Mehmet Y. Yılmaz
23 Nisan nedeniyle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan bir çocuğa sordular, “Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradınız mı” diye?
Yanıtı “bende telefonu yok” oldu.
2023 yılına kadar o koltuğun seçilmiş sahibi olan şahsa da ki bu şahıs AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan oluyor aynı soruyu sordular.
“Neden arayayım ki” diye yanıt verdi.
Düşündüm, hangi cevap daha doğru diye.
Sanki çocuğun yanıtı daha anlaşılabilir, daha makul karşılanabilir bir yanıt gibi geldi bana.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir avuç eşkıyanın saldırısına uğradı.
Bunun örgütlü mü, kendiliğinden gelişen bir saldırı mı olduğunu kuşkusuz ki bu iktidar döneminde öğrenemeyeceğiz. Yanıtı zaman içinde alacağız.
Saldırıya uğrayan şahıs, daha üç hafta önce yapılan seçimde bu ülkede yaşayan üç kişiden birinin oyunu alan partinin genel başkanı.
Yumruk yedi, bir eve sığındı, sığındığı evi yakmak istediler, eşkıyalardan biri olan bir kadın koca bir taş parçasıyla otomobiline saldırdı.
Ellerine geçirseler öldürebilirlerdi.
Ve memleketin Cumhurbaşkanı, böyle bir saldırıdan kurtulmuş Türkiye’nin ikinci büyük partisinin liderini aramıyor, sorana da “niye arayayım ki” diyor.
Bu ülkede çivilerin en başından beri oynadığını gösteren bir durum bu.
Her şeyi boş verin, siyasi nezaketi de bir yana koyun, ayda yılda bir de olsa gördüğünüz bir insanı böyle bir durumdan sonra aramak insanlık gereğidir.
O insanı eleştiriyor olabilirsiniz, sevmiyor olabilirsiniz ama medeni terbiye bunu gerektirir.
Kim bilir, belki de Cumhurbaşkanı, seçim öncesindeki konuşmalarıyla nasıl tipleri tahrik ettiğinin ancak farkına vardığı için aramamış olabilir.
Yine de arasaydı iyi olurdu.
Devlet Bahçeli’nin aklına uymamasını öneririm. İkimiz de 12 Eylül öncesini hatırlayacak yaştayız.
Bu tür politikaların, Türkiye’yi adım adım nasıl darbeye götürdüğünü, kaç eve ateş düştüğünü hatırlıyor olmalı.
Derin bir nefes alıp biraz olsun düşünsün: Türkiye’yi böyle politikalarla bölmenin, insanlar arasına düşmanlık tohumu ekmenin kime faydası olur?
***
Türkiye’yi bölmek isteyenlerin sevdiği hareketler
Kars Valiliği önünde yapılan 23 Nisan töreninde 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Özgür Nuhut, Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ve eş başkan Şevin Alaca’nın elini sıkmadı.
Hatırlarsınız, bu beyler bir dönem de AKP yetkililerinin elini sıkmazlardı.
Mesela 2007 yılında Korgeneral Aslan Güner, KKTC'den dönüşünde Cumhurbaşkanı'nı karşılarken eşi Hayrünnisa Hanım’ın elini sıkmamıştı.
O vakitler ne gürültü koptuğunu hatırlıyorum.
Paşa da sonra terfi alamamıştı zaten.
Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu’nun da belediye başkanı olduğu yıllarda Recep Tayyip Erdoğan’ın elini sıkmaktan imtina ettiği ileri sürülmüştü, onu da hatırlıyorum.
Bütün AKP medyasının da bir subayın, seçilmiş bir kişinin elini sıkmamasının nasıl korkunç bir şey olduğunu döne döne yazdığını da hatırlıyorum tabii.
Şimdi soralım arada ne fark var?
Bir askerin, seçilmiş bir kişiye böyle bir tavır alma hakkı yoktur. Hakkı da yoktur, haddi de değildir.
Bugün askeri böyle siyasi tavırlar için yüreklendirirseniz, yarın bunun nereye kadar varacağını öngöremezsiniz.
Ayhan Bilgen seçilmiş bir belediye başkanı. HDP’yi, PKK’nın uzantısı olarak görüyor olabilirsiniz. Bu, halkın onu seçtiği gerçeğini değiştirmez.
Cumhurbaşkanı da TBMM’deki 23 Nisan törenlerinde, HDP adına Pervin Buldan kürsüye çıkınca salonu terk etti.
Gazeteciler sorunca da “Mehmedimi şehit edenleri neden dinleyeceğim, İstiklal Marşı’nı okumayanları neden dinleyeceğim” dedi.
Pervin Buldan’ın silahlı eylemlere katıldığından haberim yoktu.
Cumhurbaşkanı biliyorsa neden savcılara haber vermiyor?
Vermiyor, çünkü böyle bir şey yok.
Pervin Buldan, milletvekili seçilmiş, Anayasa ve kanunlar önünde Recep Tayyip Erdoğan ile eşit bir yurttaştır.
Ona oy verenler terörist değildir, onların oylarının değeri de Erdoğan’a oy verenlerin oylarının değerinden az değildir.
Bu halkın bir bölümünün meşru siyaset ile ilişkisini kesmeye, onun meşru siyasi temsilcilerini yok saymaya yönelik her hareket, bu ülkeyi bölmek isteyenlere hizmet eder.
Türkiye’yi bölmek isteyenler, kuşku duymayın ki bu sahneleri zevk içinde çubuklarını tüttürerek izliyorlar.
***
Bunlar “şehit yakını” değil, eşkıya
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı sıfatını taşıyan bir devlet memuru var. Adı Fahrettin Altun.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu linç etmeye çalışan insanlıktan nasibini almamış eşkıyalar için şöyle diyor:
“Kılıçdaroğlu’nu protesto eden vatandaşlarımıza terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz.”
Kusura bakma Altun Bey. Bu eşkıyaya, şehit ailesi hoşgörüsü göstermeyi de biz kabul edemeyiz.
Senin bu yaptığın, gencecik çocuklarını kaybeden ailelere hakarettir.
Bu eşkıyanın yaptığı “protesto” değildir. Linç girişimidir.
Bir gün seni de böyle protesto etmek isteyenler çıkarsa, nereye saklanacağını bilemezsin.
Süleyman Demirel, “bana milliyetçiler suç işliyor dedirtemezsiniz” dedikten iki yıl sonra “American boys” tarafından darbeye maruz kaldı.
Onun “milliyetçi” sandığı tipler meğerse CIA ve MİT’in ortak operasyonunu yürütüyorlarmış, sonradan öğrendik.
Yine aynı tiplerin başrolünde olduğu bir oyunun tam ortasındayız. Akıllı olun!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024