Ferhat KENTEL
Çinlilerin dediği gibi, ilginç zamanlardayız ve Bas Haber yayınına son veriyor ve karınca kararınca buradan bir şeyler mırıldanmaya çalışan insanlar için bir mecra bitiyor. Dolayısıyla Ortadoğu’da az rastlanan cinsten bir yayın organı sona eriyor. Partizanlık yapmayan, hamasete sapmayan, soğukkanlılığını koruyan, farklı kanatlardan görüş toplamayı gazeteciliğin temel ilkelerinden biri olarak gören Bas Haber ne yazık ki artık yaşamayacak...
Bundan sonra kamusal alan, kamuoyu gibi kavramlarla anlattığımız ve fikirlerin, görüşlerin, kanaatların karşılaştığını varsaydığımız dünyada savaşçıların, ezbercilerin, güçlü olduğu için kendilerini haklı zannedenlerin kontrolü biraz daha artacak...
Totaliter anaforda zaten duyulamayan görüşler kervanına yenileri katılacak. Totaliter merkezde konuşanlar ve konuşanları dinleyenler hep mutlu olacaklar ve hep ne kadar da çok haklı olduklarını düşünecekler.
Daha önce de değindim; bu son yazıda da ifade edeyim. Memleketimizde olup bitenler sadece bize özgü değil; “yeni” dünyada Trump ve benzerlerinin borusu ötüyor.
Medium.com adlı bir internet sitesinde Tobias Stone adlı bir yazardan okuduğum “Brexit ve Trump sonrası: Durdurulamaz bir yıkım mı geliyor?” başlıklı yazı tam da bu “ilginç zamanları” anlatıyor.
Kontrolden çıkan bir ruh hali var artık... Öfke ve nefretin ortalığa serildiği dünyada her şey; sözler ve kararlar kontrolden çıkıyor. Kendi gücünü gördükçe, kendine, kendi sözlerine aşık olan ve kendinde her türlü kuvveti ve mucizevi bir üstünlüğü gören liderlerin beslediği korkunç bir anafor, aynı zamanda insanları da kendi kontrollerinden çıkarıp, o ulvileşen güçlerin kontrolüne sokuyor.
Bu tek referans yettiği için, totalitarizme karşı durduğunu düşünenler de, bizzat anaforun göbeğinde savrulanlar da alternatif ve farklı görüşleri okumuyor, düşünmüyor, tartışmıyor veya dinlemiyor. Sadece kendi ruh halini okşayacak görüş, insan ve yalanlarla yetiniyor.
Trumpgiller ve küçük Trumplar tabii ki kendilerinden olmayanları çok aşağılıyorlar; her türlü hakareti ediyorlar. Alabildiğine kibirliler... Ama bütün bu aşağılama furyası, Trumpgilleri destekleyenleri hiç rahatsız etmiyor; tam tersine Trump’la kurdukları özdeşlik sayesinde, ilk defa kendilerini zafer kazanmış gibi hissediyorlar. Ve gerçekten kazanmamış olmalarının hiçbir önemi yok. Onlar adına birilerinin çıkıp, şimdiye kadar kendilerini aşağılamış olan insanlara avazları çıktığı kadar hakaret etmelerinden büyük bir tatmin duyuyorlar.
Eski bir öğrencim Mustafa Kalaycıoğlu’nun yıllar önce dediği gibi bu bir rövanş... Yılların birikimini taşıyan ve patlayan bir intikam duygusu.
Bu duygu o kadar güçlü ki... Başkalarını görünmez kılıyor....
Tobias Stone’un dediği gibi, “Açık toplumların, diğer insanlara kibar olmanın, ırkçı olmamanın, savaşmamamın daha iyi bir yaşam biçimi olduğunu gören insanlar genelde sonunda bu kavgaları kaybediyorlar. Pis dövüşmüyorlar. Halkın desteğini almak konusunda berbatlar. Daha az şiddetliler, bu yüzden sonunda cezaevlerine, kamplara ve mezarlara giriyorlar.”
İşte böyle bir durumda, totaliter anafora savrulmuş olanlara ne yazık ki denecek bir şey yok. Onların farklı bir sesi duyabilme ihtimalleri sıfır. Ama belki bu arada bu durumu vesile bilip, kendilerinin “totaliter anaforun dışında kaldığını” düşünen ve hep başkalarına bir şeyler anlatmaya çalışan kibirli seçkinlerin, liberallerin, solcuların, modernlerin, aydınlanmışların, rasyonelliği kimseye kaptırmayanların dönüp kendileri ile hesaplaşmaları iyi olabilir.
Trump ve benzerlerinin, cinsiyetçi, ırkçı, milliyetçi ve hamasetten neredeyse boğulan insanların başarılarında bu “çok bilen” kesimlerin kendi paylarının olup olmadığını iyice düşünmelerinde sonsuz fayda var.
Totaliter furyalar ezip geçtikten sonra, hiç olmazsa ayakta kalabilenlerin karşı kamplarda ayakta kalabilenlerle konuşurken kibri bir kenara bırakma ihtimali üretilir belki...
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020