyiz?
Yakalamak için nereden başlamalıyız?
*3 Ocak 1996 tarihli bu yazı, Hrant Dink tarafından yazıldı. Dün onun doğum günüydü, adına ödüller verildi. Sözü bugüne ait yazısıyla, bu anlamlı yazısıyla, ona bırakmak ve onun sesini duyurmak istedim.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025