Ayhan ONGUN
Boykot, demokratik ülkelerde en doğal bir hak arama ve protesto yöntemidir.
Beğenmediğiniz bir ürünü, bir markayı, bir işyerini, kurum ya da kuruluşu boykot edebilirsiniz.
Bu eylemi tek başınıza yapabileceğiniz gibi, sizin gibi düşünen kişi ve kuruluşlarla, örgütlerle birlikte de yapabilirsiniz.
Ancak boykot edilemeyecek tek şey, halk iradesidir.
Şu günlerde ülkemizde de bir boykot furyasıdır gidiyor.
En son ve çarpıcı olan, halk iradesiyle cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan’ın Yargıtay tarafından düzenlenen adli yıl açılış törenini, Türkiye Barolar Birliği Başkanının konuşma yapacak olmasından dolayı, boykot edecek olması.
Ne geçmişte Başbakan olarak, ne de şimdi Cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan’ın seçimle yönetime gelmiş bir kişiyi ya da o konuşacak diye Yargıtay gibi önemli bir kurumun toplantısını boykot etme lüksü yoktur.
Tıpkı, Cumhurbaşkanı olarak kendisinin yemin törenini ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu’nun boykot etme lüksü olmadığı gibi.
Hakkı yoktur demiyorum, çünkü aksi halde bir yaptırım uygulama imkanı olmadığı için bu durumu kişisel bir inisiyatif kullanımı olarak görmek de mümkün.
Cumhurbaşkanı, eğer tüm cumhurun başkanı olmak istiyorsa, kendisine yapılan, hakaret içermeyen eleştirileri kabullenmek, katlanmak zorundadır.
Aynı keza, bir siyasi parti genel başkanı da, halkın çoğunluk oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanını ne kendisi adına, ne de parti olarak boykot etme hakkına sahip değildir.
O zaman bu boykot Cumhurbaşkanına, Sayın Erdoğan’a değil; halk iradesine yapılmış bir boykota dönüşür.
Geçmişte çok sayıda darbe ve teşebbüsüyle karşılaşmış bu halk, eninde sonunda kendi iradesine sahip çıkar ve iradesine yapılan boykot ya da benzeri müdahalelerin hesabını bir gün mutlaka sorar.
Kişisel davranışlarını, bir yönetici olarak uygulamalarını, siyasi parti başkanı olarak politikalarını beğenmiyor olabilirsiniz. Ve hatta kişisel husumetiniz ya da önyargılarınız bile olabilir.
Ama Sayın Kılıçdaroğlu, siz: iktidar olmayı hedefleyen yüz yıllık bir siyasi partinin genel başkanısınız.
Sizin duygusal davranma lüksünüz olmadığı gibi, üstelik de halkın doğrudan seçtiği bir Cumhurbaşkanını boykot etmek hakkınız hiç olamaz.
Kaldı ki, bu halk, sizin boykot etmeyi düşündüğünüz kişiyi; CHP dahil 14 partinin muhalefetine rağmen Cumhurbaşkanı seçerek aslında sizi boykot etmiştir.
Çatı adayı formülünüzü de, aday belirleme yönteminizi de kabul etmemiş; belki anlarsınız diye size çok önemli bir ders vermiştir.
Bu halk; sizin muhalefet tarzınızı, yönetim anlayışınızı ve değiştiremediğiniz zihniyet yapınızı veto etmiştir.
Eğer anlayabilirseniz, asıl boykot budur.
Ve Sayın CHP yöneticileri, halkın boykotu hiçbir şeye benzemez.
Eğer siz hala bu soğuk savaş döneminden kalma korku senaryolarında, çağın gerisinde kalmış devletçi politikalarınızda ısrar ederseniz, sizi öyle bir boykot eder ki, bir daha siyaset sahnesine çıkamaz hale gelirsiniz.
Partinizin anlı şanlı milletvekillerinden biri de “Cumhurbaşkanı konuşurken, arkasını dönecekmiş.” Kendisi de Cumhurbaşkanı adayı heveslisi bu kırk yıllık milletvekilinin yaptığını artık ilkokul öğrencileri bile yapmıyorlar.
Siz bu tür ucuz muhalefet oyunlarına, basit protesto yöntemlerine devam ederseniz; Türkiye Barolar Birliği Başkanı konuşacak diye Yargıtay toplantısını boykot etmeye kalkan Erdoğan’ı eleştirdiğinizde kimse size kulak vermez.
Muhalefet etmenin, hele de iktidara gelmenin çok daha ciddi, farklı yolları, yöntemleri vardır.
Ancak bu yollardan muhalefet etmek, iktidar olmak biraz çilelidir, zahmetlidir, çalışmak gerektirir.
Yeni ve toplumda karşılığı olan sosyal, ekonomik politikalar üretmek, örgütlü yapınızı sürekli yenilemek ve güçlendirmek, daha da önemlisi, kendi öz gücünüze güvenmek gerektirir.
Bu zor ama onurlu yolu tercih etme yerine; askeri ve bürokratik vesayetten medet ummak, ucuz ve kolaycı yöntemlere yönelmek, rakibin hata yapmasını beklemek; acizliktir, çaresizliktir.
Oysa bu ülkenin, uzun dönem iktidarda kalarak yıpranan, siyaset bilimine de eşyanın tabiatına da aykırı düşen tek parti yönetimlerinden kurtulmaya, bu nedenle de çağdaş ve evrensel değerleri savunan güçlü muhalefet partilerine ihtiyacı vardır.
Böyle bir parti de boykot gibi ucuz yöntemlere başvurmaz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020