Etyen MAHÇUPYAN
Ekonomide yanlışta ısrar edilmesi Türkiye’ye çok pahalıya mal oldu ve olmaya da devam edecek. Enerji maliyetlerinin yarıdan fazla ucuzladığı ve küresel sermaye hareketliliğinin arttığı bir dönemde, dinamik nüfusuna ve hinterlandı açısından elverişli kültürel birikimine rağmen ülke yeni bir atılım gerçekleştiremiyor. Çünkü artık bütçeyi daha iyi yöneterek elde edilecek marjinal fayda çok az. Ayrıca kamu giderek milli gelirin daha büyük kısmını harcıyor. Devlet büyüyor ve kaynakları verimli kullanmıyor. Dolayısıyla tek çıkış ‘yapısal reform’ denen değişim. Yani ihale ve iflas kanunlarını yeniden düzenleyen, emek piyasasında yasa dışı alanı ortadan kaldıran, kurumsal özerkliğe ve liyakate itibar eden ve tüm ekonomik yapıyı hukuksal güvence altına alan bir çerçeve…
Hükümet ise aksi yönde gidiyor. Hukuksal zemin belirsizlikler içeriyor, Merkez Bankası’nın kurumsal itibarı zedeleniyor ve iş dünyasında fırsatçılığı öne çıkaran bir keyfilik ekonomiye hakim oluyor. Sonuçta siyaseten öngörülebilir olmayan bir ülke algısına, ekonominin de öngörülemez olduğu tespiti ekleniyor.
***
Peki, hükümet niçin böyle davranıyor? Çünkü kendi ürettiği kısır döngünün içine sıkışmış durumda. Devlete hakim olmak için onu büyütüyor. Topluma hakim olmak üzere örneğin medyadan ve yayın dünyasından destek almaya ihtiyaç duyuyor. Ancak bu yeni düzenin finansal gereksiniminin de karşılanması lazım. Dolayısıyla devletin daha da büyümesi ve ‘iş dağıtma’ sisteminin de buna uygun işlev görmesi gerekiyor. Ancak kaynaklar devlette toplandıkça ve verimsiz kullanıldıkça büyüme olmuyor. Oysa büyümeye ihtiyaç var çünkü aksi halde seçim de kazanılamaz. Bu durumda büyüme tüketim ve inşaat üzerinden zorlanıyor. Ne var ki bu da enflasyonun ve faizin yükselmesi demek. Ama faiz yükselince devletin yaptırttığı yatırımlar ve konut pahalılaşıyor. Girişimcilerin korunması uğruna faiz düşsün isteniyor… İşin ironik kısmı şu ki, tam da bu anlatılan döngü nedeniyle faiz düşmüyor, çünkü böyle bir ekonomik yapının riski yüksek.
Hükümet yetkilileri daha bir iki ay önce faizin düşmesi için doğrudan talimatlar verdiler ve gerçekleşmediği takdirde zor durumda kalacakları konusunda bankaları ‘uyardılar’. Geçen hafta ise muhtarlara yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı rica etti… “Başta kamu bankaları olmak üzere lütfen faiz oranlarını düşürün.” Erdoğan ayrıca “kimse önümü göremiyorum deme lüksüne sahip değil, fedakarlık yapılmalı, risk alınmalı” dedi. Ancak fedakarlık yapmak istemeyen yönetimin böyle bir istekte bulunma ‘lüksü’ nereden geliyor, söz etmedi…
Bugün hükümet kendi işini topluma yüklüyor ama toplumun buna niyetlenmesi için bile kendisine düşeni yapmıyor. Daha vahimi ekonomik aktörlere ‘bu işten anlamadığı’ ya da ‘bilerek doğruyu yapmak istemediği’ mesajını veriyor.
***
Faiz indirme çağrıları son derece talihsiz. Faizin inmesi iyi olurdu ama hükümet bunun için gerekeni yapmıyor ve yapmadığı halde insin istiyor. Faiz emir veya rica ile inmeyeceği gibi, faiz inse bile yatırım kendiliğinden artmaz. Ekonomi öngörülebilirlik vasfını kaybeder, kurumsal dengelere dayanan bir güven ortamından uzaklaşılır, rasyonel yönetimin gereği yapılmazsa faiz inse de yatırım olmaz. Hele demokrasiden uzaklaşılır, iç barış ortamını zedeleyen tutumlar sergilenir, siyasi kutuplaşma kaşınır, keyfilik alır başını gider, adalet sistemi şirazeden çıkarsa, ortada ne finansman ne de girişimci kalır.
Eğer siyasi olarak bu yapıya mecburuz denirse, fırsatçılığa ve oportünizme mahkum olmayı da göze almak gerekir. Finansmanın ucuzlaması ne kadar iyiyse, bunun irrasyonel bir biçimde zorlanması da o denli zararlıdır ve ters teper. AK Parti bu kadar yılda bunu anlamamış ise durum hazin…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023