İbrahim Kahveci
Dün gazeteye gelmeden önce ‘Ebedi Yol’ filmini izledim: 1930 büyük buhran nedeniyle ABD’den ve Kanada’dan Avrupa’ya tersine göç eden bir Finlandiya vatandaşının gerçek hayat hikayesi anlatılıyor.
Büyük buhran...
Yani öyle kısa dönemde biten kriz değil. Önce bir kriz dalgası ve ardından uzun süre devam eden bunalım dönemi.
Geçen hafta Fitch Türkiye’de yeniden büyüme için 2021’i işaret etti. Ama yeterli mi?
Büyümeyi ikiye ayırıyoruz: 1-Nüfus büyümesi. 2- Reel büyüme.
Türkiye uzun yıllar nüfus büyümesi ile gerçek büyümeyi karıştırdı. Tıpkı 2003-2018 arasında yaşanan ‘kredi büyümesi’ gibi.
Sahi biz gerçekten ne kadar büyüdük? Siyasilerin dediği gibi 3-3,5 kat bir büyüme gerçek miydi?
Şimdi tam da bu gerçeklerle yüzleşme zamanı.
Gerçek bir büyüme sağlamış olsaydık, bu süreçte (2015 ve sonrası) yapılan yanlışların faturası bu kadar ağır olur muydu? Hiç sanmıyorum.
Bugün son 17 yılın faturasını ödeyeceğimiz bir kriz ve büyük buhran içindeyiz. Prof. Dr. Asaf Savaş Akat’ın dediği gibi, bu sorunu aşmanın yolu da öyle basit bir kaç adım olamaz. Hele hele yabancı sermayeye bel bağlayan çıkış yolları ile hiç olamaz.
Kur artışlarının etkisini hesaba katmadan aktarıyorum. (Aslında çok daha derin analiz yapılabilir):
2003 sonunda 468 milyar lira GSYH karşısında 66 milyar kredi var. Kredi oranı %14,1.
2004 yılında krediler 33 milyar TL artarken, GSYH 109 milyar TL artıyor. Kabaca büyümenin yüzde 30’u kredi büyümesi.
2003-2018 arasında:
GSYH artışı= 3 trilyon 359 milyar TL
Kredi artışı= 2 trilyon 452 milyar TL
Kredili büyüme oranı % 73
Siz bunun yanına bir de nüfus büyümesini ekleyin.
ABD’de % 2’nin altındaki büyümeye büyük tehlike gözüyle bakılıyor. Yani topluma yansımayan bir büyüme...
Bizde bu oran aslında % 4-4,5 arası bir büyüme oranıdır. Bunun altında kalan büyüme oranları topluma yansımıyor. Hatta fakirleşmeye bile gidiyor.
Şimdi neden bugün yaşanılan sürece ‘Kriz’ ve sonrası ‘Bunalım’ diyorum; ya da ikisinin toplamı olarak ‘Buhran’ diyorum?
Çünkü geçmiş 17 yılda yaşadığımız şişkinliğin faturasını ödeyeceğiz de ondan. Dış borca dayalı kredi büyümesi artık tersine döndü. Maliyetler çok daha yüksek.
Bir örnek üzerinden olayı açıklayayım: Dış ticaret açığı ve cari açık oranına bakalım.
1994 yılında dış ticaret açığının ihracata oranı % 23 etmektedir. 4 milyar 167 milyon dolar dış açık ve 18 milyar 106 milyon dolar ihracat vardı. Buna karşılık cari işlemler 2 milyar 631 milyon dolar fazla vermiştir.
Aslında gerçek rakam şudur: İhracatın % 37,5’i kadar dış açık düzeyinde cari işlemler sıfır vermektedir.
2001 krizinde dış açık oranının yüzde 20,2’si düzeyinde cari işlemler sıfır düzeyine gelmektedir. Çünkü dış borç ve faiz yükü artık artmıştır.
Ya şimdi?
2018 yılı rakamına toplu bakalım: 41 milyar 811 milyon dolar dış ticaret açığına karşılık 27 milyar 125 milyon dolar cari açık var. Yani cari açığın sıfır olması için dış açığın 14 milyar 686 milyon dolar olması gerekiyordu. Bunun da ihracata oranı % 8,4 etmektedir.
Nisan 2018-Nisan 2019 rakamına bakalım: Dış açık 24 milyar 001 milyon dolar ama yine cari açık var; o da 8 milyar 634 milyon dolar. Cari açığın sıfır olması için dış açığın 15 milyar 367 milyon dolar olması ve bunun da ihracata oranının yüzde 8,7 olması gerekiyordu.
Olay şu: Yüksek dış borç ve faiz yükü ile yabancı yatırım kâr payları etkisiyle artık cari işlemler için çok daha yüksek oranda dış denge sağlamamız gerekiyor.
Bugün % 7,5-8 aralığında bir dış borç faizi ödüyorsak ve dış borcumuz 450 milyar dolar seviyesine gelmiş ise bu tablo bize daha çok kemer sıkmamız gerektiğini söylüyor. İşte o nedenle bu sefer sadece bir kriz değil, ek olarak uzun süreli bir buhran (düşük gelir seviyesinde yaşama) dönemi bizi bekliyor diyoruz.
Kemer sıkma deyince durum nedir? Yerleşik hanehalkı tüketimi:
2001/II. çeyrek yüzde -9,3; III. çeyrek % -7,4 ve IV. çeyrek % -7,6 daralma.
2009/I. çeyrek % -9,3 daralma.
2018/IV. çeyrek % -8,9 ve 2019/I. çeyrek % -4,7 daralma.
Unutmayalım ki; 2019 başında Mart yerel seçimleri için açılan musluklar depoyu boşalttı. Seçimler bitince o depo dolacak ve harcamalar daha da kısılacak. Muhtemelen boşalan depoya su ihtiyacı olacak ve yeni vergi ile zamlar bizim için bekleyen talihimiz olarak Milli Piyango’dan gelmeyecek.
Hazır mısınız?
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
26.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
11.09.2025
9.09.2025