Aydın ENGİN
Son ay, hatta son hafta içinde önemli gelişmeler oldu.
Önemli önemsiz ayrımı, tarih sıralaması yapmadan sayalım:
Bir: Hükümete haklı olarak “torba tezkere” eleştirilerine yol açan çok geniş kapsamlı, yetkiler tanındı. Hükümet yurtdışına asker gönderebilecek. Yabancı askerlerin Türkiye’den geçmelerine, hattâ konaklamalarına, hattânın hattâsı üstlenmelerine izin verebilecek. Bu tezkere sayesinde Osmanlı imparatorluğunu diriltme düşleri kuran Başbakan, o imparatorluğa sultan olma düşleri kuran Tayyip Erdoğan Suriye’de Baas iktidarını devirmek.Beşşar Esad’ı alaşağı etmek gibi sonuçları felaket olabilecek bir maceraya mı girecek, yoksa tezkere görüşmeleri sırasında resmi olarak ifade edilen IŞİD’le mücadele, mümkünse bitirme operasyonlarının bir halkası olmakla mı yetinecek?
Bunu şimdiden bilmek olanaksız. Ama önemli bir gelişme olduğu açık.
İki: Başbakan kendini ve Hükümeti bağlayıcı bir açıklama yaptı ve Kobane’nin düşmesine izin vermeyeceklerini belirtti. Bunu nasıl, hangi yöntemlerle yapacaklarını bilmiyoruz. Ama resmi ve yetkili bir ağızdan bu karar ilk kez ifade edildi.
Bunun da önemli bir gelişme, politika değişikliği olduğu açık.
Üç: ABD Başkan yardımcısı (yani ABD siyasal iktidarının iki numarası) Joe Biden, Harvard’da Türkiye’nin cihatçı çetelere çok ciddi destek verdiğini, eğitim, geçiş kolaylıkları ve en önemlisi çok yüklü silah ve para yardımı yaptığını açık etti. Ancak aynı konuşmada “Ama birden uyandılar” diye ekleyip, Türkiye’nin IŞİD’e karşı koalisyonda önemli bir yer alacağını ilan etti.
Eh, sonuçları ne olur şimdiden bilemeyiz ama bu da az buz önemde bir gelişme değil.
Dört: Bugüne kadar İmralı’da kapalı kapılar ardında Öcalan ve devlet görevlileri (Siz MİT görevlileri diye okuyun) sürüp giden ve içeriğinden ancak Öcalan’ı ziyarete gelen HDP yöneticilerine anlattığı kadarıyla bilgi sahibi olduğumuz (yani olmadığımız) görüşmeler yeni bir aşamaya evriliyor. Hükümet iki ayrı kurul oluşturuyor ve bunlardan biri Öcalan’ın ve Kürt siyasal hareketinin epeydir ısrarla talep ettiği “Müzakere Kurulu”. Yani çözüm sürecinin yol haritası, silahlı PKK güçlerinin dağdan indirilmesi, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın kabulü gibi çetin ve çetrefil konular bundan böyle devlet görevlilerinin (siz memurların diye okuyun) tekelinden siyaset düzlemine aktarılacağa benziyor.
Beş: HDP çevresinde özellikle eşbaşkan Demirtaş’ın konuşmalarında aşırı umutlara kapılmadan, yapıp edeceklerini gözlemek üzere Hükümet’e bir şans tanınacağını sezdiren bir yumuşama, yapıcı olma çabası gözleniyor. Daha kestirme bir deyişle Kürt siyasal hareketi günlerin önemli gelişmelere gebe olduğu gerçeğinden hareketle taleplerini daha da somutlaştırmaya hazırlanıyor.
Altı: CHP kanadında, bir yandan Hükümetin ülkeyi Ortadoğu’da, özellikle Suriye’de içinden çıkılması çok güç bir bataklığa sürüklemesine net bir karşı çıkış var. Ancak bir yandan da Kürt sorununu çözme yolunda atılacak olumlu adımları destekleyeceğine, bugüne dek alışılagelmiş “gözü kapalı itiraz ve red” çizgisinin terkedileceğine ilişkin ciddiye alınması gereken ipuçları belirdi.
Yedi: …
Sekiz: …
Dokuz: …
* * *
Sayageldiğim önemli gelişmeler Kürt sorununda bir finale doğru gidildiğini gösteriyor. Bu final Türklerde ve Kürtlerde çok geniş bir kesimin benimseyeceği bir final mi olacak yoksa “Dağ fare doğurdu” mu dedirtecek?
Bunu, bugünden kestirmek mümkün değil.
Ancak kimilerinin “kirli savaş”, kimilerinin “Kürt isyanı”, kimilerinin “düşük yoğunluklu savaş” gibi nitelemelerle tanımladığı, Türkiye’yi hem siyasal olarak, hem ekonomik olarak kilitleyen, tahrip eden “savaş hali”nin bitme olasılığı belirdi.
Sadece Hükümet, siyasi partiler, devlet kurumları için değil, bu ülkenin tüm yurttaşları (Türk ve Kürt tüm yurttaşları) için siyasal tercihini ve tutumunu bir kere daha gözden geçirmesinidayatacak hızlı gelişmelere gebeyiz.
Şaka değil, ülke içinde yeniden savaş mı başlayacak, barışın önü mü açılacak sorusuna cevap vereceğiz.
Bu soru sadece tepedeki siyasetçilere, Hükümet’e, orduya bırakılamayacak kadar yaşamsal bir soru.
Cevabı da öyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021